USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Salgın

07-12-2020

29 Aralık 2146 - Dr. Alp dinlendiği esnada radyodan ajansı açtı. Haberler hiç de iyi değildi:

?Dünyanın her yerinden ölüm haberleri gelmeye devam ediyor. Virüsün belirtileri her geçen gün daha da netleşiyor. Ani bir şekilde ses kısıklığı başlıyor, ses telleri iltihabı gelişiyor ve kişi konuşamamaya başlıyor. Virüs bir süre sonra akciğer tutulumu yapıyor. Eğer kişi yaşlıysa veya bağışıklığını zayıflatan bir hastalığı varsa kısa sürede solunum cihazına bağlanmak zorunda kalıyor ve sağ kalım süresi çok da uzun sürmüyor.?

100 yıldan fazla olmuştu dünya böyle bir salgını görmeyeli. En son Covid-19 salgını olmuş ve milyonlarca insanın ölümüne sebep olduktan sonra Dünya Sağlık Örgütü 2022´nin 17 Mayıs´ında pandeminin bittiğini ilan etmişti. Dünya aynı buhranı yeniden yaşıyordu. Bütün bir insanlık, tarihin tekerrürden ibaret olduğunu çaresizce tahattur ediyordu.

Virüsün bulaş yolu ise kelimenin tam anlamıyla bir ters köşe idi. Başlarda kimse inanmak istemedi ama Dünya Sağlık Örgütü başkanı hadiseyi şöyle açıklamıştı:

?Virüs ilginç bir şekilde yalan söyleyen kişiden yalan söylediği kişiye bulaşıyor. Virüsü alan kişi de başkasına yalan söylerse o da ona bulaştırıyor. Bu bulaş yolu birçok vakada denenerek kanıtlandı. Virüsle enfekte kişilerden alınan kişisel mum örnekleri yakılarak, sönmesi beklendi. Neredeyse mumların tamamı yatsı ezanından önce söndü.?

14 Ocak 2147 - Dr. Alp 37 gündür laboratuvardaydı. Aşıyı bulması an meselesiydi. Hiç dışarı çıkmadı, hiç kimseyle konuşmadı. İhtiyaçlarını telefonda mesaj yoluyla bildiriyordu. Malzemeleri içeri alırken de konuşmadan ve göz teması kurmadan alıyordu. Zaten Dr. Alp´in salgından önce de buna benzer bir hayatı vardı. Annesini, babasını ve ablasını kaybettiği o uçak kazasından sonra insanlarla iletişimi çok azalmıştı. Evlenme planlarını da unutmuş kendini işine vermişti.

5 Şubat 2147 - Fikret işteyken kimseyle konuşmuyor ve tedbirlere de sıkı sıkı uyuyordu. Havaalanı personeline tedbir amaçlı 2 günde bir test yapılıyordu. Zaten Fikret virüsün giriş yolu olan kulaklarını özel üretim kulaklıklarla tamamen kapatıyor ve diğer insanları korumak açısından da ağzına bandını yapıştırıyordu. Akşam eve tekrar girene kadar bu tedbirlerden asla taviz vermiyordu. Çünkü Fikret virüs açısından riskli gruptaydı. 58 yaşındaydı ve 4 ay önce siroz tanısı konulmuştu. Eşi Aynur ve 16 yaşındaki oğlu Sinan ile birlikte yaşıyordu. Son 35 gündür Aynur ve Sinan hiç dışarı çıkmamışlardı ve evleri, ailesi için tam olarak güvenli münhasır bölge olmuştu.

14 Şubat 2147 - Dr. Alp emeklerinin nihayetini görecek olmanın verdiği heyecanla ağzındaki bandı çıkardı ve masaya oturdu. Paketlenmiş çorbasının ağzını açtı. Radyoda haberler başlamıştı bile:

?Türkiye ve Azerbaycan´ın tek devlet oluşunun 50. yılı kutlamaları ertelendi.

Türkiye Cumhuriyeti devlet başkanı açıklama yaptı: Halkıma sesleniyorum; evlerinizde kalın ve gerekmedikçe ev içinde bile konuşmayın. Devletimizin duyurduğu tedbirlere uyun. Şunu da belirtmek isterim ki başta Akdeniz açıklarındaki sahalarımızdan olmak üzere doğalgaz arzı hususundaki durumumuz çok iyidir ve bu kış salgın bitene kadar halkımızdan doğalgaz ücreti talep edilmeyecektir. Buradan dünyanın bütün devletlerine de sesleniyorum. Yüz yıl önce atalarımız, salgın karşısında çaresiz kalan ve İngiltere, ABD gibi o devrin güçlü devletlerinin de aralarında bulunduğu onlarca devlete, başta maske olmak üzere, nasıl her türlü yardımı yapmışsa biz de şimdi biçare olana çare olmaya hazırız. Türk devleti muhasım devletlere bile yeri ve zamanı geldiğinde şefkat elini uzatmış, asırlara sâri devlet geleneğimiz bu karakter üzere neşv-ü nema bulmuş ve kemâle ermiştir. Türkün geleneği mazluma ve muhtaca yüz çevirmemektir ve bugünkü muazzam kudretimiz geleneğimizin eseri ve Allah´ın necip milletimize hediyesidir.

28 Şubat 2147 - Sağlık bakanı yeni tedbirleri açıkladı:

?Hafta sonları, virüsü yayma potansiyeli olan 3 yaş üstü herkesin sokağa çıkması yasaklanmıştır. Anne babalar çocukları refakatinde ağız bandı ve kulaklık takmak şartı ile seyahat edebilirler.

Virüsü yayma açısından yüksek riskli olan bazı meslek gruplarının faaliyetlerine salgın bitene kadar ara verilmiştir.

Salgına karşı elimizdeki silahlar; kulaklık, ağız bandı ve konuşmamaktır. Biz bunu KAK olarak kısalttık. Kurallara uyalım uymayanlarla asla konuşmayalım. Neticede kimin ne zaman yalan söyleyeceğini bilemeyiz.

Devam edecek?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?