Sivas hakkında da önemli konulara değinen Vural, Sivas’ın bir daralma ekonomisiyle karşı karşıya olduğu gayet açık ve net. Maalesef Sivas, Sivaslıyı doyuramayacak noktaya gelmiş. Yaklaşık 2002’den bu yana 130 bin Sivaslı göç etmiş durumda. Nüfus azalıyor. Bu toprak doyurmuyor’ dedi. Vural ayrıca AK Parti iktidarı tarafından 13 yılda Sivas’a sadece, Stadyum, Bölge Hastanesi ve Yeni Kütüphane yapıldığına dikkat çekerek, Sivaslıların gönlündeki üç hilalin önümüzdeki seçimlerde sandığa yansıyacağına inandığını ifade etti. HAYRULLAH AĞKAŞ Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Oktay Vural, ‘Öncelikli olarak Sivas’ın bir daralma ekonomisiyle karşı karşıya olduğu gayet açık ve net. Maalesef Sivas, Sivaslıyı doyuramayacak noktaya gelmiş. Yaklaşık 2002’den bu yana 130 bin Sivaslı göç etmiş durumda. Nüfus azalıyor. Bu toprak doyurmuyor. Bu topraklarda yaşayanlar başka yerlere gitme durumunda kalıyor’ dedi. Bir takım temaslarda bulunmak ve çeşitli ziyaretlere katılmak için Sivas gelen MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, il teşkilatında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda hükümete yönelik sert eleştirilerde bulunan Vural, 13 yıldır ülkeyi yöneten iktidarın kendisini muhafazakâr olarak nitelemesine rağmen muhafazakâr değerleri yozlaştırdığını iddia etti. 17-25 Aralık sürecine bulaşanların hesap vermek yerine, yargı üzerinde baskı oluşturarak bunu meşrulaştırma sürecini tercih ettiklerini belirten Vural, ‘Dinimizce, hukukumuzca reddedilen yolsuzluğu meşrulaştırılacak adımlar bizim sadece hukuk sistemimizi değil, manevi değerlerimizi yozlaştıracak seviyeye gelmiştir. 'Yolsuzluk, hırsızlık değildir' diye fetva verenler 'iş yapıyoruz diyerek' yolsuzluğu meşrulaştırmak gayreti içinde olanlar aslında bizim manevi değerlerimizi yozlaştırıyorlar. İnanç ve değer hortumculuğu yapıyorlar’ dedi. Sivas’ta bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade eden Vural, ‘Gerçekten de Sivas bizim kadim medeniyetimizin mihenk taşlarından biridir. Cumhuriyeti kuran Milli İrade’nin de esasını oluşturduğu bir kent. Dolayısıyla bu kentte yaşayan insanların ve kentin açıkçası bugün Türkiye’nin olduğu bir ortamda Milliyetçi Hareket Partisi’ni çok daha iyi anlayan vatandaşlarımın olduğu bir kent. Dolayısıyla Sivas’tan bütün Türkiye’ye MHP’nin bazı gelişmeler karşısındaki görüş ve düşüncelerini sizlerle paylaşmak için bir araya geldik’ dedi. ‘SİVAS, TÜRK-İSLAM MEDENİYETİNİN MİHENK TAŞI’ Sivas’ın Türk-İslam Medeniyetinin mihenk taşı olduğuna dikkat çeken Vural, ‘Milli Kurtuluş Savaşımızın, Milli İrade’nin oluştuğu bir kent ve bu kent maalesef bugün Cumhuriyetimizin bugünkü ortamı içerisinde maalesef bu kentimizin önemli ölçüde bu kadar büyük öneme haiz olmasına rağmen maalesef çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu görüyoruz’ ifadelerini kullandı. ‘SİVAS, SİVASLILARI DOYURMUYOR’ Sivas’ın bir daralma ekonomisiyle karşı karşıya olduğu gayet açık ve net olduğunu ifade eden MHP Grup Başkanvekili Vural, ‘Maalesef Sivas, Sivaslıyı doyuramayacak noktaya gelmiş. Yaklaşık 2002’den bu yana 130 bin Sivaslı göç etmiş durumda. Nüfus azalıyor. Bu toprak doyurmuyor. Bu topraklarda yaşayanlar başka yerlere gitme durumunda kalıyor’ dedi. Her şeyden önce Türkiye’yi yönetenlerin Sivas’ın bu ekonomik durumunu dikkate almaları ve Sivas’ın ekonomik potansiyelini harekete geçirmeleri gerektiğine dikkat çeken Vural şöyle devam etti: ‘Böylesine büyük potansiyeli olan hem tarım, hem de maden ve sanayi açısından da önemli bir potansiyel taşıyan Sivas’ın bu daralmış ekonomisi maalesef Sivas’ı, Sivaslıları büyük sıkıntılara sokuyor. Yani bugün 13 yıldır Türkiye’yi yöneten iktidara Sivaslılar çok şey verdi. 4 Milletvekili verdi. Ama verdiği Milletvekilleriyle maalesef Sivaslılar hakkını alamadı. 13 yıl sonra Sivas’a yapılmak istenenlere bakıldığında önemli proje olarak gösterilen bir Stadyum, bir Kütüphane bir de Bölge Hastanesi var. Dolayısıyla Sivas’ta özel bir kalkınma politikası tatbik edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Ama hakkını yemeyelim. Zannediyorum ki Sivaslılara müjde olarak vermişler. 3. İcra Dairesini açmışlar. Sivaslılar maalesef borç batağında. Hacizli insan sayısı artıyor. Bunu karşılamak için herhalde 4.’sü de açılacak galiba. Dolayısıyla bu ekonomik potansiyeli harekete geçirmemiz lazım. İnsanlarımızı doğdukları kentte doyuracak, geçindirecek ve refahını yükseltecek politikalara önem vermek gerekiyor. Sivas için üniversite eğitimi çok önemli. Cumhuriyet Üniversitesi çok kadim Üniversitelerden biri. Ancak Sivas’a yeri Üniversite’de gerekiyor. Daha fazla potansiyeli buraya getirmek gerekiyor. Bu bakımdan da önemli ölçüde Sivas’ta eğitime çok önem veren bir kentimiz. Sivas’ın bir eğitim kenti olması için yeni Üniversitelerin kurulmasında önemli bir cazibe merkezi getirmesi noktasında adım olacağını düşünüyorum. Yani Sivas aslında biraz önce de söylediğim gibi hem Türkiye’nin ekonomik durumu itibariyle, hem de siyasi durumu itibariyle çok önemli bir kent ve MHP Sivas’lıların gönlünde üç hilali taşıyor, buna inanıyorum. Dolayısıyla il teşkilatımızın aracılığıyla inşallah Sivaslıların gönlündeki üç hilali sandıktaki üç hilale dönüştürme gayretimiz burada devam edecektir.’ BU CUMHURİYET KOLAY KURULMADI ‘Bu Cumhuriyet kolay kurulmadı, bu coğrafya kolay vatan olmadı’ diyen Vural, ‘Büyük mücadeleler, meşakkatler, tecrübeler bu özellikle geldiğimiz ortam içersinde Cumhuriyeti kuran ve milleti millet yapan değerler ekseninde baktığımızda Türkiye’yi 13 yıldır yöneten iktidarın kendisine muhafazakâr demesine rağmen milletimizin muhafazakâr değerlerini yozlaştırmaya devam etmiştir’ dedi. Vural şunları kaydetti: ‘Ne yazıktır ki 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk batağına bulaşanlar bunu meşrulaştıracak adımlar atmış, yargıya hesap vermek yerine yargı üzerinde baskı oluşturmak ve bu yönüyle milletin hakkına, hukukuna el uzatanların hesap vermesinin önünü kesmek istemiştir. Maalesef dinimizce hukukumuzca reddedilen rüşvet ve yolsuzluğu meşrulaştıracak adımlar bizim sadece hukuk sistemimizi değil, manevi değerlerimizi yozlaştıracak noktaya gelmiştir. Yolsuzluk hırsızlık değildir diye fetva verenler, iş yapıyoruz diyerek, adeta yolsuzluğu meşrulaştırma gayreti içerisinde olanlar aslında bizim manevi değerlerimizi yozlaştırıyorlar. İnanç ve değer hortumculuğu yapıyorlar. Türkiye bu bakımdan inanç değerlerimize aykırı olarak davranan manevi değerlerimizi bu şekilde yozlaştıran bir anlayışın en başta Sivas’ta bulunan vatandaşlarımızın değerlerine ters olduğunu düşünüyorum. Ve bugün gerçekten bu içinde bulunduğumuz ortam, yaşadıklarımız ve devletin eline geçirdiği güçle kendisinin yanında olmayan herkesi düşman ilan eden, yok etmeye çalışan, insanları fişleyen dinleyen, özgürlüklerimize müdahale eden ve bu yönüyle açıkçası hepimizi makul şüpheli haline getiren bir anlayış her şeyden önce Milli İrade’nin hâkim kılmasını isteyen Sivas Kongreleri’nin esasına aykırıdır. Ve bugünlerde Sivas Kongresi’nin ve Sivas Kongresi’ne ev sahipliği yapan Sivaslıların bugün içinde bulunduğumuz ortamı bu kadim medeniyet ve Cumhuriyetin kuruluş temeli atıldığı bu ortamda Sivaslıların düşünmesini özellikle istirham ediyorum. Ne hazindir ki o dönemler içerisinde vatanımızı bölmek isteyenler insanlarımızı ayırmak isteyenlere karşı Kuva-yi milliye ile bir Milli Kurtuluş Savaşı iradesini ortaya koyduk. O gün reddettiğimiz planlar vardı. O gün 4 Eylül’de toplanan kongrede aldığımız kararlarla Milli sınırlar içerisinde vatan bölünmez bir bütündür. Ve Kuva-yi Milliye tek kuvvettir. Milli İrade’yi hâkim kılmak temel esastır. Demek suretiyle hem milli devlet esasını hem milli iradenin her yerde geçerli olacağını, yabancı ülkelerin, devletlerin himayesinin kabul edilemeyeceğini ifade etmiştik. Ama gelin görün ki bugün Türkiye’nin yönetildiği bir ortam içerisinde ne hazindir ki Kuva-yi Milliye esastır denilen Sivas’ta bugün Sivaslıların çoğunun iradesini ele geçiren bir irade maalesef bugün o kongrede aldığımız kararları İmralı’da Kandil’de sökmek istemektedir. Tablo budur. Vatan bölünmez, parçalanamaz. Kuva-yi Milliye esastır. Milli İrade her yerde hâkim olacaktır. Demesine rağmen milli irade yerine silahlı irade ile silahla İmralı’da, Kandil’de Türkiye’nin geleceğini müzakere edenler, bugün Erzurum Kongresiyle aldığımız Sivas Kongresiyle aldığımız Milli Kurtuluş Savaşımızın Cumhuriyetimizin temellerini ortadan kaldırmaya çalışmaktadırlar. Evet, o gün hep beraber doğulusu, batılısı, kuzeylisi güneylisi hep beraber birlikte bu iradeyi koyduk.’ ‘DEVLET UYUYOR’ Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkan Vekili Oktay Vural Türkiye’nin yönetilen bir Başbakan ile yönetilmeye çalışıldığını belirterek, Güneydoğu’da çözüm süreci adı altında özerklik ilan edildiğini ve devletin uyuduğunu söyledi. Vural, ‘Başbakan Davutoğlu diyor ki ‘Cizre’deki olaylar abartılıyor’ Şu rezalete bakın, işte devletin uyuması budur. Orada yaşayanlar bize ‘Devlet nerede?’ diye mesaj atıyorlar’ dedi. İmralı ile müzakere sürecini Erzurum ve Sivas kongresi ile temelleri atılan Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'in temellerinin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını ifade eden Vural şöyle devam etti: ‘Bugün Türkiye'nin geleceğini insanlarımızın oyunu alan bir parti ile insanları öldüren bir PKK'nın Türkiye'ye yol göstermesi milletimizin içine sindireceği bir husus değildir. Bu kabul edilemez. Dün Türkiye'nin bir Kürdistan sorunu yoktur derken bugün vatan topraklarında başka vatan, milletin içinden başka millet, devletin içinden başka devlet çıkarmak isteyen, adına da çözüm ve müzakere süreci denilen bu husus doğrudan doğruya Kuva-yi Milliye'yi, milli iradeyi esas kılan Sivas Kongresi ile karar altına alınan bu iradeyi ortadan kaldırmaktır. Herkes aklını başına almalıdır. Bu devletin ve milletin kendisine kurşun sıkan, insanlarımızı katletmiş bir terör örgütü ile bir gelecek planlaması yapması zuldür. Biz yedi düvelin yaptığı bu planlara karşı ayakta durmuşken bir PKK terör örgütü ile Türkiye'nin geleceği düşünülüyorsa, planlanıyorsa en başta Sivas'tan haykırıyorum. Sivaslılar başta olmak üzere bu planı bu projeyi yapanların başına geçirir. Yeni Türkiye’nin kurucusu oluyoruz diye bir terör örgütünü bu iradenin bir parçası haline dönüştürüyorsa Türkiye'nin hangi noktaya geldiğinin idrak edilmesi gerekir. Çözüm ve müzakere taslağı olarak Kandil'in bildiği, Hatip Dicle'nin bildiği, İmralı'nın bildiği metni buradan haykırıyorum. Eğer yüreğiniz varsa gelip burada PKK ile birlikte yaptığınız bu çözüm ve müzakere taslağının detaylarını gelin açıklayın. Milletten neyi saklıyorsunuz? Türkiye’yi nereye götürüyorsunuz? Devletimizin ve milletimizin üzerinde ameliyat yaptırmayız. Sivas’ın ötesi de berisi de bizim için Sivas'tır. Herkes aklını başına alsın. Bugün geldiğimiz bu tablo gerçekten çok sıkıntılı bir tablodur.’ ‘PARALEL BİR İRADE Mİ VAR?’ Türkiye’de kimin Başbakan olduğunun bilinmediğini iddia eden Oktay Vural, Cumhurbaşkanı’nın de Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olma konusunda gerekli iradeyi ortaya koyamadığını dile getirdi. Türkiye’nin yönetilen bir başbakan ile yönetilemeyeceğine vurgu yapan Vural şöyle konuştu: ‘Buradan Cumhurbaşkanı ile Başbakan’a sesleniyorum. Milletin size verdiği yetkileri bu millet için kullanınız. Eski bakan olan Binali Yıldırım diyor ki Ahmet Davutoğlu’na biz görev verdik. Biz seçtik diyor. Şimdi bu yönüyle Türkiye'de paralel bir hükümet mi var? Paralel bir irade mi var? Cumhurbaşkanı ve başbakan makamını vesayet altına sokacak paralel ilişkiler mi kuruluyor? Bugün devlet uyuyor. Doğu ve Güneydoğu'da terör örgütü mahkemeler, asayiş birimleri kuruyor. Haraç topluyorlar. Vali, kaymakam atıyor. Özerklik ilan ediyor. Devlet uyuyor. 2002 yılında bitmiş olan terör örgütü Türkiye Cumhuriyeti Devletine yol gösterecek duruma gelmiştir. Bugün hem ülkemiz hem de egemenliğimiz etnik kimliklere göre bölünmek isteniyor. Çözüm ve müzakere süreci denilen noktada doğu ve güney doğuda kurtarılmış bölgeler oluşturulmuştur. Özerklik ilan edilmiştir. Türkiye'nin nereye gideceği belli değildir. Yüksekova'da kahpe ve kalleşçe askerlerimizin öldürüldüğü, Bingöl’de emniyet müdürü ile müdür yardımcımızın öldürüldüğü bir ortamda müzakere yaptığı bir terör örgütünün bu terörü nasıl acımasızca kullandığını ve bundan istifade etiğini hepimiz idrak etmeliyiz. Cizre’de meydana gelen olaylar aslında bir çözüm sürecinin getirdiği sonuçlardır. Başbakan Davutoğlu diyor ki 'Cizre'deki olaylar abartılıyor'. Şu rezalete bakın işte devletin uyuması budur. 3-5 çapulcu diyerek 1984'te görmeyenler, bugün geldiğimiz bu noktada abartılıyor diyor. Hendekler kazılmış, mahallelerde özerklikler ilan edilmiş, yüzü maskeli kimseler uzun namlulu silahlar ile iki gün boyunca çatışmış, 3 kişi ölmüş çok sayıda kişi yaralanmış sayın Davutoğlu’na soruyorum. Bunun neresi abartı. PKK şehri teslim almış, öldürmüş, etnik temizlik yapıyor. Davutoğlu hala çözüm sürecine devam ediyor. 7-8 Ekim'deki gibi provokasyonlar var. PKK'lıların cirit atmasına kendisinin müdahale etmemesi aslında gafletin ta kendisidir. PKK'lılar üç gündür kaleşnikofla Yılbaşı maytabı mı patlatıyorlar. Yılbaşı kutlaması mı yapıyorlar? Ey Davutoğlu bu kaleşnikoflar nereden geldi? Kim getirdi? Orada yaşayanlar mesaj atıyor bize 'Devlet nerede' diye soruyorlar. Bende soruyorum başbakan nerede? Türkiye'de başbakan mı var? Türkiye'yi yöneten bir irade mi var? Maalesef böyle bir irade yok.' ‘SEÇİM TÜRKÜMÜZ ÇALINDI’ Vural, Konya’da Ayna grubunun AK Parti için düzenlediği ‘Kiziroğlu’ parçasını 1999 seçimlerinde kendilerinin kullandığını da hatırlatarak şöyle dedi: ‘Seçim dönemine girdik AK Parti biliyorsunuz Konya’da seçim müziğini açıkladı. Baktık ki 1999’daki MHP’nin seçim müziği Konya’da çalınıyor. Göründü ki yeni Türkiye filan diyorlar. Yine Türkiye dedikleri yerde MHP’nin seçim şarkısını bile yeni diye milletimize pazarlamak istiyorlar. Biz bunlara bu milletin türküsünü söyletmeye devam edeceğiz. Konya'da bizim seçim müziğimizi çalmışlar ama olsun. MHP olarak bizim bu coşkumuzu bu müzikler ile dile getirmeye devam edeceğiz. Yeni Türkiye dedikleri bir noktada bir partinin daha önceden seçim müziği olarak kullandığı bir parçayı kendilerine uyarlıyorlarsa aslında bunların millete verecekleri yeni bir şey kalmadığını ortaya koymaktadır.’

HABERİ SİTEDEN OKU...