Seyrantepe son dönemlerin en kritik maçına sahne oldu. Son altı hafta hiç mağlup olmayan Sivasspor ile şampiyonluk için ilk yarının son maçında, kendi seyircisinin önünde üç puan için çıkan Galatasaray maçı gerçekten tam bir vitrin maçı gibiydi. 90 dakikaya 6 gol sığdı. Belki gol sayısı daha da fazla olabilirdi. Bunun en büyük nedeni sahada mücadele eden futbolcular rakibi oynatmamak değil, oynama istekleriydi.
İki takım arasında ki puan farkının birbirine yakın olması ve iki takımında ligin zirvesine oynama istekleri maçın her dakikasının heyecan içinde geçmesine neden oldu. Özellikle Galatasaray´ın kendi evinde puan kaybı takım içindeki huzursuzluğu bir kat daha artıracağı için, futbolcuları galibiyete şartlandırmıştı. Bu Galatasaraylı futbolcuların motivasyonlarını bir kat daha artırmıştı.
Sivasspor deplasman takımı gibi oynamadı?
Maça ideal kadroyla çıkan Sivasspor, golle başladı diyebiliriz. Douglas ve Robinho´nun üstün futbol zekâsının ürünü bir gol 9. Dakikada geldi. Futbolda aynı dili konuşabilmek ve aynı şeyi hissetmek önemlidir. Bu iki Brezilya´lı bu işi iyi yapıyorlar. Gol dakikadan sonra Sivasspor oyunu tutma becerisi gösterebilseydi, Galatasaray´ın kontrolsüz üzerine gelmesini fırsat bilip, farkı açması içten bile değildi. En azından ilk yarıda oyunu soğutarak, hem taraftarın, hem de rakip futbolcuların sinirlerini yıpratabilirlerdi. Ancak anlamsız bir özgüven, rakip Galatasaray´ın daha çok üzerimize gelmesine neden oldu. Maalesef ard arda gelen iki Galatasaray golüne engel olamadı. İlk yarının son anlarında ki yine Douglas ve Robinho işbirliğinde gelen müthiş gol umutlarımızı ikinci yarıya taşıdı. İkinci yarıya daha bir sakin oyun beklerken, ne yazık ki ilk golden sonra ki senaryo tekrarlandı. Sivasspor´un en büyük hatası, deplasmanda ve Galatasaray´la oynadığını unutmuş olmasıydı. Bir türlü oyunu soğutmayı ve ayağa oynamayı başaramadı. Başakşehir maçının son 35 dakikasını hatırlayalım. İnanılmaz bir savunma örneği gösterip maçtan galip ayrılmıştı. Eğer biraz savunma güvenliğini alabilseydik, maçın sonlarına rakip takımın kontrolsüz üzerimize gelmesini fırsata çevirir, birçok pozisyon yakalayabilirdik. Sivasspor ikinci yarının başlamasıyla birlikte, o kadar çok açık alan bıraktı ki maalesef Galatasaray gollerine engel olmadı ve sahadan boynu bükük ayrıldı.
Acil sol bek aranıyor?
Galatasaray´ın attığı üç golde de Uğur Çiftçiye dikkat ettiniz mi? Üzülerek itiraf edeyim ki devre arası çok acil sol bek transferi yapılmalıdır. Ziya Erdal ve Uğur çiftçi takım ritmine uyum sağlayan, fizik ve teknik açıdan yeterli oyuncu değiller. Bu maçta Uğur´un yaptığı üç hata üç gole neden oldu. Özellikle üçüncü golde ki ofsaydı bozması amatörceydi. Elbette ki futbolcunun kalitesi tek maçla değerlendirilmez. Ama ligin İlk yarısında oynadıkları maçlara baktığınızda her iki futbolcunun performans değerlendirmelerinin yeterli olmadığı açıktır.
İkinci devre her şey daha güzel olacak?
Her zaman söylediğim gibi, bu takım ligin önemli ve iyi takımı. Robinho, Emre gibi yıldızların transfer dedikoduları bu takımı yıpratmaya yetmeyecektir. Bu önemli iki silahı yönetimin bırakacağını düşünmüyorum. Özellikle devre arası yapılacak bir en fazla iki transfer ligi çok iyi yerlerde bitirmemize yetecektir. Özellikle sol bek mevkiine mutlaka transfer düşünülmelidir. Güzel günler Sivasspor´u bekliyor.
