USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Sezonun Ardından

10-06-2019

Büyük beklentilerin yaşattığı hayal kırıklıkları, izahı pek mümkün olmayan penaltı ve kırmızı kartlar, milli takım ve kulübü arasında kalan teknik direktörler, şampiyonların küme düşüşü, hayale birkaç adım kala tecrübe zafiyetinin engeli ve nihayetinde yardımcı oyuncu rolünden sıkılan, ancak bu sene de başrollerden birini kapamayan Sivasspor.

Aktüel olması hasebiyle tartışmaktan bir sürü bıkamadığımız yabancı sınırı meselesi ile başlamak istiyorum. TFF´nin el değiştirmesi ile hiç gereği yokken yeniden girdiğimiz bu çukura bir kazma da ben vurmak istemezdim. Ancak söylenmesi gereken bazı isimler olduğunu düşünüyorum. Yabancı sınırının yeniden düzenlenmesi ve neredeyse tamamen ortadan kalkması ile Avrupa´da bizi gururlandıran ve bir çırpıda aklıma gelen isimleri sıralayacağım: Cengiz Ünder, Enes Ünal, Cenk Tosun, Çağlar Söyüncü ve son olarak Juventus´a 15 Milyon Euro bonservis bedeli ile transfer olan Merih Demiral. Hatırlamayan okuyucular olabilir, bu özetlediğim durumun ne kadar önemli olduğunu şu örnekle anlatayım. Yabancı sınırı hususundan çok önce, biz mutlu mesut kendi ligimizde kendi yağımızı kavururken bağlı bulunduğumuz Avrupa Federasyonu´nda futbol kulüpleri kıtanın en büyük kupasını defalarca elde etti. Yabancı sınırı oldukça esnek olan İspanya´nın lokomotifi Real Madrid 13 kez bu zafere ulaştı. Yabancı sınırının adının bile telaffuz edilmediği İngiltere´nin 4 takımı bu sene UEFA ve Şampiyonlar finallerinde boy gösterdi. Biz ise Nihat´ın, Tugay´ın, Tuncay´ın çıkacağı bir iki maçı bekledik. Şimdi bu iş yine nereden çıktı?

Başlığımızdan çok sapmadan ligimize yeniden dönelim?

2018-2019 Lefter Küçükandonyadis sezonu bize belki de daha önce hiç şahit olmadığımız, hiç olmayacağımız türlü enstantaneler yaşattı. Uzunca bir süre bir devin küme düşme ihtimali hepimize o ?acaba? sorusunu sordurdu. Süper lig tarihinde daha önce rast gelinmeyen bu durum bazı kesimleri heyecanlandırsa da, travmayı kaldıramayacak milyonlar takımlarını o halde bile yalnız bırakmadı, neticede ise beklenenden çok uzak bir yerde sezonu bitirdi, hatta az kalsın bu kendilerine göre saçma sezondan Avrupa bileti almak üzereydi. Bunun yanı sıra, geçen sezon olduğu gibi, gerilerden gelen bir başka dev, sezonun son haftalarında her ne kadar tartışmalar içeren maçlar çıkarsa da tecrübesini ortaya koydu ve kendilerine göre nispeten deneyimsiz rakipleri karşısında ipi göğüslemeyi bildi. Başakşehir´in başına gelenleri ayrı bir başlık altında yazmak gerek esasında. Kadro kalitesinin ligimizin çok üstünde olduğu bu kulüpte mevcut olmayan kimya kendilerini üç sezondur şampiyonluktan etmekte. Şimdilerde ise Abdullah Avcı´dan boşalan koltuğu doldurmakla meşguller.

Robinho´nun vedası?

Sivasspor adına sezonun özeti tam olarak bu alt başlık. İlk yarının sürpriz takımı olmasa da kendisine orta sıralarda yer bulmuş, eski şaşaasına dönebilecek bir Sivasspor izlemekteyken onun ayrılışı ile takımımızın bir türlü eski performansını gösterememesi ikinci yarıda az kalsın o hiç istemediğimiz küme düşme üzüntüsünü bize yaşatacaktı, lakin bunun pek de olumlu bir çıkarım olduğunu düşünmüyorum. Robinho elbette ilerlemiş yaşına rağmen hala ligimizin üstünde futbol oynamaktadır, saygı duyulması gereken bir performansı olmuştur ancak bir yıldız dahi olsa onun kulüpten ayrılışının takımımızın bu denli farklı bir performans izletmesi pek de doğal olmayan bir durum.

Yazımı yeni sezona dair dileklerimle bitirmek istiyorum. Rıza hoca ile başlayan umut serüvenimiz yarım kalmasın. Avrupa´ya gidecek olsak dahi yasağımız gereği bu sezon sonunda mümkün olmayacak, sonraki sezonlarda böyle bir şey yaşamamak için gerekli adımlar atılsın. 2009 ruhunu yeniden yaşayalım, biz sevinelim, şehrimiz kazansın.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?