?>

Ağaç Yaş İken Eğilir-2

Orhan Arslan

4 yıl önce

(Dünden devam)   O hem öğretir hem de eğitirdi. Öğrendiklerimizi ibadet ederek uygular, uyguladıkça öğrendiklerimizi pekiştirirdik. Akşamları evimizde annemiz veya babamız hocadan öğrendiklerimizi tekrar ettirirlerdi. Hocada okuyup da geçemediğimiz bir duayı onlardan öğrenir, ertesi günü hocada tekrar okurduk. Bazen da hocamız bizden büyük bir talebesini bize öğretsin diye görevlendirdi. Yanlışsız okuyabilirsek, "âferin, pek âlâ pek güzel" iltifatını alırdık, "geç" derdi. Artık geçmiş olmanın sevinciyle yeni sûreye başlardık. Hocamız, kolayca ezberleyelim diye bazı temel bilgileri soru-cevap şeklinde öğretirdi. Belki de bu bilgiler o dönemde genelde böyle öğretilmiş olabilir. *Rabbin kim? -Rabbim, Allahu Teâlâ. *Dinin nedir? -Dinim, dîni islam. *Peygamberin kim? -peygamberim, Muhammed Aleyhisselâm. *Kitabın nedir? -kitabım, Kur´an-ı Azimüşşândır. *Kıblen neresidir? -Kıblem, Kâbe-i muazzamadır. *Kimin zürriyetindensin? -Âdem Aleyhisselamın zürriyetindenim. *Hangi millettensin? -Milletim, Millet-i İbrahim Aleyhisselam... *Kimin ümmetindensin? -Muhammed Aleyhisselam´ ın ümmetindenim. *Mü´minim Hakkâ Müslümanım elhamdülillah. Bir de hemen her yörede çocuklara öğretilen,  Bir dua vardı ki, babamız ya da annemiz uyumadan önce "okudunuz mu?",diye hatırlatır, biz çocuklar da o duayı mırıldanarak okur, uykuya dalardık "Yattım sağıma, Döndüm soluma, Sığındım Sübhan´ıma Melekler şahit olsun Dinime imanına. Yattım Allah kaldır beni Rahmetine daldır beni Gâfil olup uyanmazsam İmânımla gönder beni. Eşhedü enlâilâhe illallah ve Eşhedü Enne Muhammeden abdühü ve rasûlühü." Bir günümüz, besmele ile başlar, uykuya dalmadan önce okuduğumuz bir dua ile biterdi.  Biz çocuklar daha kelimeleri doğru dürüst söyleyemediğimiz yaşlarda namazda okunan duaları, kısa sûreleri, abdest almayı, namaz kılmayı, îman ve İslam´ın şartlarını, temizliği, doğruluğu, yardımlaşmayı, haramı, helâlı, sevabı günahı öğrenmeye başladık. Tam olarak kavrayacak yaşta olmasak da. Rahmetli Sadece bize değil, bizden sonraki nesle hocalık yaptığı gibi, bizden önceki nesle de hocalık yapmış.  Rahmetli hocamız Kur´an okutmanın yasaklandığı dönemlerde de bu görevini sürdürmüş. Köyün girişine veya sokak başlarına nöbetçiler koyarak, muhtelif  evlerde, bazen bahçelerde bir ağacın altında Kur´an öğretmeye devam etmiş. Karakola götürülmüş, sakalları çekilerek yüzü kanatılmış, dayak yemiş, Menemen vakasında içeri alınmış ama  bu ulvî görevi asla bırakmamış. Babam, Rahmetli Halil İbrahim hocadan öğrenmiş Kur´an okumayı, bazen bir derenin kenarında bazen tarlada bir ağacın gölgesinde, saklanarak, gizli gizli. Kur´an´ı ve İslam´ı öğretmek için her türlü zorluğa katlanmış; çile çekmiş; bu kutlu yolda şehit edilmiş büyüklerimizden Allah razı olsun. Mekanları cennet olsun . Sürçü lisan ettikse affola.                       Maasselâm.´´                           H. Naci. Evet dostlar, güzel bir anı. Bizim yaşıtlarımızın nerde ise; ortak noktasını oluşturmuştur....  
YAZARIN DİĞER YAZILARI