?>
CAN ÇEKİŞEN MAÂRİF
CAN ÇEKİŞEN MAÂRİF
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">İslam-Türk medeniyetinin en bâriz nişânelerinden biri de, maâriftir. Bu nedenle medeniyetimiz, öğrenmeyi mukaddes bir yerde konumlandırdığı gibi, öğretmeni ve talebeyi de, kutsal saymıştır. Çünkü benliğimizi karartan kindarlık ve taassupluk, yalnızca maârif pınarlarından yıkanırsa, temizlenebilir. Ruhumuzun maddeden mânâya yükselişi de, yine muallimlerin engin birikimi ve tecrübeleriyle mümkündür.</span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Millî varlığımızın ve ahlâkımızın diri kalabilmesi için, millî fikirlerle donatılmış bir sistem ve bu sistemin yetiştirdiği öğretmenlere ihtiyaç vardır. Maatteessüf son iki asırdır, memleketimizde öğretmenlerin yetiştirilmesine kişisel hırslar, batı taklitçiliği, partizanlık ve militan ellerin bulaştığı görülmektedir. Moğol istîlâsında kitaplarımız yakılıp, medreselerimiz yıkılıp ve müderrislerimiz şehit edilirken bile, İslam medeniyeti bu denli kriz yaşamadı. Bu durumda karşımıza iki önemli tespit çıkmaktadır. Ya bugün Moğollardan daha zalim bir saldırı ile karşı karşıyayız, ya da yeniden ayağa kalkacak cesaretimiz ve idrakimiz kalmamış. Çünkü fertlerimiz ve cemiyetimiz, üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi mefkûresiz bir şekilde yalpalayıp durmaktadır. </span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Milletimizin üç asırdan beri, geçirmekte olduğu buhranların sebebi ve kaynağı, kültür ve maârif sahasında aranmalıdır. Âlimin atının ayağından sıçrayan çamurdan bile kendisine şeref payı çıkaran hükümdarın mesud asrı nihayet bulduktan sonra, devletimizin yapısında sarsıntılar başladı. Bununla birlikte göze çarpan hadise, cahillerin ulema sınıfına nüfuz etmeleriyle halkta kanaat uğrunda mücahede kudretinin kırılması, millî karakterin zedelenmesi oldu… Son iki asırda birçok yeni müesseseler ve mektepler açıldı. Ancak bu mekteplerde eskinin taklidi yerine moda kelimesiyle ifade olunan yeninin taklidi yer aldı; Avrupa, körü körüne taklit edilmek istendi. Mektepler açıldı; bunlarda yeni ilimler okutuldu. Lakin ilim sevgisi aşılanmadı; âlimin üstünlüğü ve cemaat içindeki önderliği telkin edilmedi. Çünkü ilme gerçekten inanılmadı. İlim, bizim hayati menfaatlerimiz için vasıta olarak, şekil halinde istismar edilmek istendi; teknik putlaştırıldı… Hakikat şu ki, millet bünyesinde inkılaplar mektepte başlar ve her milletin, kendine özel olan mektebi vardır. Millî mektep zihniyet ve örflerile, metodları ve müfredatile, terbiye prensipleri ve psikolojik temellerile, hatta binasının yapı tarziyle kendini başka milletlerinkinden ayırır.<a href="#_ftn1" name="_ftnref1" title=""><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">[1]</span></span></a></span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Bizim maârif sisteminde millî olan tek şey, bu işleri yürütmekle vazifeli olan Eğitim Bakanlığının başındaki millî kelimesidir. Bu iddianın insafsızlık olduğunu düşüneneler, maârif sisteminin merhalelerini tafsilatlı bir şekilde tetkik etmelidir. O vakit yapılan teşbihin insafsız bir iddia değil, hakikat olduğunu anlayacaktır. Zirâ sadece fen ve teknik, kişileri şahsiyet sahibi yapmaz. Millî ruhtan yoksun kişilerin şahsiyet sahibi olması ise, kabil değildir. </span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Maârif sistemimiz, sadece bugün değil birkaç asırdır topallamaktadır. Özellikle Osmanlı Devleti’nde siyasi, ekonomik, askeri ve sosyolojik sorunların ayyuka çıktığından bu yana, mekteplerimiz makûs talihiyle baş başa kaldı. Cumhuriyetin ilanı ise, maârif anlayışında kökten bir değişikliği öngördü. Garbın her şeyinin harikulade olduğu kompleksine kapılan yeni devlet aklı, şuursuzca bir batılılaşma cehdine soyundu. Zaman zaman iyi niyetli adımlar atılsa da, millî bir ruhun inkişafı sağlanamadı. Çünkü yapılan planlar ve alınan örnekler, millî ve manevi değerlerimizin düşmanlarının eseriydi. Bu iklimde öğretmenlerimiz, nesli mâmur etmek için değil, rejimin yılmaz savunucuları gibi yetiştirildi. Terakki ve inkılâp adına maârifin ırzına geçilen adımlar atıldı. Yapılan işlerin hiçbiri millî irademizin, millî zihniyetimizin ve millî mânâmızın icrâsına hizmet etmiyordu. Bilakis inançsız ve kültürsüz bir şekilde sahte batılılara benziyorduk. Bu sebeple, kendimizden uzaklaştıkça zevksizliğimiz ve hissizliğimiz çoğaldı. </span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Ehl-i salibin rahlelerinde ezber yapan muallimler, sınıflarda bize benzemeyen edalar savurup, aklımızı çelecek fikirler ileri sürdü. Müslümanlığımız rafta, Türklüğümüz ise lafta idi. Hüviyetini şaşırmış bir zihniyetin elinde tornadan çıkmışçasına aynı kalıp şeklindeki öğretmenler, yurdun dört bir yanında hakikatin dallarını budadı. Bu sebeple, hürmete layık müderrislerin ve muallimlerin halk nezdinde değeri her geçen gün azaldı. Sonra kötünün daha kötüsü uygulamalar hayata geçirilince, hem öğretmenlik mesleği, hem de maârif anlayışımız başkalarının tasavvuruna metbû oldu. </span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"> </span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Ne gariptir ki, kendi elimizle kendi kendimizi, kendi medeniyetimizden tasfiye ettik. Yapboz tahtasından daha vahim bir bozgunculuğa sahne olan okullarımız ve talebelerimiz, fenalığın merkezine, cehaletin ortasına ve bilimsel kisveli üfürüklerin tahtına oturdu. Nihayetinde, elimizde toplumun nezdinde itibarı azalmış bir öğretmen, istikbal adına heyecanlandırmayan öğrenci ve güvenilmeyen bir eğitim sistemi kaldı.</span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Eskiden beri topallayan maârif sisteminin açıklarını Anadolu irfanlığı ikliminde yetişen aile mektebi ikâme ederdi. Bugünlerde çiçeği solmuş aile kurumu, bırakın başka sahaların açıklarını ikâme etmek, kendine dahi hayrı dokunamayacak hale düşmüştür. Bunun müsebbibi de, yine eğitimin sistemsizliği ve iğdiş edilmesidir. Elbette burada yanlış siyasi adımların da payı ziyadedir, fakat hiçbir irade marifet sahibi etmek için odaklanmış bir rahleden daha üstün değildir. Bir zamanlar kubbeleri çınlatan âvâzemiz, şimdilerde kısık öksürüklere dönüşmüş durumdadır. İşte bu kara bulutların üzerimizden çekilmesi ve cihanşümul bir neslin yetişmesi için, muallimlerimize ve talebelerimize her zamankinden daha fazla ve daha esaslı ehemmiyet vermeliyiz. </span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Artık idrak etmeliyiz ki, uzun süredir seraplarla beyhude vakitler geçirdik. Bu sebeple, başkalarının bozkırlarından kendi ovalarımıza avdet etmenin zamanı geldi. Kendi cennet ülkemize dönmek için toplanma vaktidir. Çünkü biz çınar medeniyetiyiz; çınarların çölde boy verdiği vaki değildir. Ali Şeriati’nin dediği gibi <em>“cennet, içinde çöl bulunmayan bir ülkedir.”<a href="#_ftn2" name="_ftnref2" title=""><strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">[2]</span></span></strong></a></em> Öğretmenlerimizin lisanında, ilmin terennümlerinin duyulduğu ve irfâni rayihanın yayıldığı her yer ise, cennetten bir köşedir. </span></span></span></span></p>
<div>
<hr />
<div id="ftn1">
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:10pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><a href="#_ftnref1" name="_ftn1" title=""><span style="font-size:10.0pt"><span style="font-family:"Calibri","sans-serif"">[1]</span></span></a> Nurettin Topçu, Türkiye’nin Maârif Davası, Dergâh yayınları, 40. Baskı 2021 Ocak, s 13-14</span></span></p>
</div>
<div id="ftn2">
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:10pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><a href="#_ftnref2" name="_ftn2" title=""><span style="font-size:10.0pt"><span style="font-family:"Calibri","sans-serif"">[2]</span></span></a> Ali Şeriati, çöl, s 280</span></span></p>
</div>
</div>
YAZARIN DİĞER YAZILARI
-
Yüz Yıllık Sabitemiz: Metodsuzluk
07-03-2022
-
Kim Bulacak Bu Sırrı
28-02-2022
-
Kendimize Benzemeyen Kendimiz
21-02-2022
-
Yapay Doğallık
14-02-2022
-
Bizim Zamanın Yanılgıları
22-01-2022
-
Türkçenin Veçheleri 2
14-01-2022
-
Türkçenin Veçheleri 1
16-12-2021
-
Vahşi Düzenin Kitapları
09-12-2021
-
Şiir ve Zaman
02-12-2021
-
Gerçekleri Konuşmayın
12-11-2021
-
Şartlı Eğitim
04-11-2021
-
Demeyeyim Demeyeyim Diyorum Ama…
20-10-2021
-
Vazgeçilmez Kötümüz
15-10-2021
-
Çöplerin Kaptanları
08-10-2021
-
Yıkılan Şehirler (Kültür ve Medeniyet Notları)
23-09-2021
-
Bir Koltukta İki Karpuz
08-09-2021
-
Vakt-i Cesaret
25-08-2021
-
Komşuda Pişmiyor, Bize De Düşmüyor
29-07-2021
-
Enderun’dan Gaybûbete
10-07-2021
-
CAN ÇEKİŞEN MAÂRİF
03-07-2021
-
Köstebekgiller
17-06-2021
-
Ruhu Çırpılmış Şehirler
10-06-2021
-
İlmin Meydanında Yoksul Müslüman
02-06-2021
-
Aşkın Civarındayız
26-05-2021
-
Timsalin Tılsımı
19-05-2021
-
Tenâkuz Boşluğundaki Ölüm
17-05-2021
-
İçime Seyahat: Karmaşa
07-05-2021
-
Numarasız Gözlük
28-04-2021
-
Döneğe Kapılmak
21-04-2021
-
Ağustos Böceği
15-04-2021
-
Yeni Bir Gün Seçeneği
08-04-2021
-
Bu Memleketten Çok Şey Olur
31-03-2021
-
Hayatımız Mesela
24-03-2021
-
Kaosun İstikrarı
20-03-2021
-
Görünen Köy Kılavuz İster
10-03-2021
-
Demokratik Savaş Tohumları
03-03-2021
-
Fikri Cemre
25-02-2021
-
Ağlamanın Biçimi
15-02-2021
-
İçimizdekilerin Anatomisi
09-02-2021
-
Tamahın Zindanı
01-02-2021
-
Terk Eden Kurtulur Ya Da Boğulur
25-01-2021
-
Hissi Cemre
13-01-2021
-
El Ne Der
07-01-2021
-
Güçlüler ve Haklılar
31-12-2020
-
Mihenk Taşı
23-12-2020
-
Bilimsel Satılıklar
09-12-2020
-
Kalıplara İsyan
05-11-2020
-
Kavgacı Türkler
21-10-2020
-
Tezat Yumağı
15-10-2020
-
Sinemizdeki İltihap
08-10-2020
-
Misket
30-09-2020
-
Milli Muhalefet
24-08-2020
-
Fırsatçı Soytarılar
04-06-2020
-
Türkün Ruh Kökü
29-05-2020
-
Nasipsizler
15-05-2020
-
Kuşlar Yuvada, Atlar Ahırda, İnsanlık Nerde
06-05-2020
-
Üçüncü Haçlı Seferleri: Cumhuriyet Öncesi
27-04-2020
-
Gayrı Milli Muhalefet
06-04-2020
-
Delilerin İtibarı
26-03-2020
-
İslamın Müslümanları
18-03-2020
-
Tarih Dersleri
11-03-2020
-
İspatlı Yalan
28-02-2020
-
Teşekkür Borcu
19-02-2020
-
İnan Dost
13-02-2020
-
Neler Oluyor Burada
06-02-2020
-
Devlet
30-01-2020
-
Beyaz Enteller
23-01-2020
-
Sözün İstikameti
15-01-2020
-
Gafletli Şuur
01-01-2020
-
Yakın Gözlüğü
30-12-2019
-
Bir İkiden Büyüktür
14-12-2019
-
Allah, İnsan, Hata Ve Af
29-11-2019
-
Turan Ülküsünün Girizgâhı
20-11-2019
-
Tedbir ve Korkaklık
02-11-2019
-
Dikenler ve Güller
19-10-2019
-
Banane Amerikadan
11-10-2019
-
Endamsız Salgın
04-10-2019
-
Pasta Yoksa Birbirimizi Yiyelim
27-09-2019
-
Ahh Ah!..
13-09-2019
-
Sadece Seyrediyoruz -2-
07-09-2019
-
Sadece Seyrediyoruz
06-09-2019
-
Kurumsal Dedikodu
30-08-2019
-
Şaplakçılar
08-08-2019
-
YOBAZ BAYKUŞLAR
18-07-2019
-
HAYALLERİMİZ ÇÜRÜYOR
12-07-2019
-
Yetişkinler Nereye Gidiyor
04-07-2019
-
Neden Böyle Oldu Furyası
27-06-2019
-
Müslüman Saati -2-
20-06-2019
-
Müslüman Saati
19-06-2019
-
Olmayan Ülkenin Pastacıları -2-
13-06-2019
-
Olmayan Ülkenin Pastacıları
12-06-2019
-
Ömerler Hıdır Oldu
30-05-2019
-
Dünya Vatandaşlığı -2-
25-05-2019
-
Dünya Vatandaşlığı
24-05-2019
-
Estetiğin Köy Hali
17-05-2019
-
Kutuplaşacağız
10-05-2019
-
Sağım Solum
02-05-2019
-
Köhne Aydınlar
25-04-2019
-
Zaman, Mekân ve İnsan
17-04-2019
-
Safları Sık Tutalım
03-04-2019
-
Kilisenin Masum (!) Çocukları (2)
29-03-2019
-
Kilisenin Masum (!) Çocukları
28-03-2019
-
Yok Oluşun Başlangıcı
22-03-2019
-
Akıl Düzeni
15-03-2019
-
Millet Şahsiyeti
28-02-2019
-
Değerlerimiz
20-02-2019
-
Adi-L-Tablolar
15-02-2019
-
Vazife Bozgunu
07-02-2019
-
Muhalefet Ahlakı
30-01-2019
-
Şiir ve Zaman
23-01-2019
-
Milli Beka: Suriyeli Göçmenler -2-
18-01-2019
-
Milli Beka: Suriyeli Göçmenler -1-
17-01-2019
-
Milli Beka: Suriye´de ABD, PKK ve İsrail Üçgeni
09-01-2019
-
Huzursuz Beyinler
03-01-2019
-
Kitapsız Okurlar
26-12-2018
-
Sanat
19-12-2018
-
Kucağa Oturup Sakal Yolanlar
12-12-2018
-
Sükût ve Esrarı Tüm Devirler?
05-12-2018
-
Dostluk Üzerine
28-11-2018
-
Şucular ve Bucular
21-11-2018
-
Varlığın Yok Hali
14-11-2018
-
Kadın Mühim, Aile Ehemdir
07-11-2018
-
İctimai Sulhun Ehemmiyeti
31-10-2018
-
Türklük, Irk Mı Millet Mi?
24-10-2018
-
Taner Abi Yazdıkların Doğrudur
17-10-2018
-
Işıldayan Dönekler
10-10-2018
-
Tıyniyet ve Mücadele
03-10-2018
-
Gençler Biraz Daha Gayret
26-09-2018
-
Menfaatin Yolu Düzdür
19-09-2018
-
Yönetemeyenler
12-09-2018
-
Moda: Teşhircilik ve Yokoluş
05-09-2018
-
Kendinden Büyük Tek Ülke: Türkiye
25-08-2018
-
Sadakat Mi Sefil Kölelik Mi?
15-08-2018
-
Acillerin Dünyası
01-08-2018
-
Haritanın Ufku
25-07-2018
-
Çirkinler ve Artistler
18-07-2018
-
SES GETİREN ÖLÜMLER 1
11-07-2018
-
ZAMANA KARŞI 1
04-07-2018
-
TEK İNANIŞ
27-06-2018
-
KİFAYETSİZLER VE MUSALLA
20-06-2018
-
DAVA ERLERİ
13-06-2018
-
MAHSUN VATAN DOĞU TÜRKİSTAN
06-06-2018
-
ENDÜLÜS
30-05-2018
-
ZÜBÜK KARDEŞLİĞİ
23-05-2018
-
YEDİ NEFES, BİR AYASOFYA
16-05-2018
-
DANSÖZLER VE OYNAŞLARI
09-05-2018
-
VARSAYIM KÖLELERİ
02-05-2018
-
KİTAPLAR VE MABEDLERİ
25-04-2018
-
HATT-I MÜDAFAA YOKTUR, SATH-I KARDEŞLİK VARDIR?
17-04-2018
-
EMEKSİZLERİN GENÇLİĞİ
11-04-2018
-
EĞRİLER ÜLKESİNİN MÜTEŞABİH DOĞRULARI
04-04-2018
-
NAZARLAR VE KURUMLAR (ÜNİVERSİTE)
28-03-2018
-
BEDELSİZ HASLET EDEB
27-03-2018