?>

95. YIL OKU VE KORKMA

9 yıl önce

İstiklal Marşımızın kabulünün  95.  yılındayız. Bu  vesileyle   geçtiğimiz  cumartesi   günü  milli şairimiz  Mehmet  Akif Ersoy'u ve tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle  ve  şükranla   yad  ettik. Bir vatanın  kıymetini ve bağımsızlığını  bu  denli  hassasiyetle  söze  döken  vatansever  bir  şair;  milletine   daha  fazla  ne  bırakabilirdi  ki?  Geçmişimizi ,  geleceğimizi   on  kıtada  anlatıp, kıyamete  kadar  anlatılacak  olan  bu  devletin  onur ve şeref mücadelesi  onun  dizelerindedir. Çok az millete bu kadar anlamlı, bu kadar edebi   bir marş sözü nasip olur. Anlatılabilecek    her  şeyi  o  kadar  güzel  anlatmış  bize  sadece  anlayabilmek  kalmış. Başka  ülkelerin milli marşlarına göre kıyaslandığında  inanılmaz  bir  marştır.  Birçok  ülkenin  marşında  ülkenin güzelliğinden, havasından suyundan  bahsedip, en  güzel  ülkenin  kendilerinin  olduğunu  anlatırlar. Mutlaka   her  marş  o  ülkenin  kendi  vatandaşına  göre  anlamlıdır  ama  bizim  marşımız  her  yönüyle  farklıdır. Basit   bir  şiir  değil  bilakis, dünya  üzerinde gelmiş  geçmiş  en  anlamlı  marştır. Sözlerindeki anlam,iman  gücü, zarafet, vakur, tevazu, şükür, mana   derinliği  başka hiçbir marşta bulunmaz.  Her şeyden  önce o   dönemin  halet-i ruhiyesini   bu  kadar  yüreğinde  hissedip,  yazdığını  yaşayan  ve  yaşatan  bir  şairin   kaleminden  çıkmıştır. Bir  milletin    ortak  manifestosu  olup,   istiklalini  kazanmış  bir  milletin  dünyaya  haykırışı  olmuştur. Bu   toprakların  her  karışı  için  savaşıldığını, vatan  cephelerindeki  acıları, vatanımıza  olan sevgi, bayrağımıza  olan  övgü,  özgürlüğe  ve  bağımsızlığa  olan inancımızı, düşkünlüğümüzü,  gelecek  için  öğütlerde  bulunmasıyla   da  bize  kutsal  bir  emanet  gibidir. Tekrar  pahasına  düşsek  bile  yine  söyleyelim, çok az millete bu kadar anlamlı, bu kadar edebi olarak incelmiş bir marş sözü nasip  olmuştur. Bizi  biz  yapan  ve  her  dizesinde  tarihe  tanıklık  yapan  marşımıza  bugün  dil  uzatanları  gördükçe  üzülüyorum. Sadece konuşmak için konuşanların, anlamak, kabullenmek   istemeyenlerin, milli  marşımız  olarak  görmeyenlerin   eleştirdikleri  noktaları  duydukça, bu  milli  ruhu   kavramaktan  ne  kadar   da  uzak  olduklarını  görüp  kahroluyorum.Beğenmeyenlerin  bir  tane  de  kendilerinin  yazmalarını  çok  isterdim.  Ve o  kişilere   sadece  yazık   ve  çok  acı   diyorum. Akif'i anlayan, her  biri  İstiklal  Marşımız  gibi  güzel, değerli  diğer  eserlerini okuyan bu konuyu tartışmaz bile. Ve  her  daim  saygı  duyar. Kim  ne  derse  desin her kelimesi vatan, her kelimesi hürriyet kokan  marşımızı  her  okuduğumda, her  duyduğumda  duygulanırım, göğsüm kabarır, tüm  benliğimin  coşkuyla  dolmasına sebep  olur  ve  sonsuz  bir  gurur  duyarım. Çünkü   o,  bizim  en  asil  şiirimiz  en  şanlı  marşımız  ve  bağımsızlığımızın  ikinci  sembolüdür. Maddi  yokluk içindeyken, memleketi   için yazdığım  şiirden para mı  alınır, diye  ödünç palto alarak gittiği  törende, kazandığı   ödülü   almayı reddeden  hatta   ödülünü  kadın ve çocuklara,  ephaneye   elbise diken Dar'ül- Mesai vakfına bağışlayan  bu yüce gönüllü insan  hiç  mi   saygıyı   hak  etmiyor?   Bir milletin acılarını, yaşadıklarını anlatması  sebebiyle  İstiklal Marşımız   milli  değerimiz  ve  kutsalımızdır. Ve  o  kutsala  dil  uzatmak  hiç   kimsenin  ne  hakkı ne  de  haddidir.

İstiklal  Marşımızın  kabulünün  95.  Yılında  geldiğimiz  noktaya  bakılacak  olursa;  her  ne  kadar  yazıldığı  yılları  yansıtsa  da   dün istiklal mücadelesi ne ise, hainler  vatana  nasıl  saldırmış  ise   bugün  de  hala  aynı  değil  mi? Akif’çe  konuşmak gerekecekse  o  zaman;  bayrak kefenimiz, bu marş ağıdımız, bu vatan uğruna öldüğümüzdür.

…….. Milletine sevdalı şair, minnet ve şükrana dair ne varsa sanadır.Daha  nice  yıllar  eserin  kılavuzumuz  olacak. Nihayetsiz rahmet, dua  ve minnetle, ruhun şâd olsun.
YAZARIN DİĞER YAZILARI