?>

Beraberlik ve Birlik

9 yıl önce

ABD ve batı bizi her gün sırtımızdan vursa da biz yine de “Araplar bizi arkamızdan vurdu” deyip durduk tarih boyunca hep düşmanlarımızla öpüşüp dost olabileceklerimize döndük sırtımızı   Merhaba sevgili dostlar. Bir öz eleştiriyle yazıma başlamak istedim. İnsanoğlu çok değişken olabilen bir varlık. Kendi mayasında bulunan hasletler zaman ve şartlara göre evrilip çok değişken haller alabiliyor. Akıl, fikir ve şuur evrelerinde yol alması gereken insan, menfaatleri doğrultusunda acımasız da olabiliyor. Bunun için vicdanını tatmin edici bahaneleri de hep buluyor.   Bu aralar “ihanet içerisinde olan ne çok insanımız varmış” cümlesini ne çok kurmaktayız. Fikir, görüş, farklı parti ayrışmaları elbette ki olacaktır ama “Benim partim iktidar değilse ülke batsın” gibi bir ruh halinde olanların ruh sağlıklarından şüpheleniyorum.“Benden olmayan bir reisicumhur başta ise her şey kötüdür” gibi çok farklı versiyonlarda ki hastalıklı düşünceler maalesef ki toplumumuzun içerisinde yaşam bulmaktadır.     Böl parçala, zayıflat ve yönet mantığında olan Amerika ve batı maalesef ki amaçlarına ulaşma yönünde çok yol kat ediyorlar. Toplumlarda ki milliyetçilik damarlarını da kötü emellerine alet ediyorlar. Bu durum nedense çoğu zaman Müslüman âleminin aleyhine oluyor. Dünya üzerinde ki Müslümanlar hep bu oyunun kuşatması altındalar. Dünya üzerinde hangi ülke saf kendi ırkından oluşuyor ki. Başta Amerika onlarca devletçiğe bölünmesi gerekmiyor mu bu mantıkla.   Önce canlı olma sonrasında insan olma ve son olarak ümmet olma birlikteliği gelir. Milliyetçilik daha sonrasında gelir. Türk olmamız önemlidir tabii de daha geniş çerçevede Müslüman olmamız daha da önem arz eder. Eğer Müslüman Türk isek daha anlamlı daha kıymetli, kuvvetli bir durumdur. Karşılaşmalarımda önce selamımızı veririz, devamında da merhabalaşırız. İlki Müslümanlığımızdan, merhabalaşmamızda Türklüğümüzden ve kültürümüzden gelir.   Biz Türkler ve biz Kürtler aynı dine mensubuz ve birlikte kurduk bu ülkeyi. Hiç birimiz diğerimizin yanında azınlık değiliz. Vatanımızın bir bölümünde kargaşanın, savaşın, ölümün üst seviyelere çıktığı günümüzde Allah’tan kuvvetli tek başına bir iktidar partisi var ülkemizde. Ülkemizin zayıf halini kollayan çevremizde o kadar çok aç çakal var ki. Bunları görmemiz farkında olmamız ve daha da önemlisi uyanık olmamız gerekiyor. Bu zamanda biz Müslümanlar, biz Türkler, biz Kürtler daha akıllı olmalıyız.   Olmayacak bir rüya... Diyelim ki Kürtler ayrıldı ve bir ülke kurdular. Ne olacak düşünün bir. Başta Amerika olmak üzere güç müsveddesi gayri Müslim ülkelerinin kuklası, kuyruğu olmayacaklar mı? Dindar Kürt kardeşim! Doğu ve Güney Doğumuzu büyük Ermenistan’a katma fikrine ne dersiniz? Vatanımızda yaşayan zengin Kürt kardeşlerimiz nasıl bakarlar bu olaya? Cennet ülkemizde aynı anda dört mevsimi yaşamak varken bir mevsimle yetinme gayretleri neden? Dünya üzerinde ki bağımsızlıkları hepten ellerinden gitmeyecek mi? Kaynakları, zenginlikleri batılı ülkelere akmayacak mı? Dünya üzerinde iki yüz ülke varsa, iki yüz bir olacak, başka ne değişecek? Ve bunun gibi onlarca soru ama Müslümanlar daha da güç kaybedecekler dünya üzerin de. Kargaşa hali daha da devam edecek ve bunun gibi birçok sıkıntı ve sorunla karşı karşıya kalınacak.   Ülkemizde, birçok Müslüman topluluk var. Onların da içinden ayrılma talebi olanlar çıkarsa ne olacak? Ben inanıyorum ki bu ülkede yaşayan iş güç, mevki sahibi Kürt vatandaşların hiç biri bu ülkenin bölünmesini istemiyor. Bunun çabasında olanlar apaçık dış güçlerin oynattığı kuklalar. Onlar biz Kürt’üz diyorlar ama arkalarını dönüp kıs kıs gülüyorlar. İşte bunların bu gülmelerini gerçek Kürt kardeşlerimiz tarafından görülmesi bu aşamada önem arz ediyor.   Atamız Osmanlı imparatorluğunu kurdu ise bunu birlik beraberlikle sağladı. Bırakın Müslüman âlemini gayri Müslim topluluklara dahi kucağını açtı. Ey sağduyulu dindar Kürt kardeşlerimiz! bırakın bu bölünme hayallerini. Özellikle sizler destek vermeyiniz bölünmeyi düşleyen düşüncelere.   İnternette çok hoş bir yazı okudum. Şöyle: “ Biz kardeşler olarak seksen metre kare Toki arsası için kavga etmiş, dövüşmüş bir milletin çocuklarıyız, kaldı ki ülkemizin koskoca bir bölümünün kavgasını vermeyelim” türünden bir yazı idi.   Güzel bir karikatür gördüm. Uçurumun kenarında Türk ve Kürt karşı karşıyalar. Kürt, Türk’ün ayağına silah sıkıyor ama bu mermi kendisinin de uçurumdan düşmesine sebep olacağını bilmeyecek kadar zavallı. Yaşananlar çok güzel karikatürize edilmiş değil mi?   Nasıl ki her zemherinin çiğdemlerle, kardelenlerle, nevruzlarla karşılayan bir baharı vardır. Müslüman âleminin çektiği bu zulümlerin, sıkıntıların sonrasında bir bahar olacaktır inşallah. Çetin geçen hamilelik ve doğum sonrası ve ardından gelen güzelliklere benzer güzellikler olacaktır. Bir musibet bin nasihate karşılık gelir ya hani. Bu sıkıntılarımız biz Müslümanlara büyük dersler verir inşallah. Dost edindiklerimizi gözden geçirip gerçek Müslüman dostluklarına ulaşırız inşallah. Saflarımızı sıklaştıralım. Gerçek manada Müslüman ümmeti olalım. Dualarımızın,  gayretimizin bu yönde olması temennisiyle. Birlik olalım, iri olalım, diri olalım ve sağlıcakla kalalım.
YAZARIN DİĞER YAZILARI