?>

ÇOCUKLA DOĞRU İLETİŞİM 2

Muzaffer Karadağ

8 yıl önce

Çocuğunuz uyumadan önce; ''İyi geceler'' değil; Bugün seni en çok mutlu eden olay, konu, kişi neydi,  sorusu sorulmalı. Bu soru; Çocuğun olayların iyi yönlerine odaklanmasını ve hayata olumlu bakmasını sağlar. Çocuklar ''me-ma'' gibi olumsuzluk anlamı veren takıları duymama, anlamama eğilimi gösterirler. ''Yapma'' denildiğinde bunu ''yap'', ''koşma'' denildiğinde ''koş'' olarak algılarlar. Bunun için olumlu kalıplar kullanılmalı; ''koşma'' yerine ''yavaş yürü'', ''düşme'' yerine ''dikkatli ol'' denilmelidir. Çocuklara ''üzülme'' demek onlara yardımcı olmaz. Tam tersine değersizlik duygusu oluşturur. ''Üzülme'' değil; Seni çok üzgün gördüm denir, duygularını ifade edip rahatlaması sağlanır. Bir sorunun çözümü konusunda; ''Onunla sürekli konuşuruz'' değil; Haftada bir aile toplantısı yaparız. İlk çözüm önerisini çocuğumuzdan alırız. ''Aç değilim, bu gün yemek yemeyeceğim'' diyen çocuğa; ''Yemeğini yemezsen büyüyemezsin''  değil; Yemekte bizimle olmak istemez misin? Eve geç geldiğinde; ''Nerede kaldın, meraktan öldüm, saat kaç oldu, haberin var mı, sana bir daha izin yok, babana söyleyeceğim'' değil; Okuldan sonra hemen eve gelmediğin ZAMAN başına bir şey gelmiş olacağından KORKUYORUM, ÇÜNKÜ nerede olduğuna dair hiçbir fikrim yok. Endişeden uyuyamayan çocuğa; ''Uyumayacak ne var? Süt iç, yoğurt ye rahat uyursun, ilk defa mı sınava girdin san ki, yat uyursun, sen de amma büyüttün, ben sana güveniyorum bu kadar stres yapma'' değil; Bu sınav seni hayli endişelendiriyor galiba. İyi hazırlanmadığını mı düşünüyorsun?  ''Biz çocuğumuzla sürekli konuşuyoruz, dinliyoruz, sürekli yanındayız'' değil; Başka bir şeyle uğraşmadan çocuğun göz hizasına oturarak el ele, göz göze çok konuşmadan onu dinlemek. Karnesinde zayıfları olduğu zaman; ''Niçin çalışmıyorsun, ne dedinse aldık, neyin eksik, cezalısın, artık sana harçlık yok veya canın sağ olsun çalışır geçersin, sıkma canını (Sıkma canını, canın sağ olsun tavrı en tehlikeli anne-baba tutumudur. Böyle ailelerin çocukları başarısız olurlar. Büyüyünce sürekli iş değişirler. Sebatsız olurlar, her zorlukta bırakır, kaçarlar. Altı aydan fazla bir işte sebat edemezler) değil; '' Ciddi bir şekilde göz göze gelinir sakin bir sesle bu konuda sen ne düşünüyorsun denir, onun konuşması sağlanır onun duyguları öğrenilir. Doğru adım atması, harekete geçmesi konusunda söz vermesi sağlanır.  ''Bugün öğretmenin sana aferin dedi mi, günün nasıl geçti'' değil; Bugün öğretmenine soru sordun mu? Öğretmenine hangi soruyu sordun?  Çocuğunuzun yalan söylediğinde; ''Yalan söyleme'' değil; Doğru söyle denilmeli, birincisinde suçlamış, ikincisinde yol göstermiş olursunuz. '' Onun odası var, en pahalı kitapları, bilgisayarı aldık. Bizim kitap okumaya vaktimiz mi var'' değil; Her gün 17-21 arası televizyon, bilgisayar kapatırız, o saatlerde tüm aile ya okur veya sessiz oluruz, haftada iki gün ailece okuma saati uygulaması yaparız. ''Annem, babam, teyzem, aşkım, sevgilim, erkeğim, yaramazım, kuzum'' (Bu tür hitaplar çocuklarda kişilik bozulmasına yol açar) değil; Paşam, doktorum, küçük beyim, Ayçam, Gökçem, Aykutum, Orhunum, Aybalam, Almılam. Çocuğunuzun durumuyla ilgili öğretmenle çocuğu okula bırakıp-alırken değil; Önceden telefonla randevu alıp, akşam ders çıkışından sonra öğrencinin durumuyla ilgili görüşme yapılır. ''Akşam geç yatacağım'' diyen çocuğa; ''Sabah kalkmakta zorlanırsın, okula zor yetişirsin, dersleri anlayamazsın, erken yatıp erken kalkalım ki başarılı olasın'' değil; Ne yapmaya karar verdin, söylediklerini ne zaman yapmayı düşünüyorsun? Cezayla kural öğretmek hem kurala, hem öğretene tepkiye sebep olur. ''Çocuklarınızı başarılı insanlar yapacak olan, onlar için yaptıklarınız değil, onlara kendileri için yapmayı öğrettikleriniz olacaktır.''

YAZARIN DİĞER YAZILARI