USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Tatil Zili Bugün Çalacak Peki Karne Kimin?

18-01-2019

Ülkemizde okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarındaki birinci eğitim-öğretim dönemini başarıyla tamamlayan 18 milyon öğrencimiz; 18 Ocak 2019 Cuma günü yani bugün karnelerine kavuşacaklar.

Her ne kadar birçok öğrenci tarafından yaz tatili kadar büyük bir mutluluk kaynağı olarak görülmese de 15 gün sürecek, dinlenme zamanı da başlamış oluyor. Aynı zamanda öğrenciler için olduğu kadar veliler için de bir değerlendirme dönemi.

Her şeyden önce karnelerdeki iyi notlar ders başarısı hakkında bilgi verse de başarının tek ölçüsü olmadığını bilmenizi isterim. Öğrencinin başarısı tabii ki her ebeveyn için gurur ve sevinç kaynağı. Başarıyı nasıl kabullenebiliyorsak, başarısızlığın da sorumluluğunu o derece üstlenebilmek bence en büyük erdemliliktir. Ebeveynler, çocuklarının başarı ya da başarısızlığı konusunda sadece karneye bakarak yargıya varmaması gerekir.

Geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk:"Tatil kavramını da aslında yeniden düşünmemizde yarar var. Tatil, çocuğun kendisini farklı açılardan beslediği ve duygusal dengesini biraz daha yükselttiği bir dönem olmalı. Karne meselesi de ´Aslında karne kimin?´ sorusunu gündeme getiriyor. Karne sadece çocukların karnesi mi, öğretmenlerin, velilerin karnesi mi? Aslında bu hepimizin karnesi. Her ne kadar karnenin üzerinde çocuğun ismi yazıyorsa da hepimizin karnesi." ifadelerini kullanarak çok önemli bir konuya değindi aslında.

Eğitim çok uzun ve çok paydaşlı bir süreç bilindiği gibi. Öğretmen, veli ve öğrenci üçgeni yeni eğitim sisteminde bu sürece dahil. Yalnız bu süreçte en önemli kilit rolü de aile üstleniyor. Özellikle son dönemlerde anne ve babalar gelecek endişesiyle çocuklarının eğitimine daha çok önem vermeye, notlarını takip etmeye başladılar. Bu olumlu bir gelişme aslında. Olumsuz tarafı ise yüksek not ve iyi karne için çocuklarına daha fazla yüklenmeye başladılar. Karne zamanı ebeveynleri karnedeki notlar, çocukları ise ailelerin notlara vereceği tepki stresi sarıyor.

Aslında çocuklarının  aldıkları karneler velilerin kendilerine veriliyor, bu karnelerde veliler kendilerini görüyorlar.Peki  çocuklarımıza  kızmaya  hakkımız  var  mı? Bu  notlarda  biz ailelerin sorumluluğu büyük değil mi? Bu sorumluluğu, sadece bu minicik yüreklerin omuzlarına yüklemek, biraz haksızlık değil mi? Çocuğuna  kızan  ebeveynler sizin geçmişteki karneniz nasıldı?Bir düşünmenizi isterim.Karnesini  alan çocuklarımıza sadece tek bir cümle söylemeye hakkımız var: "Elinden geleni yaptın  çocuğum, seninle  gurur  duyuyorum. "

Çocuğumuzun karnesinde yüksek notlar olmayabilir.Kötü  karne  demek  kötü  çocuk  demek  değildir.Karnedeki notlar, çocukların kişiliğine verilen notlar değildir. Karne akademik başarıyı gösteren bir değerlendirmedir. Öğrencilerin okul yaşantılarında gösterdikleri performansın değerlendirilmesidir.Çocuklarımızın kalplerinin kırılmaması, bizlerden uzaklaşmaması ve okulundan soğumamaları  için   aileler daha  dikkatli ve hassas davranmak  zorundalar.

Bu kadar isteğe ve çabaya rağmen ?Neden olmadı ?? diye onu suçlamadan önce kendi davranış ve tutumlarınızı değerlendirmeniz gerekmektedir. Kendimizi  de sorgulamak  zorundayız bu anlamda. Çocukların okuldaki başarısızlıklarının nedeni aile içindeki durum, anne-babanın tutumlarından da kaynaklanabileceği unutuyoruz  çoğu  zaman. Sadece zayıf notlara odaklanmak, sorumluluğu çocuğa yıkmak, başka  çocuklarla  kıyaslamak, tehdit etmek, azarlamak, kişiliğine  saldırıda  bulunmak, suçluluk  psikoloji aşılamak  yerine  başarısızlığın nedenlerini araştırıp,ailece bunu  paylaşıp  ve çözümü beraber aramak  yapabileceğimiz  en  doğru  iştir. Başarısız karne durumunda   çocuğumuza değer verdiğimizi  hissettirmek, övmek, güven duygusu vermek, bir  dahaki  yıl  daha  iyi  olacağı  konusunda  motive  etmek,verimli  ders  çalışma  yöntemleri  hakkında  destek  almak  yapabileceğimiz  ilk  ve  en  önemli  adımdır.

Düşük notlar her zaman telafi edilebilir ancak çocukta oluşabilecek  geriye  dönüşümsüz ruhsal sorunlar  telafi edilemeyebilir.Şüphesiz bir öğrencinin başarısızlığı tek başına ona ait  değildir  birçok  sebebe  bağlıdır. Önemli  olan  bu  sebepleri  iyi  analiz  etmek  ve  ona  göre  önlemler  almaktır. Bunların hepsi bir arada olduğunda ise başarı kaçınılmaz olacaktır.Başarıya giden yolda en önemli adım da kendine güvendir.

Birçok kişinin  önemsemediği bir konuya dikkat çekmek istiyorum o da  karnenin sağ tarafı. Görmezden gelmeyelim derim ben. Çünkü hangi mesleği yaparsa yapsın  ahlaki ve insani değerler bilgiden daha önemlidir kanaatimce. Bu değerler de ancak  bilgi ile önem kazanır ancak  bilgi ile taçlanır. Öğrendiğimiz bilgiler bize hayat yoldaşlığı yapıyorsa, iyi bir insan olmamızı sağlıyorsa  ve hayatla bağlantılıysa bir anlamı oluyor çünkü.

Yarıyıl tatiline ilişkin  yaptığı değerlendirmelerinde bakanımız Ziya Selçuk: "Bir çocuğun başarılı ya da başarısız olduğu doğrudan doğruya karnenin sol tarafıyla ilişkilendiriliyorsa o zaman biz öğretimin peşindeyizdir. Ama çocuğun karnesinin sağ tarafındaki bazı davranışlar, özellikler de dikkate alınıyor ve çocuk bütünsel olarak değerlendiriliyorsa o zaman çocuğun bütünsel gelişimine hürmet ediyoruz, saygı gösteriyoruz demektir." İfadelerini kullanmıştı. Bakanımızla bu konuda hemfikirim.

Tatile gelince, karne nasıl gelirse  gelsin çocuklarımıza verebileceğimiz en güzel  hediye  onlarla hoş  ve kaliteli  zaman geçirmektir. Oyunlar oynayarak, eğlenerek,  beraber  geçireceğimiz  verimli  bir tatil, bizi   de  çocuğumuzu  da   dinlendirecektir. Bir diğer  tavsiyem tatilin  olmazsa olmazı kitap okumaktır. Çocuklarımıza  tatilde kitap  okumaları  için  teşvik  etmeliyiz. Farklı konulardaki  kitapları okumak için tatiller büyük fırsatlardır. Tatiller tabii ki dinlenme zamanıdır. Ancak dinlenmek  boş  vakit geçirmek demek değildir. Araştırmalar okulun ilk yıllarında düzenli kitap okuyan çocukların, ilerleyen yıllarda daha başarılı olduğunu göstermektedir.

Herkese  hayırlı  ve  güzel  tatiller  dilerim.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?