28 Şubat 1997 yılında “etkisi 1000 yıl sürecek” denilen darbe yapıldı. Üzerinden 19 yıl geçti. Bu post-modern darbe Müslümanım diyen herkesi bir şekilde etkiledi.
Üzerine belgeseller yapıldı, kitaplar yazıldı. Oraya yazılanlar Aysberg’in sadece görülen yüzü. Zira anlatılanlar adı üstünde, sadece anlatılan hikayeler. Bir de bu olayı sinesine çekmiş, kendisine biçilen, dayatılan zulmü sessizce yaşamış olanlar da var. Onları görmek için öyle çok da uzağa gitmenize gerek yok. 28 Şubat üniversiteli genç kızlar üzerinden anılsa da mağdurlar arasında 12 yaşında binlerce ortaokul öğrencisi de vardı, memur ve subay da. O dönem İmam Hatip Lisesinin henüz ortaokul kısmına giden çocuk yaştaki öğrencilerin üzerine tanklar yürüdü ama darbenin soğuk ve ceberrut yüzü bununla doymadı. İlerleyen yıllarda karşılarına üniversite sınavlarında katsayı olarak çıktı. Üniversiteye girmeyi başaranlar ise ikna odalarında hoca denen diktatörlerin karşısında oturmak zorunda kaldı. Eşinin başı örtülü olan akademisyen her gün önüne gelen uyarı yazılarıyla istifaya zorlandı. Evinde namaz hocası gibi en sıradan dini kitap bulunduran, namaz kıldığı tesbit edilen subaylar hakkında disiplin cezaları verilerek ordudan atılmaları sağlandı.
O acı günleri de Müslümana yakışan bir vakarla ve kâmil bir sabırla atlattık. Şimdikiler gibi ağacı bahane edip orman yakmadık. Devletimize isyan bayrağı açmadık. Çünkü bizim bu vatanın dışında vatanımız Türkiye Cumhuriyeti dışında sığınacak limanımız yok. Canımız yansa da kimseyi “bu gemi batarsa hepimiz batarız” tehditleri savurmadık. Gözlerimizden yaş akarken dahi devletimize, milletimize beddua etmedik. Bu da geçer Ya Hû dedik.
Elhamdülillah o günler çok geride kaldı. İnşallah bir daha da geri gelmez. O günlerde dinlediğim, gönül telimi inleten şiiri sizinle paylaşmak isterim. Dua ile…
Yemenidir yaşmaktır, bayraktır başörtüsü
Şimdi öz vatanında, tutsaktır başörtüsü
Zulümdür gelir geçer, inanan kalmaz naçar
Kuytu sularda açar, zambaktır başörtüsü
Yine yollar kesildi, dershaneler basıldı
Bir kız gözünü sildi, ıslaktır başörtüsü
İdealler arzular, yasağa nasıl sığar
Her gün yeniden doğar, şafaktır başörtüsü
Düşme arsız izine, kanma yalan sözüne
Bacımın gül yüzüne, yapraktır başörtüsü
Beyzadeler şaşıdır, ne görür ne işitir
Bu bir kimlik işidir, bir haktır başörtüsü
Hayası el örgüsü, namusun tel örgüsü
Nene hatunun süsü, bir haktır başörtüsü