Bizlerin bir yerlere gelebilmesi için tahsilli olması gerekmektedir. İnsan hayatında, bilgi, beceri ve kültür şart. Aksi taktirde hayat içerisinde zorluklarla karşılaşabiliriz.
Kimi insanlar pek çok bilgiyi öğrenmenin peşindedir. Burada önemli olan ise, doğru bilgiyi gerçek kaynaklardan öğrenmektir. İnsanlar gerekli bilgileri öğrenirken, belli çabalar sarfetmek zorundalar. Tıpkı bu yazımın konusu olan üniversiteyi kazanmak ve okumak gibi.
Pek çok insan meslek sahibi olmak için okula gider. Mesleğini elde edebilmesi için önce üniversiteyi kazanabilme aşamasına gelmeye çalışır. Bu durum için çok çalışmalıdır ve iyi öğrenmelidir de diyebiliriz.
Geçmişimizde bizler, okulumuzu bitirene kadar bulunduğumuz sınıflardaki desrleri çok sıkı bir şekilde çalışıp, bir sonraki sınıfa geçmeye çalışmışızdır. Kademe kademe aldığımız eğitim ve öğretimle birlikte, okulları bitirmeyi hedeflemişizdir. Kimimiz okuyup belli kademelerde yer almışız, kimiz de okulumuzu bitirmeden yarıda bırakmışız.
Pek çok anne ve baba, çocukları eğitim alırken, onlarla ile birlikte büyük çaba sabrederek en iyi şekilde çocuklarının okuyabilmeleri için, büyük emek verirler. Sanki bu sınıfları, çocukları ile birlikte yeniden okuyormuş gibi, bütün dersleri baştan sona çalışırlar. Çocuklarının sınavlara girmesi ayrı bir heyecan ve ayrı bir strestir. Adeta bu sınavlara aile bireyleri de giriyormuş gibi çocuklarından daha fazla heyecan duyarlar.
Şimdi gelelim üniversite konumuza. Üniversitesiyi kazanmakı mı zor, yoksa kazandıktan sonra okumak mı daha zor?
Aslında bu durum göreceli bir kavramdır. Daha doğrusu insanların yaşantısına göre şekillenir. Her insan üniversiteyi kazandıktan sonra okuyamayabilir, ya da yaşam koşulları gereği üniversiteyi kazanmakta zorlanabilir ve ya kazanamayabilir. Ama bir gerçek vardır ki, okumak isteyen kişiler eninde sonunda mutlaka bir şekilde okullarını bitirmeye çalışmışlardır.
Önemli olan istemektir. Bana kalırsa üniversiteyi kazanmak işin %80´ini oluşturur. Çünkü ortalama 12 yıl boyunca pek çok maddi ve manevi harcamalar yapılmıştır. Okumak ise %20´idir. Çünkü hayatımızın en güzel yılları üniversiteyi kazanacağız telaşı ile geçmiş ve üniversiteyi kazanmışız, geriye okumak kalmıştır.
Kazandıktan sonra ise çok okuyup, çok çalışmamız gerekecektir. Çünkü bizi engelleyecek olan en büyük neden maddiyat olacaktır. Tabi bunun yanında anne ve baba ya da çevre baskısı da olabilir. Çalışıp okuyan pek çok üniversiteli genç var.
Bahsettiğim gibi en önemli unsur okumayı istemek ve yine, okumayı istemektir. Bu, işin yarısı diğer yarısı ise emek sarfetmektir.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
