?>

Açlık Edebiyatı Aldı Başını Gidiyor

Orhan Arslan

6 saat önce

Bereket yok... Kanaat yok... Şükür yok... İsraf çok... Tüketim çok... CADDELER sokaklar arabalardan geçilmiyor Ülkenin yol sorunu yoktur. Araba park yeri sorunu var.. Bugün üç kişiye bir araba düşüyor. Neden nasıl niçin şikayetleniliyor anlamıyorum... Göstermelik sadakalarımızla kendimizi aldatmayalım. Bu ülkede hakkı ile zekat verilir ise fakir kalmaz... Benim senelerdir hiç evim olmadı, hep kiradayım dünyada misafir değil miyiz zaten... Hani dünya gölgelikti . İhtiyaç listesi çıkarırsan ömrün yetmez... İnsanlar gereksiz ihtiyaçlarının esiri olmaya mahkumdurlar. Bu ihtiyaçlarını elde etmek için Alış veriş yaparak bir nevi köleliğini tescil ederler... Eskiden insanlar bir evde evli çocuk ile, ya da iki kardeş yaşardı zor geçinirdi. TV’lerin buzdolaplarının paraları önceden peşin olarak taksitle yatırılırdı şu andaki koç holding gibi zenginlere eşyalarınız üç sene sonra size verilirdi. Yani paralarınızı büyük sermayeye önceden yatırıyor idik... Hatta senelerce aydan aya peşin para ödenerek araba parası yatırılırdı. Arabalar üç beş yıl sonra alınırdı. 5 nisan kararları öncesi 40 bin marka alınan arabaları bir anda beş bin marka alıcı bulmadı Bir arkadaşın evini 10 bin dolara satmak için bir yıl uğraştık sonunda 9 bin dolara satabildik... Piyasa gerçeği bunlardan ibaretti Eskiden evlerde cağlık dene duş alma yerleri vardı Şimdi bir insan bile tek başına 80 metrekare evde oturup keyif çatıyor açım diye bağırıyor Neden? kapitalizmin tüm ürünleri reklam aracılığı ile en mahremlerimize kadar esir aldı ve de insanımız o reklamların kölesi oldu Buna para mı dayanır! Her evde ağzına kadar giysi dolapları var hatta hiç giyilmeyen eşyalar çöpe atılıyor. Elektronik eşya çöplüğüne döndü evlerimiz. Her evde üç beş telefon kullanılıyor. Ekmekler çöplerde, yemekler çöplerde O zaman neyin bereketini bekleyelim... Neye kanaat edelim Dolayısı ile haram yemek yaygın olduğu için, en masum insanın bile en yakınını kandırmaktan fahiş para kazanmaktan zevk alır hale geldi. Bakın balkan ülkeleri büyük marketleri boykot edebilecek dayanışma içerisinde var mı bu ülkede böyle dayanışma hayır! Neden çünkü herkes ulema herkes alim... O zaman neden kapitalizmin esiri olmaktan şikayetleniliyor anlamadım Yaşamada farklı inançta farklı, davranışta farklı, bir düşünce kargaşası içerisinde olunca günün normal yaşantılarının şartlarından şikayetçi olmamak mümkün değil.. Hele ki misafir odalarına hapsedilen eşyaların çığlıklarını duyuyor gibiyim... Ülkedeki 16 milyon emeklinin yarıdan fazlası 40-45 yaş aralığında emekli olmuş insanlarla doludur. Bu sistem senelerce uygulanmıştır. 36000 gün prim yatıranlar bile emekli edildi. bir zaman Bu ülkede erken emeklilik çok öncelerde vardı bundan kırk yıl öncesinde işçi abilerimiz 40 yaşında emekli oldular Bence eksiklikleri noksanlıkları anlatırken konuya dair bilgi ve deneyime hakim olmak gerekmez mi? Şakalarımız ile seviniyoruz. İyi de Bu Ülkede yeteri kadar zekat verilse, fakir kalmaz... İnfak diye bir kavram var. Amma onu duymamazlıktan geliriz... Yanımızdaki, yöremizdeki ihtiyaç sahibi insanları görmeyiz, duymayız, işitmeyiz... Hep birlikte geçinemiyoruz edebiyatı yaparız... Sosyal medyanın etkisi ile, algı operasyonlarına esir oluyoruz. Açlık edebiyat aldı başını gidiyor... Bu Ülke vergi ile 1985’li yıllarda tanıştı... Ondan önce ülke gelirini öğrenmek isteyenler de bu gerçeği araştırabilirler. Hayatındaki insanımızdan, sokaktaki insan kadar para kazanmak için, her yol mubahtır anlayışı yaygınlaşmış... Vergi sistemi kazançtan almak yerine maldan alma gerçeği ile yapılandırılır ise, sorun daha da azalır...
YAZARIN DİĞER YAZILARI