Ortalama 6-7 ay gibi bir sürecin geçmesi gerektiğini söyleyen Gül, o süreçten sonrada fiyatlar aşağı çekmez sabit tutmaya yarar dedi. Türkiye’de et fiyatların yükselme sebebine de değinen Gül, ‘Bizler anaç olan hayvanları kesmeye başladık. Erkek danadan ziyade, anaç olan inekler kesilince dana bitti. Dana bitince et bitti’ dedi SERCAN ÇETİNEL / ÖZEL HABER Ticaret Borsası Başkan Vekili ve Kırmızı Et Yetiştiricileri Birliği Başkan Yardımcısı Hilmi Gül, Uruguay’dan getirilen hayvanların Sivas’ta et fiyatlarına etki edip etmeyeceği hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Sivas’ta canlı hayvan fiyatlarının yüksek seyretmesinin nedenini anaç denilen ineklerin kesilmeye başlamasından kaynaklandığını vurgulayan Gül, ayrıca Sivas’ta satılan et fiyatların birçok ile göre ucuz satıldığın altını çizdi. Hilmi Gül, ithal et hakkında görüşlerini şu şekilde belirtti: ‘İthal hayvanlar Uruguay’dan geldi. Şuanda fiyatlara bir yansıması olmaz. Çünkü hayvanlar daha genç küçük 6 aylık ya da 1 yaşındaki danalar. Bunların en azından 6-7 ay beslenmesi gerekiyor. Beslendikten sonra tabi piyasaya yansıması olur. Nasıl derseniz, çünkü şuan ki yükselişe geçen etin 6 ay sonra geri yerinde saymasını sağlar. Yani dengeyi sağlar. Bunun için bu işe teşebbüs eden besici arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Çünkü bu bir risktir. Uruguay’dan getirip burada besleyip insanların hizmetine sunması bile büyük bir başarı.’ Türkiye’de canlı hayvan fiyatlarının yüksek olmasının sebebine de özellikle değinen Gül, yurt dışından getirilecek olan birçok hayvanın olabileceğini ama bunların Sivas’a getirilmeyeceğini de sözlerine ekleyerek şunları kaydetti: ‘Buradaki canlı hayvan fiyatların yükselmesinin tek sebebi, biz anaç dediğimiz inek dediğimiz hayvanları kesmeye başladık. Erkek danadan ziyade, anaç olan inekler kesilince dana bitti. Dana bitince et bitti. İnek demek süt demek, et demek. Bunlar bitince ne oldu, ister istemez dışarıya yöneldik. Devletin politikası şuan belki ithal et getireceğiz diyorlar ama biz ithal ete karşıyız. Neden karşıyız, ithal et yerine besilik dana getirsinler. Her şeyden başka gelen hayvanları bizim insanlarımız beslesinler, ekonomiye katkısı olsun. Hiç yoktan burada yediğimiz şeyin ne olduğunu bilmiş oluyoruz. Onun için tabi ki canlı hayvanın gelmesi daha iyi. Bizler dana yoksunluğu yaşıyoruz. Biz üterime geçebilmemiz için süte önem vermemiz lazım. Piyasaya bir bakın, kola ile sütü dengeleyin. Kola sütten daha fazla. Biz halk olarak süte yönelmemiz, sütü içmemiz lazım. Bizler ne kadar çok süt içersek, o kadar dana alırız. Bu sefer ne olur dışarıdan et ithal etmeyiz. Kendi danamızı kendimiz besler büyütürüz. Şuanda Bakanlığımız açıkladığı tabi et getireceğiz diyorlar. Getirseler bile Türkiye’de büyükşehirlere gelir bize yansımaz. Bize yansımadığı için de etlerimiz sabit kalacak.’ Et fiyatlarının diğer illere göre çok alt düzeyde satıldığını söyleyen Gül, Sivas halkı daha ucuz et yemek istiyorsa eğer kasaplarına sahip çıksın diyerek şu ifadeleri kullandı: ‘Ulusal kanallarda çıkıp röportaj veren kasap arkadaşlar, etin kilosunun 45 liradan, 60 liradan satıyorlar. Ama Sivas’ta gerçekten hamı pahalı olmasına nazaran en ucuz et çevre illere ve batıya karşı en ucuz et satışı Sivas’ta. Niye derseniz, verdikleri röportajlarda kuzu pirzolasına 65 liradan satarlarken bizde 40-44 lira arası. Yine bonfilenin kilosu 70 liraya kadar çıktığı bir yerde bizde 50 lira. Kıyma yine öyle 38-40 lira arasında satıyorlar, bizde 35 lira. Onun için biz halk olarak kasabımıza sahip çıkmamız lazım. Kasaplara ne kadar çok sahip çıkılırsa o kadar ucuz et yediririz diye düşünüyorum.’ Yer hayvanlar ile ithal edilen hayvanlar arasında bir lezzet fakının olup olmadığına değinen Gül, şu ifadeleri kullandı: ‘Bizim yerli etimizin lezzeti daha farklı. Ama dışarından ithal edilen besilik dana et ırkı olduğu için onlar Türkiye’ye gelip tabi belirli bir ay geçtikten sonra ister istemez besiden dolayı et değerleri de değişiyor. Yani ne oluyor, bizim kendi etimizin lezzetini alıyor. Onun için beslemeden kesilen hayvanlar tabi farklı ama besleyip kestiğimiz zaman daha farklı.’ Kasaplara sahip çıkılması gerektiğini vurgulayan Gül, ‘Kasap demek, zor zamanda ihtiyaçlarını karşıladığın kasap amcadır. Kasap demek, düğünde, cenazede ilk koşan arkadaşın, akraban demektir. Kasap demek, anahtarlarını, eşyalarını bıraktığın emanetçi demek. Kasap demek, indirim kampanyaları gibi hilelerle halkı kandırmayan esnaf demek. Onun için kasabımıza sahip çıkalım. Kasap bizim kasap…’ şeklinde konuştu.

HABERİ SİTEDEN OKU...