Libya'da İtalyanlara karşı, müthiş bir mücadele veren Ömer Muhtar:'' Çocuklarınıza, süt vermenin yanında, Kuran okumayı da, öğretiniz.'' diyor. Evet, o kadar acımasız bir mücadele içerisinde olan, Büyük komutan, aynen böyle söylüyor. Dünya geneline baktığımız zaman; Tüm Dünya üzerindeki Ülke yöneticileri kendi inanç sistemlerini, akidelerini yetişmekte olan genç nesillerine aktarmaktadırlar. Öğretim sürecinde Devlet , eli ile; kimi zaman da kendi inanç sistemlerinin yöneticisi durumunda olan kurumların denetiminde, inanç öğretilerini genç nesillere aktarmaktadırlar, öğretmektedirler. Toplumu oluşturan mozaik yapısındaki çeşitliliğin, bir araya gelmesini sağlayan çimento görevini; inanç oluşturmaktadır. Bu görevi başka bir kavramla doldurmaya çalışırsanız; o zaman yerine koyduğunuz, kavram, ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalır. Bunu çok iyi bilen bazı devlet yöneticileri daha da ileri giderek, hatta inanç sisteminin öğretimine öncelik vermişlerdir. Kendi idealleri arasında, vazgeçilmez olarak belirtirler. Ülkemizde de bu gerçek, geç fark edilse de; uygulamaya konulduğu andan itibaren, Halkın büyük çoğunluğunun teveccühünü kazanmıştır. Kendi çocuklarının, Dini bilgileri öğrenerek yetişmesini isteyen veliler; Dini tahsilin verildiği okulların önünde kuyruklar oluşturmuşlardır. Okulların yetersiz kaldığı yerlerde, yeni okulların açılması ve yapılması için gereken maddi destekleri vererek; yeni binalar ve okullar yapmışlardır. Dikkatinizi çekiyorum. Okullarda kayıt dönemlerinde alınan kayıt parasına itiraz eden kimi veliler bile; söz konusu Dini tahsilin yapıldığı binanın yapılması olunca ceplerinden destek vermişlerdir. Hatta bazıları gönüllü olarak oralarda çalışarak, binaların hayat bulmasına katkı sağlamışlardır. Toplumda kimi zaman çeşitli yerlerde tartışma konusu olan bir meselenin; altını çizmek istiyorum. Dini eğitim bir ihtiyaçtır. Siz, Devlet olarak; bu ihtiyacı karşılamadığınız zaman; şahıslar bu ihtiyacı başka yollarla temin etmeye çalışırlar. Bu ihtiyacı karşılamak için; kimi zaman insanlar, tüm mesaisini bu işe ayırırlar. Kimi insanlar da; bu işe destek verenleri eleştirirler. O eleştirmeye çalıştıkları insanlar, destek verilmesi istenen bir ilim ve irfan yuvası olan okul yapılması gündeme gelince; ellerindeki tüm güçlerini kullanarak, bu yapılanmaya destek sağlamaktadırlar. Hem de hiçbir karşılık ve yarar beklemeden. Bu insanları, çocuklarının Dini tahsil yapma isteğinden dolayı alaya alan kimileri ise; her şeyi , Devletten bekleyerek çocuklarının okuduğu okullara maddi destek bile sağlamak istememektedirler. Yeri geldiği zamanda; klasik bir anlayışla Dini inanca sahip insanları ilme ve ilmin öğretildiği yerlere karşı olarak tanıtmaya çalışmaktadırlar. Bu ne yaman çelişkidir... Adamlar ilim irfan yuvalarının kurulması için her şeyleri ile destek verecekler ve ona rağmen; sen onları, ilim düşmanı ilan edeceksin! Kendine geldiği zaman cebinden bir kuruş bile harcamayı kabul etmeyeceksin… Burada bir sözümüz de Dini tahsil yapılan okulları açan, yahut yaygınlaştırmaya çalışan siyasi iktidarlara muhalefet etmeye çalışan diğer siyasi partileredir. Karşıt siyasi partiyi eleştirmek istiyorsanız; başka bir konu bulun. Ekonomisini, sosyal olaylara bakışını, terör olayları karşısındaki başarısını v.s. eleştirin. Yahut iktidar olduğunuz zaman; Dini tahsil yapılanmaları için harcama yapan karşıt siyasi partiden daha büyük harcamalar yapın, daha büyük projeleri hayata geçirin. İşte o, zaman dini tahsil yapılanmasına destek veren kitlelerin tavrını; o zaman ölçün ve değerlendirin. Buna rağmen size siyasi tercih olarak yönelmezlerse, o zaman onlara kızın veya eleştirin. Siz böyle bir girişimde bulunmadan sadece olaylara ideolojik açıdan bakarak, çocuklarına Dini tahsil yaptırmak isteyen ne kadar büyük bir kitleyi, karşınıza aldığınızın farkında mısınız? Eğer siyasi parti kurarak, iktidarı elde etmek gibi bir çabanız varsa; bunun farkında olmanız gerekir. Yok, biz siyasi parti kuracağız ve yolumuza böyle devam edeceğiz, derseniz o zaman da size söylenecek başka bir söz kalmamış demektir. Siyasi hayatınızda başarılar dilemekten başka. Halkın büyük çoğunluğu gençlerini , inançlı yetiştirmek istiyor. Bundan daha doğal ne olabilir? İktidar olmak isteyen tüm siyasi partilerin olaylara ideolojik bakmadan bu alanda yapacakları hizmetleri, belirlemeleri gerekir. Bu aynen halkın maddi yapılanmasını rahatlatmak için yapılan planlamalar gibidir. Başka yorumlar aramak doğru değildir. Bu arada, ortaokul seviyesinde dini tahsil içerikli dersler verildiğini hatırlatalım. Öğrenci velileri; bu konuda gerekli özeni göstererek, çocuklarını yönlendirmelidirler. Dini içerikli dersleri tercih etmeleri, gerekir. Aynı özeni; Lise çağlarında gençleri olan ailelerin de; göstermesi şarttır. Dini konularda bilgi veren dersler; liselerde de; seçmeli ders olarak okutulmaktadır. Öğrenci velilerine düşen; bu dersleri seçmeleridir. Gençlerin bu derslerden yararlanmalarını sağlamaları gerekmektedir. İktidar olan kimi siyasi partilerin bu alanda yaptıkları çalışmaları eleştiren, diğer siyasi yapılanmalar şunun farkında olmaları gerekir. İktidarın Dini tahsil öğrenilmesi adına yaptığı çalışmalara karşı gelmek, aynı zamanda bu tür çalışmaların yapılmasını yürekten isteyen seçmen çoğunluğuna karşı gelmek anlamını taşır. Böyle bir olay da siyasi partilerin yıpranması anlamına gelir. Bence, öyle politikaları yaparken dikkatli olmak lazımdır. Siyasi partilerin gücü Halk’tan geldiğine göre, Halkın büyük bir çoğunluğunun istekleri göz ardı edilemez. Umarım, bu uyarıyı dikkate alırlar...