USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Sivas Adalet Sarayı Anıları (2)

15-01-2019

2004 yılı Kasım ayı sonlarında, Baro Yönetim Kurulu toplantısında aldığımız kararlar doğrultusunda Ankara´da yapmayı planladığımız ziyaretler için hazırlıklara başlamıştık. O tarihlerde Başbakan Yardımcısı olan Abdüllatif Şener hem Parti´de, hem de Hükümet´te güçlü ve etkili bir konumdaydı. Meslektaşlarımızdan Av. Ömer Kulaksız aday listesine girmiş ve milletvekili seçilmişti. Av. Hakan Akkaş ise AK Parti İl Başkanıydı. İki Baro üyesi meslektaşımızın Partide ve Meclis´te etkili konumlarda olmalarının bizim için büyük avantaj olduğunu düşünüyorduk. Ömer Bey o günlerde Abdüllatif Bey´le çok samimiydi. Milletvekili seçildikten sonra Baro Yönetimi ile bir araya geldiğimiz yemekli bir toplantıda, özellikle şehrimizi ilgilendiren meselelerin halli için, iş birliği içinde çalışma konusunda mutabık kalmıştık.

Meslektaşlarımızın bulunduğu konumdan da istifade etmek amacıyla Ankara ziyareti gündemimizi her iki arkadaşımızla da yüz yüze ve telefonla yaptığımız görüşmelerde istişare ettik ve onların da bizimle birlikte ziyaretlere katılmalarını istedik. Talebimiz olumlu karşılandı.

Adalet Bakanlığı ve Hükümet´ten taleplerimizi içeren bir dosya hazırlamamız gerekiyordu. Yönetim Kurulu Üyelerimizden Av.Bekir Polat bu görevi üstlendi. Hazırlanan dosyada kapsamlı bir şekilde Sivas´ın ekonomik ve sosyal durumu, tarih boyunca eyalet merkezi, bölge merkezi olduğu, ulaşım ağlarının üzerinde bulunduğu, Yargıtay´ın "Sivas Muvakkat Temyiz Heyeti" adıyla  Sivas´ta 1920-1923 yılları arasında görev yaptığı, 7 Haziran 1920 tarihinde TBMM Hükümeti tarafından kabul edilmiş ilk yasalardan olan 4 sayılı yasa ile merkezi Sivas ilinde olmak üzere biri Hukuk, biri Ceza, biri Şer´iye ve biri de Dilekçe Dairesi olmak üzere 4 daireden kurulu Temyiz Heyeti (Yargıtay) oluşturulduğu izah edilmiş ve Bölge Adliye (İstinaf) Mahkemesi´nin anlatılan gerekçelerle Sivas´ta kurulması gerektiği ifade edilmişti. Mevcut Adliye Binasının durumu da ayrıntılı olarak anlatılmış ve yeni bir Adalet Sarayı ihtiyacının aciliyeti dile getirilmişti.


Ankara ziyaretini tasarlarken öncelikle,o yıllarda "Sivas´ın Abisi" olarak bildiğimiz Abdüllatf Bey´le görüşerek taleplerimizi anlatmayı, O´nun da desteğini alarak, gerekirse birlikte Adalet Bakanı ile görüşmeyi planladık. Buna göre de öncelikle Abdüllatif Bey´den randevu istemeliydik. Hatta Sivas´ın bir Bakanı ve sorumlusu olarak Başbakan Yardımcısı üzerinden Adalet Bakanlığı´ndan randevu almamızın daha uygun olacağını da hesaplayarak Özel Kalem´ine her iki Bakanlıkla ilgili görüşme taleplerimizi ilettik. Bakan Beyin uygun gördüğü şekilde hareket edecektik.Gündemimizle ilgili olarak da kısa bir bilgilendirme yaptık.

Aralık ayı gelmişti ve yıl sonu gelmeden görüşmelerimizi yapmamız gerekiyordu. Sivas olarak geç kaldığımızın farkındaydık ve bunu telafi etmenin telaşına düşmüştük. Bir hafta-on gün gibi bir zaman geçmesine rağmen randevu taleplerimize bir cevap verilmemişti. Sık sık Özel Kalem´i arıyor bir an önce görüşmemiz gerektiğini söylüyorduk. Özel Kalem Müdürü olan hemşerimiz de talepleri ilettiğini, henüz bir cevap alamadığını anlatıyordu. Biz bu durumdan kuşkulanmaya başlamıştık. Arkadaşlarla yaptığımız sohbet ve toplantılarda değişik sebepler ileri sürülüyordu. Abdüllatif Beyi iyi tanıyan ve birlikte hareket eden arkadaşlar "İstekleriniz çok fazla, bunlara olumlu cevap verip sorumluluk almayabilir. Sivas kamuoyuna yansıyacak ve kendisini ileride sıkıntıya sokabilecek şekilde vaadde bulunmak istemeyebilir" mealinde yorumlar yapıyorlardı.

Bir kaç defa daha Özel Kalem´e talebimizi hatırlattıktan sonra aramayı bıraktık ve başka çözüm aramaya başladık. Bizler nezaket kuralları gereği önce hemşerimiz olan Bakan´la görüşmeyi düşünmüştük ama daha fazla bekleyemezdik. Doğrudan Adalet Bakanlığı´ndan randevu talebinde bulunduk. Adalet Bakanı Cemil Çiçek´le arkadaşlığı olduğunu bildiğimiz Ankara´dan bir meslektaşımızdan da yardım istedik. Talebimiz derhal cevaplandırıldı. Gün ve saat belli olmuştu. Durumu İl Başkanı Hakan Beye ilettiğimizde mazeret beyan ederek gelemeyeceğini söyledi. Milletvekilimiz Ömer Bey ise sabah görüşme saati olan 10.00´dan önce, 09.30´da Bakanlıkta olacağını bildirdi.

Bir gün önce yola çıktık. Baro Başkanı Av.Mustafa Coşkun, Önceki Baro Başkanlarından Av. B. Oktay Özberk ve bir kısım Yönetim Kurulu Üyelerinden oluşan heyet olarak Ankara´ya intikal ettik. Yolculuk boyunca görüşmelerde izleyeceğimiz söylem, üslup, yol ve yöntemi müzakere ettik. Kaldığımız otelden sabah Bakanlığa doğru hareket ederken telefonum çaldı. Arayan Ömer Beydi: "Ben Bakan Beyle görüşmeye gelemiyorum. Siz zaten tanışıyorsunuz. Bana ihtiyacınız olmaz. Sizler zaten meseleleri halledersiniz" dedi. Ben böyle bir durumla karşılaşmanın şaşkınlığı içindeyken fazla konuşamadan görüşmemizi sonlandırdık. İl Başkanından sonra Milletvekilimiz de mazeret iletmişti. Arkadaşlara durumu ilettim. Hepimiz de memleketimiz adına üzülmüştük. Ama başka çare de yoktu. Bakan, milletvekili ve il başkanı desteği olmadan sadece Baro Yönetimi olarak görüşmeye gidecektik.Bu görüntünün Adalet Bakanı nezdinde Sivas adına bizi zayıflatacağını düşünüyorduk.

 

Tam saatinde Adalet Bakanlığı´na ulaştık ve görüşmeye geçtik. Bakan Bey bizi sıcak bir şekilde karşıladı. Tanışma-tanıştırma, hal hatır sorma faslından sonra sıra dosyamızı takdim etmeye gelmişti. Belirlediğimiz üç konuyu ana başlıklar halinde anlatıp Sayın Bakandan ilgi ve yardımını talep ettik. Bakan Bey dosyamızı alıp incelerken öncelikle Yeni Adalet Sarayı talebimizden hareketle söze başladı ve "Bildiğim kadarıyla Sivas´ın böyle bir talebi yok" dedi. Bizim itiraz etmemiz üzerine Müsteşar Fahri Kasırga´yı aradı ve makam odasına çağırdı. Fahri Bey de Bakan Beyi doğrulayınca biz şaşırdık kaldık. Fahri Bey Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yazılan cevabi yazıda "kamu arazisi bulunamadığının ve ihtiyaç olmadığının bildirildiğini" söyledi. Bizler söz alarak Yeni Adalet Sarayı´nın neden bir ihtiyaç olduğunu dosyada da yer alan bilgileri tekrarlayarak heyecanlı bir şekilde anlatmaya başladık: Valiliğin meydan projesi hazırladığını, Adliye binasının da bu alan içinde kaldığını, binanın çürük olduğunu, ihtiyaca cevap vermediğini, sürekli yapılan tadilatlarla çirkin bir görünüme sahip hale geldiğini izah ediyorduk. Cemil Bey bizi dinledikten ve ikna olduktan sonra ?Size bir ay süre veriyorum. Sivaslılar olarak 2015 yılı Ocak ayı içinde arsayı bulur, tahsis işlemlerini yaptırırsanız, işlemlerini bitirmeyen illerden birinin ödeneğini Sivas´a kaydırırız. DPT´deki yatırım programına aldırma işini de hemşeriniz Abdüllatif Beyle halledersiniz? dedi. Biz bu cevaba çok sevindik ve Bakan Beye çok teşekkür ettik.

 

Bölge Adliye Mahkemesi ve bununla bağlantılı 1.Bölge taleplerimizi de dosyada yazdığımız gerekçelerle özellikle Yargıtay´ın "Sivas Muvakkat Temyiz Heyeti" adıyla  Sivas´ta 1920-1923 yılları arasında görev yaptığını anlattığımızda Cemil Bey: ?Bu konuda da elimizden geleni yaparız. Biliyorsunuz bu konularda karar mercii Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Onları da ikna etmeniz lazım. Mahkeme sayısını 19 olarak düşünüyoruz Sivas da olabilir Ayrıca Bölge Adliye Mahkemelerini kısa zaman içinde açmaya çalışıyoruz.Yeni bir bina yapılıncaya kadar tahsis edilecek hazır bir bina da gerekli.Bina da bulmanız lazım?dedi. Bizler neredeyse bütün taleplerimize olumlu cevaplar veren Bakanın yanından teşekkür ederek ayrılırken Cemil Bey Abdüllatif Beyle görüşüp görüşmediğimizi sordu. Anlaşılan böylesine önemli konuların şehrimizin Bakanı tarafından kendisinden talep edilmesini beklemişti. Biz, önümüzdeki günlerde Abdüllatif Beyle de görüşeceğimizi söyledik. Cemil Bey de ?Yarın Bakanlar Kurulu toplantısı var. Geldiğinizi ve yaptığımız görüşmeyi O´na da anlatırım? dedi. Biz de ?Sayın Bakanımıza bizim de selam ve saygılarımızı iletirseniz memnun oluruz? dedik ve vedalaştık. 

Not: Sivas Muvakkat Temyiz Heyeti ile ilgili olarak aşağıdaki adrese bakılabilir: https://www.yargitay.gov.tr/tarihce

(Devamı gelecek yazıda)

avukat@mustafacoskun.av.tr

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?