Ülkemizin, AB Topluluğu ile, yaşadığı gerginlik; Batı’nın gerçek yüzünü bir kez daha gösterdi. Vize serbestliğine karşılık; terör yasaları gevşetilsin, talebinde bulunuyor. Evet, yanlış duymadınız, aynen istenen şart budur. Bizim AB topluluğuna girmemizle; terör yasalarının gevşetilmesinin, ne ilgisi var? Her gün bir şehit verdiğimiz, bu sıcak ortamda; bizden istenen şarta bakın. Böyle bir ortamda, yasaların gevşetilme ihtimali; Halkın büyük çoğunluğunu karşınıza almak demektir. Bence, Batı bu isteği bilerek, yapmaktadır. Amacı; yönetenlerle, Halkı; karşı, karşıya getirmektir. Asıl amaçları; Bizi AB topluluğuna almak değil. Bu anlamda; bizi oyalamak ve bizimle oyun oynamak. Batılının gözünde bizim yerimiz bellidir. Kolay, kolay da değiştirmeye niyetleri yoktur. Zaman, zaman çeşitli temsilcileri; AB bir Hiristiyan topluluğudur, Türkiye’nin, ne işi var? diyorlar. Kısacası; ne kadar laik bir ülke olsak da; onların gözünde; Müslümanız. Onlar için de; bu durum, kabul edilebilir, bir durum değildir. Anlamayanlara duyurulur. Avrupa'nın gerçek yüzünü anlatan makaleleri, bu köşe de hep yayınladık. Geçenlerde bir yazımda belirtmiştim. Yabancı Afrika kökenli insanları ucuz işçi olarak çalıştırmak için, neler yaptıklarını. Başka bir mana ile nasıl ezdiklerini. Adamların emeklerini nasıl çaldıklarını, onları köle gibi nasıl kullandıklarını belirtmiştim. Hatta geçici oturum verip adamların posasını çıkardıktan sonra; oturumlarını tazelemeyerek; hem sınır dışı etmelerini, onların yerine aynı metotla yenilerini getirmelerini anlatmıştım. Böylece hem ucuz insan gücü, hem de tazminattan kurtardıklarını ve kendi topraklarının da her an, köle gibi çalışan insanlar için; cazibe merkezi olmasını koruduklarını zikretmiştim. Mülteci olaylarına da; böyle bakmaktadırlar. Kendi dinlerini kabul edecekleri; alabiliriz açıklamalarını duymadık mı? Aynı şekilde; tüm Afrika’nın yer altı ve yer üstü zenginliklerini nasıl yağmaladıklarını hatırlatmıştım. Ülkelerindeki enflasyonu bile; bu bölgelerden gelen; emeksiz elde edilen gelirlerle; kapattıklarından söz etmiştim. Bu mantıktaki ülkelerin; ara, sıra, Ermeni meselesini gündeme taşıması ilginç değil mi? İnsan hakları, ifadeleri sadece kimler için; kullanılmaktadır. Senelerce; Afrika’dan getirdikleri insanları; hayvanat bahçelerinde sergilemediler mi? Yeteri kadar verim almadıkları; Afrikalı gençlerin; ellerini ceza olarak kesmediler mi? Çok değil yaklaşık on beş yıl önce; Afrika’ nın göbeğinde; senelerce insanların, birbirlerini kesmelerini desteklemediler mi? Hangi, Batı hayranlığından söz ediyorsunuz? Yeteri kadar, Batıyı tanıyor musunuz? Ya da; Afrikalılar, onlar için acaba insan olma özelliğini taşıyorlar mı? Bu sorulara verilecek cevaplar da yetersizdir. Adam sömürücü alışmış, sömürmeden duramıyor. Yaklaşan seçimlerde; Ermenilerin oylarını sömürecek. Aynen atalarının asırlarca yaptığı işi değişik zamanlarda, değişik aktörlerle yapıyorlar. Onlar için hiç enteresan gelmiyor. Çünkü adamların her zaman yaptığı iş budur. Asıl önemli olan bu ülkelere, Batıya; zaman, zaman methiyeler yazan kimi insanların aldanmasıdır. Ata sözlerimiz vardır. Çok, çok önemlidir. Onlar aynen trafik kuralları gibidir. Binlerce defa denenmiştir. Büyüklerimiz de; bu sözleri söylemeden çok denemişlerdir. Ondan sonra mühür basar gibi; bu sözleri söylerler. İşte o sözlerden bir kaçı; Su uyur, düşman uyumaz…, Türkün Türk’ten başka dostu yoktur… Ayıdan post,….. dost olmaz…, gibi. Ya da; son dönemlerin moda deyimi ile olaya seyirci kalmak. Böylece kimi çevreler bir kez daha bazı gerçekleri böylece görmüş olurlar. Gelecek nesilleri bu anlamsız, Batı hayranlığından kurtarırlar. Batının, her yaklaşma hareketinin arkasından; mutlaka gizli bir oyun çıkacaktır. Bunu unutmamak, lazımdır.