8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.
Sivasspor üç haftadır puan yüzü görmemişti. Bir anda tehlikeli bölgenin soğuk nefesini ensesinde hissetmeye başladı. Haftanın açılış maçında Evkur Yeni Malatyaspor´u güzel oyunla kendi evinde mağlup ederek, deyim yerindeyse uçurumun kenarından döndü. Geçen hafta yazmıştım; ?Kaybetmeye alışmak? futbol literatüründe tehlikenin en büyüğüdür. Psikolojik olarak eğer ki futbolcular bilinçaltına yerleştirdikleri bu kaybetme olgusuna alışırsa, hata yapmamak için hatanın en büyüğüne yol açar. Bunun için bu hafta ki maç oldukça önemli ve kritik bir dönüm noktasıydı. Neyse ki korkulan olmadı ve Sivasspor sahadan galibiyetle ayrılmayı bildi. Sanırım birileri gidişatın iyi olmadığını futbolcuların ve teknik heyetin kulağına fısıldamış olacak ki, son üç haftadır ölü toprağı serpilmişçesine mücadelen uzak ve kötü futbol oynayan takım gitmiş yerine bambaşka bir takım gelmiş. Hem oynanan futboldan zevk aldık, hem de alınan üç puandan.
Teknik direktör Hakan Keleş Muhammed Demir´in sakatlığı ve Kone´nin riske edilmemesi adına bir anda santraforsuz bir takım olarak sahaya çıktı. Sağda Douglas´ı önde, arkasında Fatih Aksoy´la başladı. Sol kanat klasik Ziya-Emre ikilisine emanetti. Onların önünde Diabete başlamıştı. Bu taktik anlayışının nedeni ise, Malatyaspor´un da acilen kötü gidişe son verme adına sahaya galibiyet için çıkacağını düşündüğünden olsa gerekti. Rakibin çok adamla hücuma çıkacağını hesap ederek Diabete gibi hızlı ve teknik bir oyuncuyu önde başlatmıştı. Hafta boyunca kontra atağa dayılı bir futbol düşüncesi olmasa da hem zihinsel hem de fiziksel olarak iyi çalışılmış bir taktik anlayış galibiyetin mimarı oldu. Douglas´ın hücum futboluna yatkınlığını herkes bilir. Sanırım Teknik direktör Keleş Douglas´ın bu özelliğinden Malatyaspor karşısında sonuna kadar yararlandı. Bazı maçlarda saha içi değişiklik yaptığında Douglas´ı ön tarafa çıkardığı olmuştu. Ancak bu maçta oyuna başlarken sağ önde başlatması riskti. Bir kumar oynadı ve kazandı. Galip gelen her zaman haklıdır mantığıyla, Keleş´i kutluyorum.
Zaman zaman forma şansı bulan ve geçen hafta ilk 11´de başlayan Mert Hakan Yandaş´ın yerine ise, süper lig deneyimi daha fazla olan Özer Hurmacıyı almıştı. Süper ligin ön libero mevkiinde iyi olarak nitelendirdiğim, Hakan- N´Dinga ikilisinin önünde Özer Hurmacı, takıma geldiği günden bugüne kadar isabetli bir transfer olduğunu kanıtlarcasına çok iyi bir performans ortaya koydu. Maç boyunca yaptığı iki asistin yanında mücadeleci ve hırslı futboluyla alkışlanmayı hak etti.
Sivasspor adına maçın en dikkat çeken özelliği, hızlı futbolun yanında her alanda kalabalık olmaları ve özellikle ikili mücadelelerde ayakta kalmaları bu maçtan galip ayrılmamızın önemli etken faktörüydü. Kademe anlayışını doğru yaparak rakipten dönen topların bizde kalması, aynı zamanda hücum bölgesinde çoğalmamız oynanan futbola renk katmıştır.
Haftaya Fenerbahçe deplasmanı var. Fenerbahçe´nin alt sıralardan kurtulma mücadelesi son hızla devam ediyor. Beşiktaş karşısında inanılmaz bir dönüşe imza atan Fenerbahçe karşısında Sivasspor´un şansı oldukça zor. Galip gelmesi zor gibi görünse de hiçbir zaman imkânsız değil. Deplasmanda oynadığımızı bilerek ve çok büyük hata yapmadan oynarsak, galibiyet zor gibi görünse de en kötü puan çıkarabiliriz. Bizden çok Fenerbahçe´nin şiddetle puana ihtiyacı var. Bizden daha stres altında oynayacakları kesin. Bu durumu avantaja çevirebilirsek, iyi bir sonuçla döneceğimizi umut ediyorum.
