Öğrenciler dersleri etkili, dikkatli dinlemiyor, diyoruz. Veli; ''Benim çocuğum yapmaz'' diyor. Öğrenciler zaman zaman kavga ediyor, diyoruz. Veli; ''Benim çocuğum yapmaz'' diyor. Öğrenciler çok kaba konuşuyor, diyoruz. Veli; ''Benim çocuğum yapmaz'' diyor. Öğrenciler arkadaşlarına küfür ediyor, diyoruz. Veli; ''Benim çocuğum yapmaz'' diyor. Öğrenciler akran zorbalığı yapıyor, diyoruz. Veli; ''Benim çocuğum yapmaz'' diyor. Öğrenciler paylaşmayı bilmiyor, paylaşamıyor, diyoruz. Veli; ''Benim çocuğum yapmaz'' diyor. Öğrenciler çok sık hamburger, kızartma yiyor, diyoruz. Veli; ''Benim çocuğum yapmaz'' diyor. Öğrenciler derslerde çok konuşuyor, diyoruz. Veli; ''Benim çocuğum yapmaz'' diyor. Öğrenciler arkadaşlarına saldırgan olabiliyor, diyoruz. Veli; ''Benim çocuğum yapmaz'' diyor. Öğrenciler ödevlerini yapmadan geliyor, diyoruz. Veli; ''Benim çocuğum yapmaz'' diyor. Öğrenciler kitaplarını evde unutuyor, diyoruz. Veli; ''Benim çocuğum yapmaz'' diyor. Öğrenciler soru sormuyor, derse katılmıyor diyoruz. Veli; ''Benim çocuğum yapmaz'' diyor. Öğrencilerin yanlışlarının nedenlerini araştıralım diyoruz. Veli; ''Benim çocuğum yapmaz'' diyor. ''BENİM ÇOCUĞUM YAPMAZ'' MANTIĞIYLA; Çocuklarının arkasını sürekli toplayan, çocuğuna toz kondurmayan, çocuğunun yaptıklarını görmezden gelip, halının altına süpüren velilerin öğrencileri; Evde yapmadıkları yanlış davranışları sınıfta kırk, okulda bin öğrencinin içinde fazlasıyla yapıyor. Evdeki uysal çocuk okulda bir başka oluyor. Çocuğunun okulda yaptığı yanlışları görmezden gelen, hatta savunan veliler çocuklarının kontrolüne giriyor. Çocuk, arkadaşlarına şiddet uygular hale geliyor. Bunun en büyük suçlusu çocuğunun yanlışlarının nedenini araştırmayan, çocuğuna toz kondurmayan, çözüm için öğretmen- veli işbirliğini yapmayan annelerdir. Sınıfta öğretmenin uygulamalarına, kurallarına ters düşen aileler; Öğretmenin kazandırmaya çalıştığı davranışları engellemektedirler. Çocuk, ailenin gösterdiği zafiyetten yararlanmaktadır. DÜNYAYI BEKLEYEN EN BÜYÜK TEHLİKE; ''BENİM ÇOCUĞUM YAPMAZ'' DİYEN ANNELERİN ÇOCUKLARIDIR. Sürekli her istediği gerçekleştirilen çocuklar, zamanla annelerini kontrol etmeye başlar ve istediklerini yaptıracak yollar öğrenirler. Annelerini idare etmeyi öğrenen çocuk bu güçten zehirlenmeye başlar. Güç zehirlenmesi yaşayan çocuklar, öfke krizleri yaşarlar. ''BENİM ÇOCUĞUM YAPMAZ'' DEME,''BENİM ÇOCUĞUM İHMALE GELMEZ, ÇOCUĞUMUN YANLIŞ YAPMAMASI İÇİN HER ŞEYİ YAPIYORUM'' DEMELİSİNİZ. Bizim her öğrencimiz birer altındır, bizim için çok kıymetlidir. Bire bir her öğrencimiz çok normal davranışlar sergilemektedirler. Ama 40 öğrenci sınıfta bir araya gelince normal davranış sergileyen öğrenciler gidiyor yerini öfkeli, geçimsiz, tahammülsüz insanlar alıyor. Adeta 40 altın bir araya gelince birbirlerini çiziyor, zarar veriyorlar. Evde özel ihtimama alışmış, her dediği yapılan çocuklar sınıfta aynı ihtimamı göremeyince hayal kırıklığına uğruyor, hırçınlaşıyor. Öğretmenin 40 öğrenciye ayrı ayrı öğrencinin evde gördüğü özel ihtimamı gösterecek ne zamanı var, ne de imkanı. Kurallar, anne-baba-öğretmenlerin inandıklarını, çocuklara aktarmak istediği değerleri, onlarla paylaşma yöntemidir. Kurallar yoksa, ailede çocuğa aktarılan değerler de olamaz, çocuk doğruları kaybeder. Kurallar, çocukları inanç ve değerlere bağlayan bağlardır. Ailede, okulda mutlaka kurallar olmalı; okulun ve ailenin kuralları uyumlu olmalıdır. Bunun için veli-öğretmen işbirliği içinde olmalıdır. Aileler çocuğa sevgi göstermede ölçülü olmalıdır. BİTKİ İÇİN SU NE İSE ÇOCUK İÇİN DE SEVGİ ODUR. EKSİK OLURSA KURUTUR, FAZLA OLURSA ÇÜRÜTÜR. VELİLERDEN İSTEĞİMİZ; ANNE-BABALAR ÇOCUKLARINA İYİ BİR MATEMATİKÇİ, İYİ BİR FİZİKÇİ OLMAYABİLİRLER AMA ÇOK İYİ BİR REHBER VE ROL MODEL OLABİLİRLER. ANNE-BABA NE KADAR ETKİLİ ANNE-BABA OLURLARSA; ÇOCUKLARI DA OKADAR ETKİLİ ÖĞRENCİ OLACAKTIR. UNUTULMAMALIDIR Kİ ÇOCUKLAR BÜYÜKLERİNİN AYAK İZLERİNİ TAKİP EDERLER. Selam olsun, çocuklarına çalışma, okuma, ahlaklı olma becerisini kazandıran ailelere.