?>

DİRİLİŞ YAZILARI-III

8 yıl önce

EĞİTİM YÖNETİMİ Geçen yazımızda öğretmenin niteliği, kariyer basamakları, mesleki gelişimi ve hizmetçi eğitim sorunlarından bahsetmiştik. Bu kadar yoğun bir gündem içerisinde eğitim konularına odaklanıp yazı yazmak gerçekten zor. Ancak şu da bir gerçek ki eğitimi en önemli gündemlerimiz arasına almadıkça sorunları kısa vadede çözmemiz mümkün değildir. Geçtiğimiz günlerde IHH koordinesinde Sivas’tan 9 yardım tırı ile Hatay Reyhanlıya gittik. Halep’te yaşanan katliamlar sonrasında ateş çemberinden çıkmaya çalışan insanlara yardımcı olmayı, dünya kamuoyunda bir gündem oluşturabilmeyi, mazlum ve mağdur Müslümanların yaralarına bir nebze merhem olmayı amaçlamıştık. Daha biz oradayken Kayseri’de haince, kalleşçe bir saldırı gerçekleştirildi  ve on dört vatan evladı şehit oldu. Biz Halepli kardeşlerimize üzülürken, bu katliama dünyanın dikkatini çekelim derken, gündem bir anda değişti ve yeniden yüreğimiz yandı. Daha şehitlerimizin acısını yaşarken Halep konusunda atılacak adımları engellemek üzere hain eller yeniden devreye girerek Rus Büyük Elçi Karlov’a suikast düzenlendi.  İçerideki FETÖ, PKK ve bunların türevleri olan hainler ile bunları maşa olarak kullanan beynelmilel güçler durmadı ve bu topraklardaki son hain temizleninceye kadar da duracak gibi gözükmüyor. Milletçe tüm bu yaşadıklarımız bize şunu bir kez daha gösteriyor ki; hem çocuklarının sorumluluğunu üzerinde taşıyan veliler ve hem de ülkenin geleceğini omuzlarına yüklemiş eğitimciler olarak durmadan, yılmadan, çocuklarımızı daha bilinçli, daha eğitimli, vatanını, milletini, bayrağını seven, inançlı, çalışkan, insanlığa faydalı bireyler olarak yetiştirme  gayretini artırarak sürdürmeliyiz. Bu sorumluluğu üstlenirken de veliler bilinçli, eğitimciler sınıfta daha etkin olmalı, devlet olarak da eğitimi önceleyen milli politikalar geliştirilmelidir. Gençlerimizin yetiştirilmesini hain ellere bırakmamalıdır. Millet olarak atılım yapabilmenin en önemli ve hatta tek yolunun doğru eğitim olduğundan daha önceki yazımızda bahsetmiştik. Eğitim öğretim çalışmaları; öğretmen ve öğrenciyi merkeze alan, genel ve yerelde doğru ve milli politikalarla, eğitimle koordineli bir öğretim anlayışı içerisinde  yürütülmelidir. Eğitimde yapılacak hataların telafisi yoktur.  Eğitim öğretime yön verecek yöneticiler de bu anlayış içerisinde; eğitimli, liyakatli, donanımlı, tabiri caizse işin mutfağında pişmiş kişilerden seçilmelidir. Eğitimin yönetilmesi ve yürütülmesi aşamalarında bırakılan her boşluğu art niyetli oluşumların doldurduğunun, ihmal edilen her ferdin tehlikeli sulara atıldığının bilincinde olunmalıdır. Bu necip milletin, bu aziz vatanın bekası ve kalkınması için başlatılan seferberliğe temelden çözüm oluşturacak eğitimi dahil ederek topyekun bir cehalet savaşını da başlatmalıyız. Ülkemizin geleceğinde milli bir şuurla yetişmiş gençlerimizi görme arzusuyla bir daha ki yazımızda eğitimin taşra teşkilatı ve okul yöneticilerinin görevlendirilmesi hususunu ele alacağız.
YAZARIN DİĞER YAZILARI