Türkiye de işler nereye gidiyor? Ekonomik canlanma olur mu? döviz ne olur vb, hepimiz bu soruyu çevremize soruyoruz, bilene soruyoruz, aslında cevabını da biliyoruz, ama yine de soruyoruz. Sorarken amacımız bir şeyler den haberdar olmak değil veya çözüme yardımcı olmak da değil. Amacımız deniz bitti mi, karaya vurduk mu, acaba mevcut durumumuzu nasıl koruruz, rant kapıları kapanırsa ne yaparızın kaygısı.
Ülkede devlet harcıyor, millet harcıyor, herkes tasarruf etmiyor, gereksiz plansız ölçüsüz bir şekilde sınırlı kaynaklarımızı vahşice tüketiyor.
Dünyada ki gelişen ekonomiler değişik isimler altında bizde ki devlet planlama teşkilatlarını kurmuş, bizlerde seksen´li yıllarda bunun önemini anlamışız ama ilerleyen yıllarda bizler planlamadan sıkılmışız ilginç olan sıkılanlar, çarşı da pazarda yetişen siyasetçiler değil devlet planlama kökenli siyasetçiler. Özal´lar Demirel´ler
Şu an Türkiye de değişik isimler adı altın da, vergi harç toplanmak da ve devlet yeni gelirler elde etmenin yolunu denemekte, devlet şu anda kocaman bir file dönüşmüş, hızlı hareket edemiyor ve önüne geleni yiyor, içiyor ve eziyor. Bu fil bizi yavaş yavaş ezmeye başladı devamlı yemek istiyor, sinirleniyor biz şu an kendi yememiz gereken gıda gereksinimimizi file ikram etmeye başladık. Ben düşünüyorum bu fili niye besliyoruz diye ve aklıma bir Nasrettin hoca fıkrası geliyor köyün birine o zamanın kralı Timur iki fil göndermiş vatandaş bizler gibi varını yoğunu vermiş daha sonra köylü Nasrettin hoca ya şikayete gelmiş; aman hocam kurtar bizi, hoca bir grup köylüyle sarayın yolunu tutmuş ama saraya yaklaştıkça kimse kalmamış. Mecburen Nasrettin hoca Timur´un karşısına tek çıkmış ve demiş ki Hükümdarım biz gönderdiğiniz fillerden memnunuz bize iki fil daha gönderin demiş. Ama biz Türkiye´de yaşayan başka gideceği olmayan milliyetçi vatansever hak adalet diyen insanlar diyoruz ki biz bu fili istemiyoruz. Bizim istediklerimiz çok açıktır ve şunlardır;
1- Devletin tüm gelirleri bir yerde toplansın
2-Devlet planlamanın planlarına göre hareket edilsin
3- Bakanlıkları küçülteceğiz dedik, daha fazlasını eski milletvekili siyasetçileri doldurmaya başladık. Hani küçülecektik? Devlet acilen küçülmeli, her şeyiyle teşkilatlarıyla aktifiyle, pasifiyle yok etmeli lüksünden vazgeçmeli.
4-Şehirler de bir idareci olmalı dahası parayı, birisi harcamalı, şimdi valilik köylere hizmet götürme birliğiyle para harcıyor, belediyeler iller Bankası aracılığıyla, şehrin siyasetçileri de kamu yatırımları ile Seçim zamanları da mega projeler söz veriyor ver ALLAH´IM ver bu ne bolluk senin olmayan parayı harca harca dur.
5-Öncelikli olmayan yatırımlardan vazgeçilmeli. Yozgat´a havalimanı ya Ankara´ya iki saat, İstanbul´a Ankara´dan hızlı tren var ne gerek var benim şahit olduğum şu an ki Meclis başkanı Binali beyin memleketine Malatya dan yol yapılıyor bu yola herkesin karşı çıktığı üç adet şeker fabrikasının parasını harcayacağız yazık değil mi?
6- Devlet denetlenmeli, her kuruş tek tek harcandığı yere bakılmalı, suçlular ciddi şekilde cezalandırılmalı.
Kısacası bu harcanan paraları hepimiz geri ödeyeceğiz. Bu borçlanılan paralar bizim paralarımız, yarın birisi çıkar bu yolları yaptıysak kendimiz için mi yaptık diyebilir.
Lütfen sorgulayalım, düşünelim, konuşalım, hakkımız olmayanı istemeyelim.
BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN?..
