?>

Çay Ve Kahve Reflüyü Tetikliyor

Dünyada ve ülkemizde en çok tüketilen içeceklerin başında çay ve kahve geliyor. Gün içinde aşırı tüketilen çay ve kahvenin reflünün semptomlarını arttırdığını söyleyen Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, özellikle reflü şikayetlerinin aktif olduğu dönemlerde bu içecekleri tüketirken daha kontrollü olunması gerektiğine değindi.

Sağlık - 3 ay önce

Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, çay ve kahve seven reflü hastaları için önemli uyarılarda bulundu. Gastroözofagial reflü hastalığının (GERD), mide asidinin yemek borusuna geri kaçması sonucu ortaya çıkan klinik bir durum olduğunu belirten Bilal Toka, “Bu patolojik durum, özofajit, göğüs ağrısı, yanma hissi ve yutma güçlüğü gibi semptomlarla kendini gösterir. Çay ve kahve, tüm dünyada yaygın olarak tüketilen içeceklerdir ve GERD üzerindeki etkileri konusunda çeşitli araştırmalar ve teoriler bulunmaktadır. Reflü hastalarının çok fazla çay ve kahve tüketmesi, hastalığın semptomlarının daha şiddetli hissedilmesine sebep olur. Özellikle tedavi süresince çay ve kahve tüketiminin azaltılması, şikayetlerin de azalmasını sağlar” dedi. Reflü hastalığında birden fazla şikayetin bir arada görülebildiğini, genellikle yanlış beslenmenin reflüyü tetiklediğini ifade eden Doç. Dr. Bilal Toka, şöyle devam etti: “Reflü, genellikle yemeklerden sonra şikayetlerin başladığı bir hastalıktır. Besinlerin asit seviyeleri reflüyü doğrudan etkileyebilir. Reflüde mide ekşimesi, göğüs ağrısı, boğazda yanma hissi, öksürük gibi semptomlara yol açabilir ve kronik sinüzit, astım gibi başka birçok hastalığın oluşmasında da rol alabilir. Reflü hastalarının kahve, çay, soğan, turşu, acı pul biber, sarımsak, çiğ salata gibi yiyecek ve içecekleri dikkatli tüketmesi gerekir.” “Aç karnına çay ve kahve tüketilmemeli” Gün içinde aşırı tüketilen çay ve kahvenin reflünün semptomlarını arttırdığını söyleyen Doç. Dr. Bilal Toka, özellikle reflü şikayetlerinin aktif olduğu dönemlerde bu içecekleri tüketirken daha kontrollü olunması gerektiğine değindi. Çayın ve kahvenin türünün, hazırlama şeklinin de önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Toka, “Kafeinsiz ya da kafein miktarı düşük, daha açık çaylar ve koyu olmayan kahve türleri tercih edilmelidir. Demleme süresi uzun olan çaylar daha yüksek kafein ve tanen içerebilir. Asit içeriği fazla olan çay ve kahve türlerinden kaçınılması gerekir. Bu nedenle, çay tüketiminizi kısıtlamak ve daha hafif türleri tercih etmek, reflü semptomlarını bir miktar azaltabilir. Kahvenin asit yapısı da reflü semptomlarını kötüleştirebilir. Koyu kavrulmuş kahvelerde kinik asit oranının yüksek olduğu bilinmektedir. Koyu kavrulmuş kahve tüketmek, mide yüzey mukozasını tahriş edebilir. Kahveye eklenerek tüketilen diğer ürünler (süt, şeker, krema gibi) de reflü semptomlarını etkileyebilir. Örneğin, süt eklenerek kahve yumuşatılarak reflü semptomları hafifletilirken, kahveye şeker ve kremalar eklenerek de semptomlar daha da kötüleştirebilir. Türk kahvesi de oldukça koyu ve telve içeren bir kahve olup reflü şikayetlerini belirgin derecede artırabilir. Ayrıca çay ve kahvenin yemekle birlikte tüketilmesi, aç olarak tüketilmesine göre daha az mide şikayetleri oluşturacağı için öğünlerle birlikte alınması mide üzerindeki olumsuz etkilerini azaltabilir” ifadelerini kullandı. Geleneksel tedavi yöntemleri arasında yaşam tarzı değişiklikleri, çeşitli ilaçların kullanımı ve cerrahi müdahaleler yer alırken, yeni geliştirilen endoskopik antireflü tedavilerinin reflü tedavisinde bir devrim ortaya çıkardığını kaydeden Doç. Dr. Bilal Toka, “Bu yöntemlerle, minimal invaziv bir yaklaşımla, açık ameliyat gerekmeden reflüye zemin hazırlayan yapısal bozukluklara endoskopik olarak düzeltici müdahaleler yapılabilmektedir. Hastaların iyileşme süresi açık cerrahi tedavilere göre daha kısa olmaktadır. Ayrıca hastaneye yatış ihtiyacı ve genel anestezi ihtiyacı olmadığı için de tedavi süresi kısalmaktadır. Endoskopik sütür yerleştirme, argon veya radyofrekans ablasyonu, antüreflü mukozektomi ve fundoplikasyon gibi teknikler, yemek borusunun alt kısmındaki kasları güçlendirerek mide asidinin yemek borusuna kaçışını engeller. Doğru endikasyonlarla kişiye uygun tedavi uygulaması alan hastalar, şikayetlerinin azaldığını ve yaşam kalitelerinin yükseldiğini kısa sürede fark edebilirler” dedi. İHA
Haftanın Öne Çıkanları

PARK MALZEMELERİ SATIN ALINACAKTIR

2024-08-16 00:00 - Resmi İlanlar

Sivas’ta Antep Fıstığı Üretiliyor! Hasat Mükemmel

2024-08-17 09:17 - Ekonomi

Sivas’ta Denetimler Arttı

2024-08-17 09:30 - Gündem

SCÜ ÖĞRENCİ YEMEKHANESİ YAPIM İŞİ

2024-08-13 00:00 - Resmi İlanlar

TAŞ TOPLAMA MAKİNASI

2024-08-13 00:00 - Resmi İlanlar

Jandarmadan Sivaslı Sürücülere Reflektör

2024-08-17 09:46 - Asayiş

SBTÜ, Çocuklara Havacılığı Anlattı

2024-08-17 10:45 - Teknoloji

Kervansarayda Denetim Yapıldı

2024-08-17 10:31 - Asayiş

1 ADET DRENAJ PANOSU

2024-08-15 00:00 - Resmi İlanlar

İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ SİVAS BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ

2024-08-15 00:00 - Resmi İlanlar

İlgili Haberler

Sanal Kumar Ve Bahis Bağımlılığı Çocuklar İle Gençleri Tehdit Ediyor

12:11 - Sağlık

Kolon kanserine yeni bir çare: Kara mürver meyvesi

15:10 - Sağlık

Elektronik sigara kullanımı KOAH riskini artırıyor

14:31 - Sağlık

Sivas'ta sağlıkçı öğrenciler ilk yardım semineri verdi

14:48 - Sağlık

Her 8 Saniyede 1 Kişi KOAH Nedeniyle Hayatını Kaybediyor

14:12 - Sağlık

Günün Manşetleri

Sivas'ta Lastikçilerde Kış Yoğunluğu

11:51 - Gündem

Sivas'ta Geminbeli Tüneli 11 Yıldır Bekleniyor: İç Anadolu ve Karadeniz'i Birleştiren Proje Neden Tamamlanamadı?

11:43 - Politika

Sivas Emniyet Müdürlüğü’nden Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Mesajı

11:38 - Gündem

Sivas İl Tarım Müdürlüğü’nden Eğitim Atağı: Aromatik Bitki Üretimi İçin Sertifika Dağıtıldı

11:30 - Gündem

Sivas İl Milli Eğitim Müdürü Necati Yener, Aday Öğretmenlere Tecrübelerini Anlattı

11:26 - Eğitim