USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Tıp´da Ne Var Ne Yok?

10-11-2020

Tıp Fakültelerimizde hasta mahremiyeti dersi var mı? Yok.

Hasta maneviyatı ve moral dersleri var mı? Yok.

Hasta ve yakınlarına karşı empati, sempati, uygun dil ve davranış dersi var mı? O da yok.

Bunlar yok, zira tıp eğitiminde bizden bir şey yok.

Lokman hekim yok, İbn-i Sina yok, Tıbbı Nebevi yok.

Yani onların ruhu yok, zarafeti yok, samimiyeti yok.

Bunlar yokta ne var yerine.

Ne olacak?

Duygusuz, ruhsuz ve sevgisiz batının; hastayı, bir motor ustası duyarsızlığıyla tedavi eden anlayışı var.

Zarafet yok, hassasiyet yok, hürmet yok.

Tedavi dedikleri de; ya cerrahi müdahale ile kesip atmak ya da ilerde bir başka hastalığa yol açan, dozu ayarlı zehir verip teskin etmek.

Geleneksel Tıpta;

- Hastalık bir arıza değil tecellidir.

- Tabiat bir eczanedir.

- Şifa, derdi verenin; kulları arayıp bulsun diye gizlediği, sakladığıdır.

İlim ile bulunur, hürmet ile sunulur.

Hastanın, hem bedeni hem de ruhu tedavi edilir, tımar edilir, şifaya kavuşturulur.

Devasız hastalığı bildirmenin, ya da acı haberi vermenin bile bir lisanı, bir usulü erkânı vardır.

Onun için de, isimleri Hekimdir, Tabiptir. Şifacıdır.

Şimdi doktor deyip geçiyoruz

Menşei itibariyle; ne doktor hastasına ünsiyet duyuyor, ne de hasta doktora hamiyyet.

Başa dönersek;

Hasta mahremiyetinin korunmadığı yerde şifa aramak, ham hayaldir.

Zira, tedavi edilmek adına mahremiyeti yok sayılan, örselenen, ortaya saçılan Hastaların kahir ekseriyeti; bedeni ağrılardan kurtulsalar bile, bir ömür geçmeyecek ruhi sancılara düçar olmaktadırlar.

Önce İnsan.

Önce ihsan.

Önce ihlas.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?