USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Sivaslılar Seçim Sürecinden Nasıl Kârlı Çıkar?

04-12-2018

Üç partinin Belediye Başkan adaylarını açıklamaları ile birlikte Sivas´ta seçim havası oluşmaya başladı. Yediden yetmiş yediye herkes adayları konuşuyor, yer yer hararetli tartışmalar yaşanıyor. Adaylarını açıklayan üç partinin de (AK PARTİ, MHP, BBP) Cumhur İttifakı´na mensup olması Sivas´ın müzakere dışı bırakıldığını da gösteriyor. Diğer partilerin de aday çıkaracaklarına kesin gözüyle bakılırken, yarışın-beklenmeyen bir gelişme yaşanmazsa-bu üç parti arasında geçeceği, daha doğrusu ilk üç sıranın bu partiler arasında paylaşılacağı anlaşılıyor.

Üç aday da Sivaslılarca maruf isimler. Hilmi Beyi milletvekilliğinden, Mehmet Beyi iş insanı olarak, Doğan Beyi de Belediye Başkanlığından tanıyoruz. Adayların kişilikleri ve donanımlarına yönelik olarak, hemşerilerimizin çoğunluğu fikir ve kanaat sahibidir, diyebiliriz. Seçmen, adaylar arasında tercih yaparken, kararını olgunlaştırırken nelere dikkat edecek? Partiye mi, adaya mı, seçim vaadleri ve projelere mi? İl merkezlerinde daha ziyade ülke genelinde esen rüzgarın hakim olduğu düşünülse de bu seçimin farklı olabileceğine, yerel beklentilerin öne çıkabileceğine dair emareler de görülmüyor değil.

Oy vereceğimiz güne yaklaşık olarak dört ay var. Adaylar ve partililer için çok uzun bir süre. Vatandaş için de bıktırıcı olabilir. Bu süreyi şehrimiz için nasıl verimli hale getirebiliriz? Hem adaylar, hem de vatandaşlar bu süreçte nasıl bir etkileşim halinde olabilirler? Seçim sürecini hem heyecanlı hem de şehrimiz için çözümler üretilen, hararetli ama seviyeli tartışmaların yaşanacağı bir vasata nasıl dönüştürebiliriz? Bu ve benzeri sorulara cevap verecek usul ve yöntemler önerirsek hepimiz kârlı çıkarız. Kazanan biz oluruz, Sivas olur.

Siyasi Partilerin ve adayların ellerinde sandıklara göre oluşturulan seçmen listeleri mevcut. Nerede kaç seçmen olduğunu isim isim biliyorlar. Mahalleler, sokaklar ve evler teknolojinin imkânları ile her an gözlerinin önünde, ellerinin altında. Adaylar ve partililer oluşturulacak seçim merkezlerinin yapacağı planlamaya göre ziyaretler, toplantılar ve değişik etkinlikler tertipleyecekler.

Partilerin ve adayların her zamankinden farklı olarak ve seçimin yerelliğini de dikkate alarak değişik çalışmalar yapabileceklerine inanıyorum. Her bir mahallenin, sokağın ve sitenin konumu ve sorunları farklı. Köy konumunda olan yerler de var, yeni imara açılan bölgeler de. Şehir merkezinde olan mahallelerin sorunları ile gelişme halinde olan mahallelerin sıkıntıları ve çözümleri aynı değil. Çarşı esnafı ile sanayi esnafı farklı konulardan rahatsız ve talepleri farklı. Mesleklere göre de taleplerin öncelikleri değişiyor. Memur, işçi, iş insanı, esnaf, öğrenci, emekli değişik konulardan şikayetçi. Kadınların, erkeklerin, gençlerin ve çocukların istekleri de birbirinin aynısı değil. Engellilerin talepleri ise daha farklı konularda.

Başkan adayları, bir yandan şehirle ilgili genel ve her bir birim ve kesim için özel projelerini vatandaşla değişik vasıtalarla paylaşırken, öte yandan her sokakta ve sitede ayrı ayrı toplantılar yaparak vatandaşın taleplerini, şikayetlerini ve önerilerini alsalar, dinleseler. Böylece zamanı verimli kullanarak şehrin, mahallenin, sokağın ve sitenin sakinlerini daha şimdiden yönetime ortak hale getirseler. Meselelerimizi ve çözüm yollarını yerinde tespit edip tutanağa bağlasalar. Seçildikleri zaman ellerinin altında her bir mahalleninin ve sokağın acil eylem planları hazır olsa. Daha işe başlamadan seçildikleri taktirde nasıl yöneteceklerine, daha doğrusu yönetişim usullerine dair güzel örnekler verseler. Adaylar konuştukları sürelerden daha fazla zamanlarını vatandaşın taleplerini, önerilerini dinlemeye ayırsalar. STK´larla ve Meslek Kuruluşları ile yapılacak toplantılardan önce (alışkanlıkları olmadığı ve alıştırılmadıkları için) hatırlatılmak suretiyle beklentilerini içeren raporlar hazırlamaları istense. Seçim çalışmalarının yapılacağı bu dört aylık dönem lüzumsuz gerilimlerden, dedikodulardan, iftira kampanyalarından uzak medeni bir yarışa dönüştürülse iyi olmaz mı?

Partiler bu önerimizi dikkate almalı ve seçim çalışmalarına halkın katılımını en yüksek düzeyde sağlayacak usulleri uygulamalıdır. Hemen her mahallemizde kıraathaneler ve çayhaneler mevcut. Daha ziyade gençlerin "takıldığı" şehir merkezi ve Üniversite yerleşkesindeki kafeler de uygun. Sitelerin hemen hepsinde ortak mekanlar var. Her şeyden önemlisi de hemen her vatandaşımızın evi birer dost meclisine, müzakere meclisine dönüşmeye hazır. Gönüllü teşekküllerin ve meslek kuruluşlarının toplantı salonları var.

Sosyal medya üzerinden canlı paylaşımlarla da zenginleştirilip katılımın en üst düzeye çıkarılabileceği de düşünülürse çok verimli, seviyeli ve somut çözümlere odaklı toplantılar bizi bekliyor, demektir. Verimli geçen her bir toplantı dalga dalga olumlu bir rüzgar estireceği için diğer toplantıları teşvik edecek katılımcı sayısını artıracaktır. Aynı zamanda derde deva olmayan, somut öneriler içermeyen, sadece vatandaşın samimi duygularını sömürmeye yönelik konuşmalar ve konuşmacılar ilgi görmeyip dışlanacağı için siyasiler toplantılara ve etkinliklere daha hazırlıklı geleceklerdir. Vatandaş, somut projeler üzerinden yapılacak konuşmaları beklemektedir. Bu arada siyasi temsil makamında olan şahsiyetlerin halka tepeden bakan tavırları müzakere ortamında kendiliğinden tevazuya dönüşmek durumunda kalacaktır. Vatandaş artık bağırıp çağırana, gürültü yapana, tepeden bakıp azarlayana değil, gönüllere dokunana, samimi olana oyunu verecek.

Bir an düşünün ve hayal edin: Sivaslılar öbek öbek sorunlarını tartışıyor. Adayların projeleri enine boyuna konuşuluyor. İlaveler yapılıyor, düzeltmeler yapılıyor. Herkes kendi sokağına, mahallesine sahip çıkıyor, kafa yoruyor. Gece yarılarına kadar beyin fırtınaları yapılırken vaktin nasıl geçtiği anlaşılmıyor. Toplantılar ve müzakereler kayıt altına alınıyor. Boş konuşmalar, hamasi nutuklar yerine ayağı yere basan öneriler gündeme geliyor. Şehrin öncelikleri tespit ediliyor. Adaylar bu süreçte inceden inceye sınava tabi tutuluyor. Vatandaşa dokunmak, gönüllere girmek lafta kalmıyor, yaşanıyor. Beş yıl sürecek bir hizmet kervanının yolculuğu bu şekilde başlıyor, yükü yükleniyor, güzergahlar belirleniyor, yola çıkarılıyor.

Ayrıca yazılı ve görsel basın ile sosyal medyada gündemin sadece "Geleceğin Sivas´ı" ve "Sivas Projeleri" olduğunu düşünün. TV´lerde boş ve moral bozucu, elini taşın altına koyan gayret sahibi herkesi karalayan,"öldük-bittik" kabilinden konuşmalar yerine, seçim döneminde gündeme getirilen öneriler, projeler erbabınca ve ehlince sabahlara kadar tartışılsa, adaylar bu müzakerelere aktif olarak katılsalar, vatandaşların soracağı sorulara cevap verip onları ikna etmeye çalışsalar iyi olmaz mı?

Tercih partilerimizin ve adayların. Ya, eski usul çalışmaya devam edip, dört ay boyunca aynı söylemleri yüzlerce defa tekrarlayıp bizi bıktırıp usandıracaklar, ya da yeni üslup ve usullerle yeni şeyler söyleyip, ortak aklı harekete geçirip, şehri yüksek bir heyecan dalgası ile ayağa kaldıracaklar!

avukat@mustafacoskun.av.tr

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?