?>

15 Temmuz´un Sene-İ Devriyesinde?

Taner Karabal

6 yıl önce

15 Temmuz´un sene-i devriyesinde çoluk-çocuk, genç-yaşlı, kadın-erkek Sivaslılar olarak  ?o melun geceyi? unutmadığımızı gösterdik. Nasıl bir badire atlattığımızı, uçurumun kıyısından, bir felaketin eşiğinden nasıl da geri döndüğümüzü bir kez daha anlama ve idrak etme fırsatı bulduk. Sevindirici olan başta Sivas olmak üzere tüm milletimiz gerektiğinde vatanına sahip çıkacağını, milli duruş ve refleksinin halâ taze ve canlı olduğunu bir kez daha ilan etti tüm dünyaya. Dikkat edin yapılan etkinlik ve yürüyüşlerde genci, ihtiyarı hülasa her yaştan insanımız vardı. Sivillerin yanı sıra kamu kurum yöneticileri de ön saflarda yerini aldı. Hemen bütün anma ve etkinlikte Valimiz Davut Gül Bey,  öndeydi. Dimdik, vakurlu ve gururlu bir şekilde,  devletimizin en büyük mülki amiri olarak öncü rolünü üstlendi.  Tıpkı 2 yıl önce yaşadığımız o kahpe gecedeki gibi büyük bir cesaret ve onurla makamını ve devletimizi temsil etti. 2 yıl önce 15 Temmuz akşamı olaylar patlak verdiğinde; Bir dakika bile makamını terk etmedi. Millete moral verdi. Cesaretle ve vakurla ?biz buradayız. Devleti üç beş çapulcuya teslim etmeyeceğiz? diyerek, bir bakıma direnişte ön aldı. Bunları yazmamız, söylememiz lazım ki, unutulmasın. Herkes bilsin. Bizim korkak, kaçak güreşen, elini taşın altına sokmaya dahi cesaret edemeyecek sözüm ona idarecilere ihtiyacımız yoktur. Aksine, bizim millet için, devlet için her an gereğini yapabilecek idarecilere ihtiyacımız var. Tıpkı Cumhurbaşkanımız gibi. Düşünün o gece Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, milleti sokağa çağırmasa, devletin tehlikede olduğunu söylemese, bu cesareti gösterememiş olsa bugün farklı bir ortamda yaşıyor olacaktık. Onun için kim olursa olsun hiç gocunmadan hakkını teslim etmeliyiz. Ve ben, evet Sayın Valimiz Davut Gül Beyin o geceki duruşu, mücadelesi ve cesareti için kendi adıma, ailem adına hakkını teslim ediyorum?  Bir yapı düşünün ki, milletin çoluğunu çocuğunu perişan etsin. Geleceği olan, zeki ve çalışkan çocuklarımızı alıp bir mankurt gibi devletine, milletine düşman etsin.  Müslümanlık adı altında vatan hainliği yapsın. İşte o yapının adı Fetö Terör Örgütü. Birer mankurt haline getirip, kendi ailelerinden bile kopardıkları o çocukları maalesef devletin, milletin aleyhine kullandılar. Kimi bilerek kullanıldı, kimi ise bilmeyerek alet oldu bunlara. Bunlar Amerika´ya, İsrail´e resmen taşeronluk yaptılar. Ve biz bunu devlet olarak, millet olarak yedik! Kandırdılar bizi. Resmen uyuştuk, uyuduk. Uyuttular bizi. Milletin merhametinden faydalandılar.  50 yıldır bir örümcek ağı gibi bütün devlet kurumlarını sarmış  ve devletin bütün sistemini kaplamışlar.  Maalesef gördüğümüz bu. Hani deniyorya FETÖ devlete sızmış diye! Alakası yok adamlar her kurumu, her yapıyı bir şekilde ele geçirmiş.  Zaten bunlar devlet olmuş.  Ama çok şükür millet olarak üstesinden geldik. Çok büyük bir mücadele sergiledik. Devlet olarak, millet olarak aynı kararlı duruşu bundan sonra da sergilemek ve göstermek zorundayız. .. Sanırım yapacağımız tek bir şey var; çok çalışmak ve millete cennet vaad eden, uyuşturan, bizi kökümüzden uzaklaştıran, sahtekârlara inanmamak. Bunu yapabilir miyiz? Evet, bence yapabiliriz?
YAZARIN DİĞER YAZILARI