Dilencilerle mücadele konusunda vatandaşın tavrının çok önemli olduğunu belirten Kayalı; fakirin, gerçek ihtiyaç sahibi kişilerin dilencilik yapmadığını belirterek; ‘Halkımızın uyanık olması lazım’ dedi ERSAN ARSLAN Sivas Belediyesi Zabıta Müdürü Zekeriya Kayalı, vatandaşları dini ve vicdani duyguları istismar ederek kazanç sağlayan dilenciler konusunda uyardı. Dilencilerin, özellikle kandiller, bayramlar ve Cuma günleri halkın karşısına çıktığını ancak birlik-beraberlik ve yardımlaşma duygusunun en üst seviyeye ulaştığı Ramazan ayında sayılarının 2-3 kat arttığını belirten Kayalı, ‘Allah’ın rızasını kazanmak için verilen sadakaların belki de Allah’ın razı olmadığı işlerde kullanıldığını halkımızın bilmesi gerekmektedir’ dedi.  ‘SAHTE RAPORLA DİLENİYORLAR’ Dilencilerin bu işi meslek haline getirerek, adeta halkın dini ve vicdani duygularını sömüren bir sanat icra ettiklerini belirten Kayalı, bu kişilerin çeşitli yalan ve yöntemlerle vatandaşa yaklaşarak, kazanç elde ettiklerini söyledi. Dilencilerin bazen organize bir şekilde bu işi yaptıklarını, çoğunun çeşitli ürünleri satarak, bazılarının ise yakınlarının hasta olduğunu belirtip, sahte rapor göstererek dilendiğini belirten Kayalı, şu ifadeleri kullandı: ‘Dilenci gerçekten muhtaç olan fakat ihtiyacını karşılayamadığı için dilenmek zorunda kalan kimse değil, dilenmeyi bir hayat tarzı ve meslek haline getiren, insanların dini, vicdani duygularını sömüren kişilerdir. Dilencilikte merhamet başta geliyor. Sanatın bütün inceliği o damarı yakalayıp derin derin sızlatmaktır. Dilenciler; kimsesizlik, yolda kalmışlık gerekçeleri ile vatandaşların kapılarını çalarak gelip geçen insanların yollarını keserek, caddelerde, sokaklarda, cami önlerinde, terminallerde, bazen de kendi çocuklarını istismar ederek mal ve para talep ederek dilenmektedirler. Kimisi de kalem, çakmak, mendil, ayet-i kerimelerin yazılı olduğu kartları ve benzeri şeyleri kullanarak insanların vicdani duygularını sömürmekte, ‘ne verirseniz ona razıyım’ şeklinde satış yapmaya çalışmaktadır. Bu kişiler, ‘ben dilenci değilim yanlış anlamayın ama eşim, annem, babam, oğlum-kızım hasta, sakat’ bahaneleriyle de hasta olduklarına inandırmak için sahte hasta raporlarını kullanarak dilenmektedirler. Düzenli şekilde dilenen yerel dilenciler olduğu gibi, başka illerden organize bir şekilde gelerek dilenen dilenciler de bulunmaktadır. Özellikle insanların yardımlaşma duygularının güçlendiği ve dilencilere daha çok yardım edilen Ramazan ayında, dini bayramlarda, kandillerde ve Cuma günlerinde dilenmekteler ve Ramazan ayında dilencilerin sayısı 2-3 kat artmaktadır.’ ‘YAPILAN YARDIMLAR DİLENCİLİĞE TEŞVİK EDİYOR’ Dilencilerle mücadele konusunda zabıta ekiplerinin ve kolluk güçlerinin gereken çalışmaları yaptıklarını, bu konuda Sivas Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri ile de uyum içerisinde çalıştıklarını belirten Kayalı, ancak bu mücadelede en önemli unsurun halk olduğunu söyledi. Vatandaşların, dilencilere yardım yaparak farkında olmadan onları bu işi yapmaya teşvik ettiğini belirten Kayalı, önemli uyarılarda bulundu. Kayalı; ‘Dilencilikle mücadele konusunda, halkımızın ‘3-5 kuruş vererek başımızdan gitsin’ mantığı ile adeta dilencilere farkında olmadan bir daha gelirsen yine vereceğim şeklinde bir güvence vermemesi ve bilmeyerek dilenciyi dilenciliğe teşvik etmemesi gerekmektedir. Şunu unutmayalım ki dilencilerin birçoğu sosyal yardım kurumlarından da yardım almış olmalarına rağmen, bazı dilencilerin üzerinden bir servet ya da çeşitli banka cüzdanları çıkmakta, kiminin de araştırıldığında evlerinin arabalarının olduğu anlaşılmaktadır. Bazı kimseler dilenciliği kolay para kazanmanın bir yolu olarak görebilmektedir. Dilencilerle zabıta teşkilatının ilgilenmesi bir teamül haline gelmiş olmasına karşılık, 5326 Sayılı Kabahatler Kanununun 33. Maddesi bu görevi Belediye Zabıtası ve Kolluk güçlerine vermiştir. Bu kanundan önce ise zabıta yönetmeliklerinde konuya ilişkin hiçbir düzenleme bulunmamaktadır. Konuya ilişkin yasal düzenlemelerin olmaması veya yasal yaptırımların son derece hafif olması ise sorunun doğuşunda ve devamında önemli bir yere sahiptir. Bu hafif cezalarla sorunun önüne geçilemeyeceği, çözüm için eğitimden başlayan ve yasal düzenlemelere kadar uzanın geniş yelpazeli düzenleme ve uygulamaların gerektiği de açıktır. Halkımızın uyanık olması ve fakirin el açarak halk arasında dilencilik yapan olmadığını, sadakam olsun diye verdiğimiz paraların belki de gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması gerekirken bu tür insanlara vererek amacına ulaşmadığını,  sizin Allah’ın rızası için verdiğiniz sadakaların belki de Allah’ın razı olmadığı işlerde kullanıldığını halkımızın bilmesi gerekmektedir.’ İfadelerini kullandı.

HABERİ SİTEDEN OKU...