?>

Zamanın Hatıralarını Kirletenler ve Parlatanlar.

9 yıl önce

Bütün insanların şahsiyet yapısının temelini, irsiyet/soyaçekim, ailevî yaşantılar ve çevre faktörü tesis eder. Bu temelin ana direkleri 0-6 yaş döneminde ortaya çıkar, kurulur ve sağlamlaştırılır. Daha sonraki dönemlerde kazanılanlar bu temelin üzerine inşa edilirler ve böylece kişilik/karakter meydana gelir. Bu manada her insana has İlâhî ve ulvî değerler ve bunların mihverinde de kültürel özellikler ve hayat tarzı, hayaller ve ümitler vardır ve diğer insanlarınkine göre farklılıklar arz eder. Bu farklılıklar ârızî değil, kâinatın ve insanlık âleminin dengesinin tamamlayıcıları, vazgeçilmezleri, zenginlikleri ve kudretidir. Bu hakikati anlayamayan veya anlamak istemeyen at gözlüklüler, âleme borudan bakanlar; bu borunun ucunda görünenlerin dışında da bir âlem olduğunu, ancak bu boruyu gözlerinin önünden çektikten sonra görebilir ve anlamaya çalışabilirler. Bunu yapamayanlar birbirlerine aydın deseler de, asla aydın olamazlar, diğer insanlar onlara gülüp geçerler. Bu tip insanlar, kendi hayat tarzlarını üstün görürler, buna benzemeyen hayat tarzına sahip olanları gerici zannederler, maalesef buna birbirlerini de inandırırlar. Ferdî veya bir araya gelerek kendi hayat tarzlarını önce kabul ettirmeye, bunu başaramayınca dayatmaya, bunu da başaramayınca özel mekânlar/odalar tahsis edip tek düşürerek insanları ikna etmeye, bunun da mümkün olmadığını görünce hırçınlaşarak polisiye/askerî müdahale yollarını denemeye, görevlileri de zor durumda bırakmaya, bu da olmayınca şiddete ve hatta çatışma çıkarmayı denemeye kadar işi götürebilirler. Bunları bu acınacak halden kurtarma görevi de, gerçek âlimlere, hakiki aydınlara, liderlere düşer. Bu mümtaz şahsiyetler, bıkmadan, usanmadan, mütemadiyen çok çalışmaya, öğrenmeye, çok anlatmaya ve en önemlisi de, bütün insanlara karşı hiçbir ayrım yapmadan örnek, “rol model” olmaya; adamlığı, insanlığı, empati kurmayı, sevgi, saygı ve hoşgörüyü, gerçek aydın olmayı, bu sözde aydınlara öğretmeye, göstermeye; böyle sevgi ve saygıyla, insanların içini ısıtarak hatırlanmaya; cenazelerinde bile onbinlerce insanı arkalarından sürüklemeye devam etmelidirler. Ferdî ve sosyal hayatın merhalelerinin her biri, insanın maddî ve manevî tabiatı ile ilgili bütün ilimlerin en geniş konularıdır aynı zamanda. Bu doğrultuda insanın gelişimi ve veya değişimi, ölüm gerçeğinin tecellisine kadar devam eden bir vetiredir/süreçtir. Bu vetirenin herhangi bir zaman dilimindeki yaşantıları, o zamana ait hatıraları ya kirletirler, ya da parlatırlar. Yaşananların müsebbipleri, inisiyatif sahipleri, baş aktörleri; bu müsbet veya menfiliklerle hatırlanırlar. Yaşanan hatıralara ilimle, irfanla, güzel ahlâk üzere müdahil olanlar o hatıraları güzelleştirir, zenginleştirir ve o zamana ait tarih sayfalarını, takvim yapraklarını şereflendirir, parlatırlar, unutulmazlar. Fakat o hatıralara kin, kibir, hasetlik, kötü ahlâk ve zulüm yapmak üzere müdahil olanlar da; cahillikleriyle, bencillikleriyle, zalimlikleriyle anılırlar, o zamanı anlatan tarih ve takvim sahifelerini ve de o zamanın ve insanlarının hatıralarını kirletirler, bunlar da unutulmazlar. Açık veya kapalı giyimli olsun, kendi hayat tarzına uymayan bir bayanı bir meclis önünde veya bir grup insanın içinde kıyafetinden dolayı aşağılamaya çalışanlar, daha da ileri giderek hakkını gasp edenler, kendisiyle onun arasına bir had çizen ve o çizgiyi aşmamasını ona bildirmeye kalkışanlar; onun kıyafetine gericiliktir, füruattır, gibi değerlendirmeler yaparak, onun İlâhî ve ulvî değerlerini ve özgürlüğünü hiçe saymaya, hakarete çalışanlar, o zamanın hatıralarını kirletmişlerdir. Masum ve gencecik insanları fitne çıkararak birbirine düşman edenler, öldürtenler, daha sonra da, biz onları iki taraftan da eşit sayıda cezalandırdık, diyenler ve insanların hayat tarzlarına bu şekilde müdahale edenler de, o zamanın hatıralarını kirletmişlerdir. Kendi hayat tarzlarına sahip olmayan insanların yaşadığı ülkelerde iç savaşlar çıkararak, kendi hayat tarzlarını hâkim kılacak bir devlet yapılanmasını kurmak veya sömürmek için, güçsüz devletleri/ülkeleri işgal edenler; kendi devletine, Türkiye Cumhuriyeti Devletine şu veya bu şekilde, çeşitli yapılanmalarla hainlik etmeye çalışanlar, bu ihanetlerinin devam ettiği zaman diliminde, o zamanın hatıralarını kirletmişlerdir. Bütün bunların yazıldığı tarih sayfalarını ve takvim yapraklarını da kirletmişlerdir ve müsebbipleri de böyle hatırlanmaktadır ve hatırlanacaklardır.   İlâhî ve ulvî değerlerin, hürriyet/özgürlük, adâlet ve eşitlik düşmanlarının açtığı savaşları, zalimlerin zulümlerini durduranlar; sulh/barış, adalet ve huzuru tesis etmek için mücadele edenler de, bu mücadele süreçlerinin hatıralarını hep parlatmışlar, insanların içini ısıtmışlar, yaşadıkları dönemleri adeta bir gül bahçesine dönüştürmüşlerdir. Bu mücadele ve zafer günlerinin hatıralarının yazılı olduğu tarih sahifelerini ve takvim yapraklarını nurlandırmışlardır. Bu erdemli insanlar da, hep böyle hatırlanmışlar ve böyle hatırlanacaklardır. Hatta bu vetirelere ait günler veya haftalar bayramlarla, törenlerle kutlanmış ve kutlanmaya devam edilecektir ve ilelebet te böyle olacaktır. Lütfen, biz büyükler, erdemli insanlar olarak, çocuklarımıza ve gençlerimize, İlâhî ve ulvî değerlerimizi öğretmeye; bu yönde onlara tesirli ve doğru örnek olmaya; hayat tarzımızın ve hatıralarımızın kirletilmesine müsaade etmemeye devam edelim.
YAZARIN DİĞER YAZILARI