Merhaba dostlar. Milletlerin tarihlerinde dönüm noktaları vardır. 15 Haziran akşamı darbe kalkışması milletimizin hafızasındaki yerini almıştır. 15 Temmuz 2016 akşamı sabaha kadar ülkemizde darbe girişimine şahit olduk. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere, İstanbul Boğaziçi köprüsünü kapatmaları, havada, tanklarda olan cuntacı askerler, Türkiye Büyük Millet Meclisine, Cumhurbaşkanlığı külliyesine atılan bomba, TRT'de okunan cuntanın sözde bildirisi derken çok hareketli zaman dilimlerini yaşadık. Düşman askerleri gibi ülkemiz üzerine atılan bombaların, halkımızın üzerine halkın silahını sıkmanın hesabını en ağır şekilde verilecektir muhakkak. Cumhurbaşkanımızın çağrısı ile insanımızın geneline yakını demokrasiye, sivil iradeye sahip çıkmak, darbe kalkışmasını boşa çıkarmak için sokakları, meydanları doldurdu. Gece saat 1.30 gibi birlik ve beraberlik çağrısı olarak Diyanet İşleri Başkanlığımızın aldığı kararla bütün camilerimizde ezan ve sela okundu. Ülkemizin selameti için sabaha kadar dualar ve ibadetler yapıldı. Cumhuriyet tarihinden günümüze kadar her on yılda bir yapılan darbeler dönemlerini yaşadı bu ülke. Darbenin her çeşidini yaşayan bu ülke günümüzde de ne yazık ki farklı bir çeşidiyle yine gündemimize oturdu. Bu darbe girişiminin diğer darbe girişimlerinden birçok yönden farklılıkları vardı. Öncekilerden belirgin şekilde ayrılan bu darbe girişimi bize bir kez daha gösterdi ki en ahlaksızıydı. Ülkenin TBMM gibi egemenliğin kalbi olan devlet kurumu hiçbir dönem saldırıya uğramamıştı. Halkın üzerine jetlerden helikopterlerden ve tanklardan silahlarla saldırılmamıştı. Seçilmiş olan hiçbir hükümet bu kadar kararlı duramamıştı darbecilere karşı. Ve halkın bu direnişi hiçbir dönem bu kadar net değildi. Onların hesaplayamadığı bu darbe dönemlerinden geçen halkın sosyal gelişiminin en üst düzeyde gelişmiş olmasıydı. Halk artık özgürlüklerinin engellenmesini kesinlikle istemediğini, kendi seçiminin üstünde herhangi bir seçim dayatmasını kabul etmediğini net bir dille ve meydanlarında tek vücut olarak göstermiştir. Milletin gelmiş olduğu bu nokta alkışa değerdir. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun değişine göre, namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmamak gerekiyor. Özgürlüklerine engel olan tanklara selam durmadığı için ölen şehitlerimizi bu millet hiçbir zaman unutmayacaktır. Darbeciler Mısır'daki Sisi'ye özenmiş olmalılar. Darbe yaparak geçici bir iktidar elde edilebilir ama gerçekte milletin gönlünde hep ölüdürler. Yaşadığımız darbelerin tamamı buna örnektir. Milletin en önemli kurumlarına saldırma ve cumhurbaşkanımızı öldürmeye teşebbüs gibi akla sığmayan davranışlar sergilendiğine şahit olduk maalesef. Darbe girişimlerinde nelerin yaşandığını bir kez daha görmüş olduk. Bir musibet bin nasihatten iyidir sözünün en son örneğini yaşamışızdır inşallah. Malum çevreler her olayda olduğu gibi darbe kalkışmasına da mizansen diyecekler, başkanlığı kuvvetlendirici ön hazırlık diyecekler, hatta ve hatta hükümet kendi kendine yaptı diyecekler ve ardından utanmadan darbelere karşıyız diyecekler. Elbette ki insanların partileri, tarafları veya tarafsızlıkları olabilir ama Ak Parti, MHP veya CHP karşıtlığı vatan millet sevgisinden ve şuurundan alıkoyuyorsa, birçok değerin önündeyse o insandan korkmamız gerekir. Paralel terör örgütünün ülkemiz için tehlikesi bir kez daha görülmüş oldu. Askeri kanattaki yapılanması ifşa olmuş oldu. Böyle bir tehdidin yapay olduğu, sanal olduğu, gerçek olmadığı tezi çürütülmüş oldu. "Suç işleniyor ve cemaatin üzerine atılıyor" tezini savunan güruh bu girişimle derslerini almaları gerekiyor. Örgüte vurulan bu şamar sonlarını getirir inşallah. Her olumsuz durumun mümessilini hükümetimizi, cumhurbaşkanımızı gören güruh yeni bahaneler üretmeye başlamışlardır masa başlarında. "Tatbikat yapılıyor biliyorduk" " kandırıldık" diyen bahaneler gelecektir arkadan. Birlik ve beraberlik içerisinde olunması gereken bir zamanda, ama- fakat-lakin içeren cümleler kurmak darbeye muhatap olan hükümetimize, cumhurbaşkanımıza ve milletimize eleştiriler getirmek, hainliklere gerekçeler üretmek, hain sempatizanlığı yapmakla eş değerdir. Ciddi sayıda generalin, subayların ve askerlerin kalkıştığı bu darbe girişimi püskürtüldü şükür. Ülkemiz ciddi bir badireyi daha atlatmıştır inşallah. Devletin hukuk alanında ki jet açığa almaların ardından, yakın zamanda ayrıntılar netleşip yargılamalar başlayacaktır. Ülkemize, insanımıza yaşatılan bu durum en ağır şekilde cezasını bulacaktır. Yeni dalga darbe girişimlerine karşı demokrasi nöbetini bir süre daha sürdürmemiz gerekiyor. Milletimize çok geçmiş olsun. II. Abdulhamit Hanın güzel bir sözüyle yazımı sonlandırmak istiyorum. "Hak isteyenin hakkını vereceksin, baş kaldıranın başını alacaksın" Sağlıcakla kalınız.