ABDLHAMİT HAN MEDRESELERİN KAPISINA KİLİT VURDU (TÜRKLARDE EĞİTİM-2)
Muzaffer Karadağ
7 yıl önce
Milli Mücadeleyi yapan kadroların tamamı Abdulhamit Han döneminde yetişti. Abdulhamit Han medreselerin tamamının kapısına kilit vurdu. Dünyanın en önemli bilim merkezleri olan Osmanlı Medreseleri (üniversiteleri) 16. Yüzyıldan sonra bilim üretmez hale gelmişti. Bilim merkezi olmaktan çıkmıştı. Abdulhamit Han medreselerin tamamının kapısına kilit vurdu. Kokuşmuş medrese sistemlerini yok etti. Son günlerde yükselen Abdulhamit Han sevgisi yanında medrese özlemleri arttı. Bunlar bilgi kirliliğinden kaynaklanıyor. Medreseleri işlevlerini yitirdiği için kapatan Abdulhamit Han´dır.
Medreselerin yerine bugünkü fakültelerin benzerlerini açtı. Kara ve deniz harp okullarını, tıp fakültesini, mühendislik fakültelerini ülkemize kazandırdı. Mete Han´dan beri devam eden Türk Ordusunu yeni yöntemlerle yetişmesini sağladı. Mustafa Kemal Atatürk, Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir, Enver, Nuri, Halil Paşalar gibi daha nice başarılı komutanlar bu okullardan yetişti. Bütün büyük illere lise açtı, öğretmen yetiştiren okulları açtı.
Cumhuriyetin kurulamasından sonra Atatürk çok geniş katılımlı eğitim şuuraları düzenledi. Her ilçeye ilk, ortaokul ve lise kazandırılmasına çalıştı. Kurduğu eğitim sistemiyle Anadolu´nun ücra köylerinden Türk çocuklarının okuyup, yükselmesini sağladı. Oktay Sinanoğlu, Aziz Sancar gibi yüzlerce bilim insanı bu sistemle yetişti. Atatürk milli bir eğitim sistemi kurdu. İslam enstitülerini, ilk imam hatipleri açtı. Elmalı Hamdi Yazır´a ilk Kur´an meali yaptırdı, Sahihi Buhari hadis külliyatını bastırdı. Her imama Kur´an meali ve Buhari hadis külliyatını hediye ederek Türk Milletinin İslamı doğru kaynaklardan öğrenmesini sağladı.
Öğretmen okulları Türkiye´nin en başarılı olduğu bir sistemdi. Yetişen öğretmenler gittikleri kasabalarda, köylerde; sağlıkçı, ziraatçı, veteriner ve öğretmen olarak hizmet ettiler. Öğretmen okullarına siyaset (politika) girince bu başarılı okullar kapatıldı.
Türk eğitim sistemini başarısızlığa iten en önemli neden siyasetçilerin eğitim sistemine müdaheleleridir. Türk eğitim sistemi devlet politikalarından uzaklaştırılarak parti politikalarına alet edildi. Partiden partiye, şimdilerde de aynı parti hükümetinin dönemlerinde bakandan bakana sil baştan değiştirilen yap-boz tahtasına dönüştürüldü. Kırk günde öğretmen yetiştirildi. Öğretmen okulları iktidar partilerinin gençlik kolları durumuna sokuldu. İktidar partisinden giden listelerle öğretmen okullarına kayıt yapılır olmuştu. 1980 darbesinden sonra öğretmen okulları eğitim yüksek okullarına, eğitim fakültelerine dönüştürülerek üniversite sınavıyla öğrenci alımına başlandı. Şu anda da AÖF mezunlarından bile öğretmen atanmakta adeta; ?hiçbir şey olamıyorsan öğretmen ol´´ denilmektedir.
28 şubat eğitim sistemimize büyük darbeler vurdu. İmam hatiplerin dönüştürülmesi adına çok başarılı olduğumuz; İlkokuldan sonra Anadolu liseleri uygulaması çöpe atıldı. Bugün bu zulüm kısmen devam etmektedir. İmam hatiplerin ortaokul kısmı açılmışken, Anadolu liselerinin ortaokul kısımları hala açılmadı.
AB uyum yasalarından sonra eğitimimiz tamamen AB´ne uyumlu hale getirilmeye çalışıldı. Ne yazık ki anaokullarımızda öğrenilen şarkılardan, hikayelerine kadar kilise kültürünün etkisi altına girdi. Öğretilen hikayeler kilise hikayesi, şarkılar kilise müziğidir.
İkinci Dünya Savaşında on milyondan fazla insanı katleden, birbirini boğazlayan Avrupa ülkeleri AB ile tek din, tek devlet, tek para, tek millet, tek bayrak olmaya çalışırken bize; ?Farklılıklar zenginliğiniz´ diye tavsiyelerde bulunmaktadırlar. Ders kitaplarımızda ?farklılıklarımız zenginliğimizdir´ zehirleri bulunmaktadır. Doğrusu; Farklılıklarımız birlikteliklerimizden daha azdır, hepimiz Müslüman Türküz. Allahımız, peygamberimiz, kitabımız, vatanımız, bayrağımız, tarihimiz, kültürümüz, Türkülerimiz bir. Biz Türk Milletinin evlatlarıyız. ?Ayrılıkta azap, birlikte rahmet vardır´ Allah´ın ayeti doğrultusunda, yine Kur´anı Kerimin benzetmesiyle; ?İncir çekirdeği gibi dağılmayın, zeytin çekirdeği gibi bir olun´ ilahi emri doğrultusunda bir olmalıyız diye ders kitaplarımızı, müfredatımızı düzeltmeliyiz.