USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Yıl 1919

10-10-2019

1.Dünya savaşından sonra işgale uğramış Türk topraklarını kurtarma ve Türk Milletini tekrar bağımsızlığa kavuşturmak için çareler aranmakta

Toplantılar ,kısıtlı imkanlarda da olsa gizli gizli haberleşmeler ,ümitsizliğe kapılmış her şeyi bırakalım diyenler bir yanda manda ve himayeyi kabul ederseniz sizi de sileriz Paşam diyenler diğer yanda

Ve kongrelerle başlanıyor işe..

Önce Amasya´da bir başkaldırış haykırılıyor adeta ve sonra Erzurum´da ardından Sultanşehir Sivas´ta artık bu bağımsızlık mücadelesinin tüm ulusa yayılması genişletilmesi ve Türk Devletinin kuruluşuna temel olacak kararların alınması gerektiği deklare ediliyor tabiri caizse?

İşte, o ulusun temelleri 04 Eylül - 11 Eylül 1919 Tarihleri arasında bugün ki Kongre Binasında atılıyor. Milli sınırlarımız belirleniyor, birlik ve beraberlik yolunda çok önemli adımlar atılıyor ve gücün Milli İradeden gelmesi gerektiğine dair artık net kararlar alınarak Tüm Ulusa ilan ediliyor.

İşte, o gün öğretmeninden doktoruna, mühendisinden çiftçisine, hocasından esnafına ve tabi ki askerine bir ulus ayağa kalkma kararı alıyor. Kadınıyla erkeğiyle vatanın bağımsızlığı yolunda canlarını feda etmeye hazır bir güruh işte oracıkta oluşturuluyor.

108 gün boyunca geleceğe ışık tutacak kararların alındığı işte O Kongre tam 100 yaşında!

Kongreler dönemini kapatan, vatan sınırlarını belirleyen, ulusal bir örgütlenme haline gelen, temsil heyetiyle gücünü halktan alan Milli bir Ruhun oluştuğu, Mustafa Kemal Atatürk´ün lider olarak benimsendiği, Mondros´un reddedildiği, tam bağımsızlık ve egemenlik ilkelerinin temel prensip haline gelmiş olduğu O Kongre yani Sivas Kongresinin Yüzüncü yılındayız.

Tam bir asır önce...

Acaba şu anda o günkü Milli Ruha ne kadar sahibiz hiç düşündünüz mü?

Milliyetçiliğin ağızlarda süslü kahramanlık cümleleriyle evrildiği şu günlerde oradaki bir avuç insanın samimiyetinden kaç kişide var yada..

Peki, bundan yüz yıl önce bu şehrin sokaklarının terennüm ettiği o ruh yaşatılabiliyor mu genç dimağlarda?

Kaç gence durdurup sorsak ?Sivas Kongresi neden bu denli önemlidir diye? kaçından alacağımız cevaplar bizi tatmin edebilir.

Kaç kişi oradaki alınan kararlardaki ince noktaları kavrayabilmiştir sizce?

İmkânsızlıklar içerisinde ve işgal altında bir toplumun küllerinden doğuşuna şahitlik eden Kongre Binasını bile acaba kaçımız gezebildik.

O zamanki bize kafa tutanlarla şu zamandaki Donald Trump ve benzeri hadsizlerin aslında hiçbir farkı olmadığını anlayarak Osmanlı Tokadı mesabesinde bir cevabı verecek kaç nesil yetiştirebildi bu toplum.

Yüzüncü Yıl ruhunu yaşatmak demek meydana insanları yığarak orada sanatçılarla beraber halay çektirmek, şenliklerle eğlencelerle, defilelerle oyalanmak ya da çekirdek çitlemek miydi bunu kaçımız sorguladık.

Yoksa böylesi bir şanlı tarihe ev sahipliği yapan bir şehirde tiyatrolarla sinema filmleriyle konferanslarla panellerle yayınlarla tarihimizi yine yeniden o Mücadeleci ruhla yaşamak ve yaşatmak mıydı daha güzel olan...

Kurtuluş Savaşını başlatan kararların alındığı bir Kongrenin 100.yılında Serkan Kayalar Serdar Ortaçlar Bülent Serttaş´lar nasıl bir mesaj verebildi gençlerimize?

Tarihi anlamak, orada bir avuç cesur insanın Ülkesi için Milleti için yollara düşerek canlarını ortaya koyarak yayınladıkları manifestoyu bu sanatçıların sahnede söylediği şarkılarla mı anlattık gençlerimize çocuklarımıza.

Sivas Kongresinden üç cümleyle bile bahsedemeyecek durumda ne yazık ki gençlerimiz ve çok acıdır ki onlara dördüncü cümleyi de bizler öğretebilmiş değiliz yüz yıl sonra bile?

Burada bir suçlu aranacaksa hepimiziz?

Sorumlu varsa bizleriz değerli okurlar ben siz ve bizler?

Aziz Türk Milleti olarak her çağda Bağımsızlığı şiar edinen bizler, bağımsızlık uğruna çekilen çileleri verilen mücadeleleri, Sivas Kongresini Kurtuluş Savaşımızı kuru bir tarih anlatımıyla değil, imkânsızlıklar içerisinde de olsa bir ulusun şahlanarak birbiriyle kenetlenerek nasıl dünyaya meydan okuyabildiğini içselleştirerek özümseterek anlatmamız ve bu milli ruhu gençlerimize aşılamamız gerekmektedir.

Ne yazık ki gençlerimiz geçici hevesler, günübirlik mutluluklar peşinde heba olmakta ve bireyselleşmeyi toplumdan uzaklaşma olarak algılamanın garabeti içerisinde kültürel bir yozlaşmayla iç içe durumdadırlar ve bizler bu duruma üzülerek söylüyorum ki sadece seyirci kalmaktayız.

Bunun vebali hepimizindir?

Toplumun acilen aynen Sivas Kongresinde 100yıl önceki ruhla bir araya geldiği gibi birlik ve beraberliğimizi güçlendirecek, ortak paydalar etrafında gençlerimizi kadınlarımızı ve çocuklarımızı toplayarak eğitecek özüne kültürüne milli ve manevi değerlerine döneceği günleri hayata geçirmesi gerekmektedir. Aksi takdirde geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz bu genç dimağlar başka güçler tarafından ele geçirilerek değersiz, bencil, toplumdan kendini soyutlanmış sadist varlıklar olarak yetiştirecek ve ülkemiz asıl böylece işgal edilecektir.

Gençlerimizde geleceğimiz, geleceğimiz ise tarihimizi iyi okuyarak anlamamızda ders almamızda saklıdır vesselam...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?