?>

BİZ DÜNYAYA NİYE GELDİK?

9 yıl önce

Yukarıdaki soruyu akıl, baliğ olan her Müslüman’ın kendisine sorması ve cevabını bulması ve ona göre de yaşaması icap eder. Aslında bu soruların cevabı kuranı, kerim de açık olarak geçmektedir. “ Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.” (zariyat 56) “ Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık. Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.” (Duhan,38,39) “ Dünya ahretin ziraat tarlasıdır.” (hadisi şerif) Fakat her Müslüman kuranı kerimi ve hadisi şerifleri araştırıp sorularına cevap bulamayabilir, O zaman insan kendisine verilen en büyük nimetlerden birisi olan aklına müracaat edecektir. İşte günlerdir yazılarından istifade ederek sizlerin de istifadesine sunduğum 1931 yazılan Risalede bu soruların cevabının da akıl ve mantıkla bulunabileceği gösteriliyor, yine ondan devam edelim.     “ Şimdi birazda kendimizi düşünelim! Biz neyiz, neyin nesiyiz; nereden geldik, niye geldik; ne olacağız, nereye gideceğiz? Bunları sezip anlamağa çalışalım. Bir adam pazara gittiği vakit ne alıp ne satacağını, ne yapıp ne edeceğini; pazara niye ne için geldiğini bir düşünmez mi? İşte sizde bunun gibi düşünün! Bu dünyada necisiniz, ne olacaksınız? Bunu öğrenmeye çalışın.     Sadece ye, iç, otur kalk; Gez, toz, hoşuna gideni kop kopar, hoşuna gitmeyeni at fırlat, başın hiçbir buyruğa bağlı olmasın; Kimseyi tanıma, büyük küçük sayma; Hatır gönül bilme, keyfini kıran olursa hemen yere çal; Sağını solunu gözetme. Böylece baş belası olarak boy göster. Sonrada günün birinde düşüp ölüver, tutsunlar seni bir toprağa sokuversinler, işte o kadar.    Eğer dünyaya bunun için geldikse senin canavardan ne farkın kaldı? O da öyle yapar, hoşlandığını kapar, yutar, hoşlanmadığını teper, geçer. Günün birinde de ölür gider. Şimdi hâşâ sende onlarla bir mi olacaksın, kendini onlarla bir mi tutacaksın? Olamaz evladım, olamaz!. İyice düşün, kendini güzelce düşündür! Senin görüp göreceğin öyle iki günlük dünya ile bir avuç toprak mı olacak? Allah seni böyle tembellik sersemlik, ziyankârlık için mi dünya’ya getirdi? Sana bu boyu, bu posu, bu aklı bu fikri bunun için mi verdi? Hayır-hayır… Biz dünya’ya öyle kediler, kuzular, sinekler, kelebekler yahut öyle yırtıcı hayvanlar gibi sade yiyip içmeğe, sade koşup gezmeye ve sadece dönüp dolaşmaya gelmedik. İmtihan olmaya geldik. Dünya herkesin nasıl adam olduğunu meydana çıkaracak bir imtihan yeridir.         Sakın birden bire yanlış anlamayın! Bu imtihan hem herkesin kendisine, hem de birbirine karşıdır. Yoksa Allah’a karşı gizli kapaklı bir şey olmadığından herkesin ne mal olduğunu anlamak için insanları imtihan etmeye Cenabı Hakkın hâşâ ihtiyacı yoktur.         Herkesin dünya’ya çıktığında ne yapıp ne edeceğini Hak Teâlâ Hazretleri pekâlâ bilir. Allah istese idi dünya’ya getirmeden herkesi layığına göre cennete, cehenneme koyardı. Lakin o vakit cehennemlikler yahu biz ne yaptık ki bizi buraya attınız derlerdi. Onlara karşı “eğer siz dünya’ya çıksaydınız şöyle-şöyle fenalıklar yapacaktınız. Bunu Allah biliyordu da bunun için sizi cehenneme koydu!” denilse onlar o vakit “hâşâ biz hiç öyle şeyler yapmazdık, asla öyle fenalıklarda bulunmazdık. Bir fenalık kötülük yapmadan etmeden bize ne için azap ediyorsunuz?” derlerdi.        İşte sonra böyle denmemek için Hak Teala insanları bir defa dünya’ya çıkarıyor; iyiyi, kötüyü seçmek için de akıl, fikir veriyor. Herkesi bilir, anlar, sezer düşünür bir hala getiriyor. Sonra insanları yeryüzünde öyle büsbütün hayranda koymuyor. Her tarafı onların yüzüne karşı kapalı da bırakmıyor. Peygamber gönderiyor, kitap indiriyor, kendini göstermeksizin insanlara söz söylüyor, kelamını işittiriyor, nasihat veriyor.        “Ey insanlar Ben benim, Allah’ım! Siz bir takım aciz mahlûklarsınız! Ben hiçbir şeye muhtaç değilim. Siz her şeye muhtaçsınız, birbirinize bile muhtaçsınız! Bunun böyle olduğunu sakın unutmayın! Emrimi tutun, birbirinizle hoş geçinin! Kendinizi fenalıklara bulaştırmayın. Benim de ulular ulusu olduğumu hatırdan çıkarmayın. İyilere cennet, kötülere de Cehennem. İşte Cennet yolu budur, Cehennem yolu da bu” diyor.        İşte Cenabı hak insanlara hayrı, şerri böylece bildirip Cennet Cehennem yolunu gösterdikten sonra onları iki yol ağzında muhayyer bırakıyor, bunun üzerine artık herkes kendi dileği ile istediği yolu tutuyor, Cennet yolu ise Cennet, Cehennem yolu ise Cehennem… Bu böyle olursa, insanlar böylece bir imtihana çekilirse herkesin kaç paralık adam olduğunu kendi de anlar; o vakit kimsenin kimseye bir diyeceği kalmaz. “Kendim ettim, kendim buldum…” deyip herkes cezasına razı olur.        İşte şimdi biz yolun çatallandığı yerde duruyoruz, Cennet yolunun ayrıldığı yerde duruyoruz! Cenabı Hak bize hem akıl fikir vermiş, hem de peygamber, kitap göndererek buyuracağını buyurmuştur. Bizden evvelkilere de kitap gelmiş, peygamber gelmiş, herkes nöbetini savmış, şimdi sıra bize gelmiştir. Artık gemisini kurtaran kaptandır, biz de gözümüzü dört açalım, Allah’ın peygamberlerine inanalım, ne buyurmuşsa “Allah onu yapmaya çalışalım, böylelikle Cennet yolunu tutalım, dünyada da, ahrette de selameti bulalım! 
YAZARIN DİĞER YAZILARI