Yeni bir medeniyetin inşası, ancak iyi bir eğitimle mümkün olacaktır. Eğitim bir milletin geleceğinin inşasıdır. Bir ülkenin topyekûn kalkınmasının ön koşuludur. Bir toplumda iyi eğitilmiş bireyler ekseriyeti oluşturuyorsa, o toplum medeniyet mücadelesinde öncelik alabilmekte ve insanlık tarihine iz bırakabilmektedir. Büyük milletimizin, geçmişte olduğu gibi gelecekte de tarihe iz bırakacak hale gelmesinin yolu eğitimden ve eğitimin asli unsuru olan öğretmenlerden geçmektedir. Gelişmiş ülkeler kalkınmaya nitelikli öğretmen yetiştirmekle başlamışlardır. Öğretmen geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur. Eğitimin kalitesi öğretmenden, öğretmenin kalitesi de zeki-başarılı öğrencilerin öğretmen yetiştiren bölümlere yerleşmesinden geçmektedir. Gelişmiş ülkelerde herkes öğretmen olmaz iken bizde AÖF mezunlarından bile öğretmen atayarak, ne yazık ki hiçbir şey olamayanların öğretmen olmalarını sağlıyoruz. Buradan hareketle; 1-) Kaliteli eğitim; kaliteli öğretmenle sağlanır. ''Hiçbir ülkenin eğitim kalitesi, öğretmen kalitesini aşamaz.'' Öğretmenlerin kalitesini artırmak için; a-) AÖF mezunlarından öğretmen ataması durdurulmalıdır. Öğretmen kalitesi düşürülmemelidir. En düşük puanla AÖF'ye yerleşen öğrencilerden kaliteli öğretmen olmasını beklemek bilime aykırıdır. Hiçbir şey olamayanların öğretmen olması engellenmelidir. b-) Öğretmen yetiştiren bölümlerin ikinci öğretimleri kapatılarak atanamayan öğretmen sayısı şişirilmemelidir. Fen-edebiyatlarda ikinci öğretimlere düşük puanlarla yerleşip öğretmen olanlar öğretmen kalitesini düşürmektedirler. c-) Fen-edebiyat fakültelerinin geçmiş yıllarda % 100 artırılan kontenjanları atanamayan öğretmen sayısının artma nedenlerinden en önemlisidir. Fen-edebiyatların kontenjanları % 50 azaltılarak önceki durumlarına döndürülmelidir. Fen-edebiyatlar öğretmenden çok bilim adamı yetiştirmelidir. Bu nedenle kontenjanlar azaltılıp kalite yükseltilmeldir. d-) Öğretmen yetiştiren bölümler daraltılmalıdır. Yirmi ayrı bölümden öğretmen yetiştirilmektedir. Şu anda öğretmen olmak için fakültelerde okuyan öğrenci sayısı dokuz yüz bin civarındadır. Atanamayan 350 bin öğretmenle birlikte atanamayanların sayısı bir milyonu aşacaktır. 2-)Yüksek lisans başvurularına bir kural getirilmelidir. YÖK tarafından kaldırılan ÖYEP (Öğretim Elamanı Yetiştirme Proğramı) yeniden uygulamaya konulmalıdır. Aksi takdirde zeki, başarılı lisans mezunu çocuklarımız torpil bulamadıkları için bilim adamı olamamaktadır. Bir ülkenin geleceğini kuracak, üniversite hocası olacak bilim insanları torpille keyfe keder seçilmemelidir. Böyle bir ülkede bilim üretilemez. 3-)Milli eğitim Akademisi kurulmalı, idareciler akademi mezunlarından atanmalıdır. 4-)Milli eğitim müdür yardımcıları, şube md, okul md, müdür yardımcıları atamalarında sınav getirilmeli. Sınav puanı, hizmet puanı, yüksek lisans, doktora puanlarının toplamına göre liyakat ve kariyer esas alınmalıdır. 5-)Fen liseleri öğretmenleri sınavla seçilip alınmalıdır. 6-)Eğitime faydasından çok zararı olacak, öğretmenleri küstürecek rotasyon düşüncelerinden vazgeçilmelidir. 7-)Müfredat hafifleştirilmeli, ders saatleri azaltılmalıdır. 8-)Eğitim proğramları milli olmalıdır. Ortaokullarda sosyal bilgiler yerine milli coğrafya, milli tarih, milli kültür kitapları hazırlanarak okutulmalıdır. Böylece çocuklarımız önce kendi coğrafyamızı, kendi tarihimizi ve kültürümüzü öğrenecektir. Ders kitaplarından çıkarılan ''Bayrak'' şiiri kitaplarda yerini almalıdır. 9-)Her öğrencinin bir müzik aletini çalabilmesi sağlanarak, çocuklarımıza bağlama, ney, kanun, ud, ebru kurslarıyla ruh ve estetik eğitimi verilmelidir. 10-)Ders kitaplarının yazımında akademisyenlerin yanında tecrübeli MEB öğretmenleri komisyonlarda yer almalıdır. 11-)Yeni yapılan okul binalarının bodrumunda yüzme havuzu, çatısında üstü kapalı halı saha, basket, voleybol sahaları olarak yapılmalıdır. Böylece bahçeler işgal edilmemiş olacak ve her okul spor alanlarına kavuşmuş olacaktır. 12-)Öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmelidir. Zeki öğrencilerin öğretmenliği tercih etmeleri sağlanmalıdır. 13-)TEOG, YGS, LYS'de okul başarı puanları sıfırlanmalıdır. Özel okulların ve Güneydoğudaki okulların şişirilmiş okul notlarıyla objektiflikten uzaklaşılarak haksızlığa neden olmaktadır. 14-)İlkokullardaki bitişik eğik yazı uygulamasına son verilmelidir. İlkokul ikinci sınıfta başlayan İngilizce derslerinde İngilizce öğretmenleri bitişik eğik yazı yazamadıkları için düz yazı yazıyorlar. Öğrenciler de düz yazıyı bilmediği için bocalamaktadırlar. Ayrıca birinci sınıftan itibaren bütün ders kitapları düz yazı ile hazırlanmıştır. Kalemle yazı hayatımızdan çıkmıştır. Bilgisayar, cep telefonu, tablet kalemle yazıyı hayatımızdan kaldırmıştır. 15-)Eğitimde bakandan bakana sil baştan değişikliklere son verilmeli, eğitim devlet politikası olmalıdır. Eğitimin tüm paydaşlarının eşit sayıdaki temsilcileriyle toplanan eğitim şuralarında alınacak karalar devlet politikası olarak uygulanmalıdır. 16-)Meslek liseleri özendirilmelidir. Eğitimde yönlendirme bağlayıcı olmalıdır. Okula başlayan her öğrenci yetenekleri doğrultusunda yönlendirilmelidir. 17-)Yapılacak bütün projelerin merkezinde eğitimin ana unsuru öğretmen olmalıdır. Öğretmen, çocuklarımızın ruh mimarıdır. Hiçbir teknoloji öğretmenin yerini tutamaz. Hiçbir tablet öğrencilerimize ruh kazandıramaz. 18-)Eğitim fakülteleri ile fen-edebiyat fakültelerinin çekişmesi eğitimimizi baltalamaktadır. Bu kargaşaya son verilmelidir. Eğitim fakülteleri 400'lü puanlarla öğrenci alırken, fen-edebiyatlar ve bunların ikinci öğretimleri 200'lü puanlarla öğrenci alıp öğretmen yetiştirmekte ve kaliteyi düşürmektedirler. 19-)Geçmiş yıllarda başarıyla uyguladığımız ilkokuldan sonra ortaokulların ilk yılı İngilizce hazırlık uygulamasına geri dönülmelidir. 5. sınıf İngilizce hazırlık yılı olmalıdır. 20-)KPSS gibi ağır bir sınavla atanan öğretmenlere yeniden sınav yapmak, öğretmenleri öğretmenlikten çok sınava odaklandırmaktadır. Atanan öğretmenlerin altı aylık staj dönemi devam etmeli ama staj sonundaki öğretmenliğe geçiş sınavı kaldırılmalıdır. KPSS' yi geçerek atanan öğretmenleri tekrar sınava almak, staj döneminde danışman öğretmen rehberliğinde öğretmenliğe odaklanması gereken stajyer öğretmenler yeni sınava odaklanmaktadır. İstenilen hedefe ulaşılmamaktadır. Milli eğitim bakanı olarak atanan hemşehrimiz Sayın İsmet Yılmaz'ı tebrik eder görevinde başarılar dilerim.