Devlet, kendinin devamı ve vatandaşlarının, refah ve huzur içerisinde olması için; bazı vergileri ve zorunlu ödemeleri almak mecburiyetindedir. Devlet, aldığı o ödemeleri, yine vatandaşına hizmet olarak; geri sunmaktadır. Bu açıdan; Devlet, ne kadar güçlü olursa; vatandaşı da; o kadar refah ve gelir düzeyi yüksek olur. Her türlü hizmetten, sorunsuz bir şekilde, yararlanır. O, toplanan gelirler; Hizmet sektörünün her açıdan, vatandaşa geri dönmesi demektir. Vatandaştan beklenen, bu bilinç ve sorumlulukla hareket ederek; Devletine destek vermesidir. Bu açıdan olaya bakınca; Devlet, kasasını doldurmak için; zorunlu ödemeleri almak durumundadır. Bunların başında; adil bir vergi sistemi olmalıdır. Herkes, her alanda; gelirine göre, vergilendirilmelidir. Çünkü, O kazancı, bu topraklarda, sağlamaktadır. Şu anda uygulanan sistem, sorgulanmaktadır. Devlet gelir kaynaklarını oluşturmak için; Değişik alanlardaki, zorunlu ödemeleri de; adlandırarak, tahsil etme yolunu seçer... Bu açıdan bakınca; Ödenecek primler iyi hesaplanarak, geniş düşünülerek, hayata geçirilmelidir. Vatandaşımızın, zorunlu bir takım ödemeleri yapmaktaki, duyarsızlığı bilinerek; planlamalar yapılmalıdır... Ödeme alışkanlığı kazandırılmalıdır. Vaktinde ve zamanında ödeyenler; ödüllendirilmelidir. Ödemelerin, aksaması nedeniyle; Mecliste yapılan başka bir çalışmadan da, söz etmeden geçmeyeceğim. Yıllar önce, Devlet; Genel sağlık sigortası uygulaması, diye bir düşünceyi hayata geçirdi. Uygulanması adına da; baskı ve uyarıcı hatırlatmalarda bulundu. Kimileri yatırdı, kimileri ciddiye almadı. Gelinen noktada görüyorum ki; zamanında devletinin söylediği uygulamalara uyarak; o primleri yatıran insanlar; boşa yatırmış, durumuna düşecekler. Eğer, bu primleri yatırmayanlar af edilecekse; zamanında bu primleri yatıranlar enayi mi? Adalet isteniyorsa; O zaman O, primleri yatıran insanların da; primlerinin kendilerine geri ödenmesi gerekir. Yoksa; o primleri düzgün yatıran insanların; ahı üzerimize düşebilir. Hepten affedilmesini doğru bulmuyorum... Çocuklar, zaten 18 yaşına kadar Devlet koruması altında olmaktadırlar. Geliri olmayan insanlara da; Devlet çeşitli kalemlerde yardım yaptığına göre; GSS, uygulamaları, sanki orta gelirdeki vatandaşların üzerine bir yük gibi; binmiş, gözükmektedir. Bu haksız uygulamalar devam ettiği müddetçe; Sosyal sigorta yasamızdaki açıklıktan faydalanarak, göstermelik boşanma hadiseleri, gibi; olayların, önüne geçemeyiz. Çünkü, O, tür insanlar Devlet malını, deniz olarak, görmektedir. Burada yasa koyucuları da; eleştirmek istiyorum. Bir genç Üniversitede okurken; babasının üzerinden yararlanma yaşı; 25 olarak belirlenmiştir. 25 yaşını geçen gençten; okuluna devam ederken; prim yatırılması istenmektedir. Devlet, öğrenim sürecinde, sıkıntı çekmesin diye; öğrenciye burs ya da kredi verirken; aynı öğrenciden; GSS primi istemek, ne kadar gariptir. Bildiğim kadarı ile; Üniversiteleri belirli süre içerisinde; bitirme zorunluluğu getirildi. Yani, en fazla bir genç; okula girdiği yaş ile; bitirmek zorunda olduğu yaş arasında; Bir, kaç yıl olabilir. O, şahıs; 25 yaşını bir, kaç yıl geçmiş olabilir. O süre içerisinde; hala, Devlet imkanlarından yararlanabilir. Bu süre içerisinde; o, gençlerin Devlete pek fazla yük getireceği kanaatında değilim... Uygulamada olan bu yasanın Devlete, pek fazla kazanç getirdiği fikrinde değilim. O, açıdan bakınca, eğer; kız öğrencilerde; yaş sınırı yok ise; bir erkek çocuğunun üniversite de okurken; Babası üzerinden yararlanma olayının olmamasını, anlamış değilim. Eğer çocuk, bu yaşı geçerse; Devlet, GSS primi yatırmaya zorlamaktadır. İşin başka bir boyutu; O zaman; bu primler, zamanında yatırılmadığı zaman; affedilecekse; neden o, gençler baba üzerinden yararlanamıyor? Yahut, zamanında yatıran adamlar; yatırdıkları için; hangi duruma düşüyorlar... Sorumlu oldukları primleri ödeyince; kendilerine ne ayrıcalık, tanınmış oluyor... Aslında, Dürüst ve zamanında tüm zorunlu ödemelerini yapan insanların; Devlet tarafından ayrıcalıklı olarak tasnif edilip, ödüllendirilmesi, gerekir... Zamanında ödemeyenler, hepten affediliyor ise; yanlış bir uygulamadır. Ayrıca, buna benzer primlerin zamanında ödenmeyip; tamamen affedilmesini şiddetle kınıyorum. Belki, ana paralarının alınıp, faizlerinin affı söz konusu olabilir. Bu prensip; tam zamanında zorunlu olduğu prim ya da ödemeleri yapmayan insanlar için; geçerli olmalıdır. Adam senelerce; Vergisini, Bağ Kurunu, SSK primini yatırmıyor, Gayet lüks içerisinde hayatını devam ettiriyor. Devlet ile; adeta dalga geçiyor. Uyarıları ciddiye almıyor. Buna rağmen; Siyasi Hükumetler; zamanla popilist politikalarla, bu durumdaki insanları kazanmak adına hamleler yapıyorlar. Eğer, borç tamamen affediliyor ise; kul hakkı ihlali vardır. Ancak, borcu aslı durup, faizi affediliyor ise; o zaman şöyle bir haksızlık ortaya çıkmaktadır. Adam yirmi yıl önceki prim bedelini, o günün değerleri üzerinden yatırmıştır. Hadi şimdi hepsini toptan ödeyeyim diye, karar veren insan; yirmi yıl önceki değerden, o günün ödenmesi gereken paraların değeri, bugün için düştüğü ve aynı olmadığı için; şimdi ödeyince; kendine göre, kazançlı durumdadır. Yahut, O yıllarda primini düzgün yatıran adam; o gün ki; değerler üzerinden yatırmıştır. Toptan borcunu yatıran adama göre; zararlı durumdadır. Kısacası; Belki ödememekten dolayı; birikmiş faizini affedebilirsiniz, ancak; yirmi yıl önceki değer üzerinden primi tahsil etmekte; yanlış bir uygulamadır. Zamanında primini yatıran insanlara karşı haksızlık, olmuş olur. Kul hakkıdır. Devletin, bu tür popilist yaklaşımlarını, doğru bulmuyorum. Zamanında vatandaşlık görevini, dürüstçe yapan adamların ne suçu var? Yahut, O dürüstlüğü gösteren adamlara; Devlet hangi ödülleri vermiştir? Hangi, ayrıcalıkları tanımıştır? O zaman Devletin öyle bir çalışma yapması da; gerekir. Adaletin yerini bulması, için... Vergi kaçıran insanın, Batı ülkelerindeki durumu ortadadır. Batı devletlerindeki zorunlu ödenekleri toplamak ve vergi toplama, ciddiyetinin aynısını bekliyoruz. Biz, bu popilist politikaları hayata geçiriyor olur isek; düzgün ve dürüst insanların zamanında ödemeler yapmasını da; dolaylı olarak, engellemiş olabiliriz... Anlayış, ona doğru gidiyor...