Bu Sene Kış Sıkıntılı Geçecek

Orhan Arslan

2 yıl önce

Her sene bu aylarla başlayan,  ağır kış şartları yaklaşık altı ay kendisini hissettirir. İnsanlar açısından yardımlaşmanın, paylaşmanın veya birbirinin derdini anlamanın daha fazla yaşandığı aylardır. Yazın, Baharın coşkun geçtiği zamanlarda, insanlar tabiata açılarak biraz da insanlardan uzaklaşırlar. Ancak, kış mevsiminde hem insan kendisine daha fazla zaman ayırır. Hem de etrafındaki insanlara ayıracak zaman bulur. O nedenle uzun kış gecelerinin  muhabbetleri, yakınlaşmaları dolu, dolu yaşanır. Hayat şartları her insan için aynı olmadığından, kimisi daha fazla etkilenir soğuktan ve kıştan. Kimisi ise daha rahat ortamlarda olduğundan daha az etkilenir.  İşte asıl dostluk, yardımseverlik, insan sevmek gibi kavramlar bu anlarda anlam kazanır. İnsanları kucaklamak, zor zamanlarında yanlarında olmak, sıcak bir çorbayı, bir yudum çayı paylaşmanın keyfine ve iç rahatlatıcı konumuna bu duyguyu yaşayanlardan başkası erişemez.  Kişisel yardımlaşmaların yanında kurumsal olarak da şehrimizde bunun güzel örneklerini görmekteyiz. Hem yardım için kurulmuş sivil toplum örgütleri, hem resmi makamların denetimindeki yardım kurum ve kuruluşları bu sorumluluğu fazlasıyla hissederek yardıma muhtaç insanların yanlarında yerlerini almaktadırlar. Kışın getireceği ağır şartlara karşılık omuz, omuza destek vererek bu ağır şartları, insanlara her alanda yardımda bulunarak, hafifletmeye çalışmaktadırlar. Bu manada tüm emeği geçenleri kutluyorum. İnsana değer vermenin ve her zaman onların yanında olmanın mutluluğunu çok fazla yaşadıklarını biliyorum. Diğer insanlarımızın da hem kişisel olarak bu yardımlara katkı vermelerini, hem de kurumsal olarak bu yardımları organize eden , kurumlara yardım etmelerini, destek vermelerini bekliyoruz.  Medeniyetimizin hizmet temelinin ana fikri; insanı yaşat ki, Devlet yaşasın, fikridir. BU ana fikir etrafında hizmetler şekillenmektedir. Bunu dava kabul edinen insanların omuzlarında yükselmektedir. Medeniyetimizin ana unsuru insandır. İnsan kaynaklı tüm girişimler aynı zamanda tüm insanlığa hizmet mantığını taşır. Asırlarca yol, köprü, çeşme, okul, hastane, han, çarşı v.b. Hizmetleri öncelikle insanlara hizmet mantığını önde tutarak yapmışlardır. Böyle bir ecdadın torunları olan bizler de bu kış günlerinde yanı başımızdaki aç ve çıplakları görmemiz gerekmektedir.  Ayrıca tüm insani değerlerimizin tekrar ayağa kalkması için akraba, eş, dost ziyaretlerini mutlaka yapmalıyız. Uzun kış geceleri bunun için fırsattır. Sokaklarda birbirlerini tanımayan, hatta kardeş çocuklarının bile, tanışmadığı asrımızın insanı her alanda gittikçe yalnızlığa itilmektedir. Bu yalnızlık beraberinde bir, çok sıkıntıyı da getirmektedir. Sevgisizlik, dışlanmışlık, yalnızlık, muhabbet ortamlarından uzak olma durumları insanlara ruhsal dengesizlikler de vermektedir. Var olan sıkıntılar daha artmakta, paylaşmanın, yardımlaşmanın hatta dertleşmenin bile olmadığı ortamlar bu yalnızlıkları alabildiğine körüklemektedir.   Eskiler ne güzel söylemişler’’ Gönül ne çay ister ne çayhane..., Gönül sohbet ister çay bahane… İşte, tılsımlı söz… Bugün Batıda psikolojik danışman denilen insanların birçoğu sıkıntılı insanları sadece dinleyerek, onlara yardımcı olmaktadırlar. Dinlemek, Ne kadar önemli bir şeydir. Konuşmak,  dertleşmek, hem hal olmak… Boşuna dememişler insanlar konuş, konuşa, anlaşırlar diye.   Uzun kış gecelerinin bu anlamda tadını çıkarmak gerekir. Şöyle bir etrafımıza bakalım ve kimleri aylardır görmüyor isek, onları arayıp bulalım konuşalım, dertleşelim, çay içelim, sohbet edelim… Bir bayram edası ile değerlendirelim… Dostlarla el ele, gönülleri hoş etmek niyetiyle… Allah bu ağır şartlarda kışı geçirmek zorunda kalanların yardımcısı olsun. Bu konuda Ülkemizin şu sıkıntılı günlerde şanslı olduğunun da altını çizmek gerekir...