?>
Çöplerin Kaptanları
Çöplerin Kaptanları
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:right"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:right"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Onlar ki verir laf ile dünyaya nizâmat,</span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:right"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Bin türlü teseyyüb bulunur hanelerinde</span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:right"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">(Ziya Paşa)</span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Anadolu’nun irfâni kültüründe yetişen insanların her bir hususiyeti, manevi gıdalarla bezenmiş bir lezzet şenliğidir. Bu sofrada, daima kalbe ve ruha tesir eden kelamlar edilir. Hamlar pişer, pişenler ise yollara düşüp her bir metrekareyi adım adım gezerek; kabalığı itidale, serkeşliği âhenge ve isyanı teslimiyete tebdile gayret eder. Bu topraklar, bu yüzdendir nice mukavemete karşı, birliğin ve dirliğin meşalesinin yandığı merkez olmuştur. Hicaz, Mısır, Türkistan, Mağrip, Balkanlar ve dünyanın dört bir yanındaki gönül erleri, mefkûrelerinin rabıtasını Anadolu topraklarına bağlamıştır. </span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Anadolu, düşmanın elinde tarihin utandığı ve şayan-ı hayrete düştüğü birçok vakıaya sahne olmuş, çileli topraklardır. Bu çile, her devirde başkalaşarak muttasılan devam etmiştir. Başı dumanlıdır o yüzden; bakışları dilhun ve hatıraları gamlıdır. Sanki neşeden ve gülşen bir manzaradan munfasıldır. Şimdilerde ise, öncekilerden daha kolay gibi gözüken, fakat hakikatte daha çetin bir hastalıkla karşı karşıyadır. Bu hastalık, kendini olduğundan faklı gösterme düşüklüğüdür. Etrafımızın hızla çevrildiği bu arıza, ziyade bir şekilde önemsenmezse, maâzallah yavaş yavaş her birimizin çevresinde daha sık görülmeye başlayacak ve o kadim Anadolu kültürü, zehirlenerek yok olma aşamasına gelecektir. </span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Ruhiyat sahası, insanın her bir davranışını araştırmakta, nedenini tespit etmekte ve bunları günün şartları dairesinde yorumlamaktadır. Haliyle, psikoloji ilmi kişisel hastalara kişisel çözüm bulmaya gayret etmektedir, fakat mezkûr hastalık, ferdi olmaktan çıkmış ictimâî bir yapıya dönüşmüştür. Toplumun umumiyetinde bu marazın artması, doğrulara illet yaftasının vurulmasına, karga iken kendini kartal zanneden ve öyle ifade edenlere ise, muteber payesi verilmesine sebebiyet verir. Neredeyse bu ahvalin örnekleri, yarı yarıya toplumda kendini izhar etmeye başlamıştır. Bakınız etrafınıza, özellikle devlet dairelerinde, yılanlar ejderha, tilkiler aslan ve kargalar kartal konumuna yerleşmiştir. Liyakat dediğimiz mefhum, en acılı ve sancılı günlerini çekmektedir. Çünkü ahlaksızlığını ahlak nutuklarıyla, inançsızlığını ayetlerle ve samimiyetsizliğini yalancı tebessümle gizleyenler, imparatorluk dönemini yaşamaktadır. </span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Değerler nizamı, bir toplumun can damarıdır. Toplum bu kıymetler etrafında haleler oluşturduğunda, mütekâmil şahsiyetlerini çoğaltabilir. Bunlardan uzaklaşmanın sonu ise, yıkımdır. Fakat şu günlerde üçüncü halin varolduğu gözlemlenmektedir. Bedenen bu değerler nizamının etrafında gözüküp, ruhen ve kalben başka yolların yolcusu olanların istilasıyla karşı karşıyayız. Ahlak büzüşmüş, gelenek dışlanmış ve vicdanın kolları kesilmiş bir şekilde, uçuruma sürüklenmekteyiz. Çünkü hâlihazırda, ahlakın, geleneğin ve vicdanın otoritesi, kurnazlığın idaresi altındadır. Gözü açıklık bu zümre için büyük bir yetenek ve üstünlük alâmeti sayılmaktadır. İş hayatında, akrabalık ilişkilerinde, trafikte, yolda vesair her yerde ve her anda, benliğin köklerini besleyen sarsıcı ve uyuşturucu zihniyetin büyüsü, tahmin edemeyeceğimiz kişilerin bünyesine yerleşmekte ve zincirleme bir şekilde yayılmaya devam etmektedir. </span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Kendini olduğundan başka bir şekilde görmek ve buna insanları inandırmak için türlü yollara başvurmak, inanç, ahlak ve karakter zayıflığından kaynaklanmaktadır. Bu karakterlerin varlığından çok, toplumun eğri ile doğruyu ayırma idrakinin merhalesi, daha önemlidir. Hakikat çizgisinden ödün vermeyenlerin, toplumun nezdinde yerlerinin ne olduğuna bakmak lazım gelir. Şayet bu terazide bir şaşma varsa, büyük bir sorunla karşı karşıyayız demektir. Filhakika bu zorlu mesele, her geçen gün daha büyük hengâmeye dönüşmektedir. Çünkü şu an itibariyle toplumda <em>“yalanın dostu, gerçeğin düşmanı çoğalmakta”<a href="#_ftn1" name="_ftnref1" title=""><strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">[1]</span></span></strong></a></em> ve bu yüzden, fertlerin birbirine itimadı kaybolmaktadır. Çünkü etrafımız, her sözünde satranç hamlelerini hesaplayıp, günün sonunda ruhtan, marifetten ve muhabbetten bahsedenlerle dolmaktadır.</span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Küçük menfaatlerin ve küçük dünyaların insanları da, küçük olur. Fakat küçüklük kompleksinden kurtulmak için kendini dev aynasında görme ihtiyacı hâsıl olur. O vakit kendinde olmayanı pazarlamaya tevessül edilir. Ancak bu tabakanın kendine faydası olmadığı gibi, topluma da hizmet namına bir eseri yoktur. Anadolu tabiriyle lafın kabadayılığını yapar. Kalbinde kurnazlığın gökdelenini inşa edenler, dillerinde kalbin tasfiyesi ve nefsin tezkiyesini vird etmektedir. Bilge dedemde bu tiplere derdi ki; <em>“konuşurken Hz Ali, iş yaparken Hıdır emmi…”</em> </span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Bu zümre, her ne kadar lafla hakikatin müntesibi gözükse de, hakikatin özü başka türlüdür. Aslolan icraattır. Çünkü <em>“cenaze namazını uzaktan seyredenler, imanları ne kadar sağlam olursa olsun, cemaatin yabancısı olurlar.”<a href="#_ftn2" name="_ftnref2" title=""><strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">[2]</span></span></strong></a></em> Bayağılar, aleladeler ve günahkârların ortak özelliği, ölümü akıllarına getirmeden var güçleriyle dünyaya sarılmaktır. Sadece dünyaya dayananların sonu ise, birkaç metre bez, birkaç kürek toprak ve maalesef arkasından söylenen sayısız hayıflanma, inkisar ve ilençler…</span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Anadolu kültürünün en bariz özelliklerinden biri de, temsil kabiliyetinin ziyade olmasıdır. İşte bu kültürün mayalanmasında önemli katkıları olan Mevlana’nın mesnevisinde, söz konusu kişilerin durumlarını anlatan güzel bir hikâye: <em>Bir eşek yağmurlu bir günde yürürken, ayağını bastığı yerde çukurlar oluşmaktadır. Yağan yağmur neticesinde atın ayaklarının bastığı yerlerde oluşan çukura yağmur suları birikmektedir. Bir müddet sonra yağmur kesilince eşeğin ayak izleriyle oluşan çukurlardan birinde biriken suya, esen rüzgârdan gelen bir küçücük çöp düşer. Çöp, rüzgârın esintisiyle su birikintisi üzerinde sağa sola dalgalanırken bir sinek gelir ve bu çöpün üzerine konar. Mevlânâ merhum burada sineği konuşturarak sineğin şöyle söylediğini anlatır: “Çöpün üzerinde bulunduğum bu su, büyük bir umman, bir okyanus… Bu üzerinde durduğum çöp, bu okyanus içerisinde yüzen büyük bir gemi… Ben ise bu büyük geminin kaptanıyım.”<a href="#_ftn3" name="_ftnref3" title=""><strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">[3]</span></span></strong></a></em> Çöpün üzerinde durup, küçücük istidadıyla kendini kaptan zanneden bu sınıf insanların hakikat aynasındaki halleri, pek hazin ve pek ürkütücüdür. Adamlıktan nasibini almadığı halde, her yerde insan-ı kâmil edasıyla caka satan bu nâdanlar yüzünden üstümüze ihtiyarlık çökmekte. Bunlara delikanlıca tavır göstermek iktiza eder. Yoksa hem kişisel, hem de toplumsal hastalığın taşıyıcısı olunur. Cühela kesimi ile hemhal olmak değil, mesafe koymak lazım gelir. Çünkü çamur taşıyanla refikliğin sonu çamura bulaşmaktır. Meramımızı Âşık Ömer, ziyadesiyle ifade etmiştir:</span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><em><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">“Câhil ü nâdân ile ger edersen ülfeti </span></span></em></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><em><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Yâ elinden, yâ dilinden bir zarar eksik değil”</span></span></em></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Bu sebepten dolayı, zikrolunan güruhu tanımak elzemdir, bunlara karşı sebat etmek daha elzemdir. Mücadelenin metodu ise, özden ıraklaşmamaktır. Tıpkı Merhum Akif’in dediği gibi;</span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><em><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">“İhtiyar amcanı, dinler misin, oğlum, Nevruz?</span></span></em></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><em><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Ne büyük söyle, ne çok söyle; yiğit işde gerek.</span></span></em></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><em><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Lâfı bol, karnı geniş soyları taklîd etme;</span></span></em></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><em><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Sözü sağlam, özü sağlam adam ol, ırkına çek.”</span></span></em></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<div>
<hr />
<div id="ftn1">
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:10pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><a href="#_ftnref1" name="_ftn1" title=""><span style="font-size:10.0pt"><span style="font-family:"Calibri","sans-serif"">[1]</span></span></a> La edri</span></span></p>
</div>
<div id="ftn2">
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:10pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><a href="#_ftnref2" name="_ftn2" title=""><span style="font-size:10.0pt"><span style="font-family:"Calibri","sans-serif"">[2]</span></span></a> Erol Güngör, Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik, Yer-Su Yayınları, Aralık 2019, 1. Baskı, s 41,</span></span></p>
</div>
<div id="ftn3">
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:10pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><a href="#_ftnref3" name="_ftn3" title=""><span style="font-size:10.0pt"><span style="font-family:"Calibri","sans-serif"">[3]</span></span></a> Burhan İşleyen, Bizi Kim Beğenecek, DİB Yayınları, 3. Baskı 2021, s 23,</span></span></p>
</div>
</div>
YAZARIN DİĞER YAZILARI
-
Yüz Yıllık Sabitemiz: Metodsuzluk
07-03-2022
-
Kim Bulacak Bu Sırrı
28-02-2022
-
Kendimize Benzemeyen Kendimiz
21-02-2022
-
Yapay Doğallık
14-02-2022
-
Bizim Zamanın Yanılgıları
22-01-2022
-
Türkçenin Veçheleri 2
14-01-2022
-
Türkçenin Veçheleri 1
16-12-2021
-
Vahşi Düzenin Kitapları
09-12-2021
-
Şiir ve Zaman
02-12-2021
-
Gerçekleri Konuşmayın
12-11-2021
-
Şartlı Eğitim
04-11-2021
-
Demeyeyim Demeyeyim Diyorum Ama…
20-10-2021
-
Vazgeçilmez Kötümüz
15-10-2021
-
Çöplerin Kaptanları
08-10-2021
-
Yıkılan Şehirler (Kültür ve Medeniyet Notları)
23-09-2021
-
Bir Koltukta İki Karpuz
08-09-2021
-
Vakt-i Cesaret
25-08-2021
-
Komşuda Pişmiyor, Bize De Düşmüyor
29-07-2021
-
Enderun’dan Gaybûbete
10-07-2021
-
CAN ÇEKİŞEN MAÂRİF
03-07-2021
-
Köstebekgiller
17-06-2021
-
Ruhu Çırpılmış Şehirler
10-06-2021
-
İlmin Meydanında Yoksul Müslüman
02-06-2021
-
Aşkın Civarındayız
26-05-2021
-
Timsalin Tılsımı
19-05-2021
-
Tenâkuz Boşluğundaki Ölüm
17-05-2021
-
İçime Seyahat: Karmaşa
07-05-2021
-
Numarasız Gözlük
28-04-2021
-
Döneğe Kapılmak
21-04-2021
-
Ağustos Böceği
15-04-2021
-
Yeni Bir Gün Seçeneği
08-04-2021
-
Bu Memleketten Çok Şey Olur
31-03-2021
-
Hayatımız Mesela
24-03-2021
-
Kaosun İstikrarı
20-03-2021
-
Görünen Köy Kılavuz İster
10-03-2021
-
Demokratik Savaş Tohumları
03-03-2021
-
Fikri Cemre
25-02-2021
-
Ağlamanın Biçimi
15-02-2021
-
İçimizdekilerin Anatomisi
09-02-2021
-
Tamahın Zindanı
01-02-2021
-
Terk Eden Kurtulur Ya Da Boğulur
25-01-2021
-
Hissi Cemre
13-01-2021
-
El Ne Der
07-01-2021
-
Güçlüler ve Haklılar
31-12-2020
-
Mihenk Taşı
23-12-2020
-
Bilimsel Satılıklar
09-12-2020
-
Kalıplara İsyan
05-11-2020
-
Kavgacı Türkler
21-10-2020
-
Tezat Yumağı
15-10-2020
-
Sinemizdeki İltihap
08-10-2020
-
Misket
30-09-2020
-
Milli Muhalefet
24-08-2020
-
Fırsatçı Soytarılar
04-06-2020
-
Türkün Ruh Kökü
29-05-2020
-
Nasipsizler
15-05-2020
-
Kuşlar Yuvada, Atlar Ahırda, İnsanlık Nerde
06-05-2020
-
Üçüncü Haçlı Seferleri: Cumhuriyet Öncesi
27-04-2020
-
Gayrı Milli Muhalefet
06-04-2020
-
Delilerin İtibarı
26-03-2020
-
İslamın Müslümanları
18-03-2020
-
Tarih Dersleri
11-03-2020
-
İspatlı Yalan
28-02-2020
-
Teşekkür Borcu
19-02-2020
-
İnan Dost
13-02-2020
-
Neler Oluyor Burada
06-02-2020
-
Devlet
30-01-2020
-
Beyaz Enteller
23-01-2020
-
Sözün İstikameti
15-01-2020
-
Gafletli Şuur
01-01-2020
-
Yakın Gözlüğü
30-12-2019
-
Bir İkiden Büyüktür
14-12-2019
-
Allah, İnsan, Hata Ve Af
29-11-2019
-
Turan Ülküsünün Girizgâhı
20-11-2019
-
Tedbir ve Korkaklık
02-11-2019
-
Dikenler ve Güller
19-10-2019
-
Banane Amerikadan
11-10-2019
-
Endamsız Salgın
04-10-2019
-
Pasta Yoksa Birbirimizi Yiyelim
27-09-2019
-
Ahh Ah!..
13-09-2019
-
Sadece Seyrediyoruz -2-
07-09-2019
-
Sadece Seyrediyoruz
06-09-2019
-
Kurumsal Dedikodu
30-08-2019
-
Şaplakçılar
08-08-2019
-
YOBAZ BAYKUŞLAR
18-07-2019
-
HAYALLERİMİZ ÇÜRÜYOR
12-07-2019
-
Yetişkinler Nereye Gidiyor
04-07-2019
-
Neden Böyle Oldu Furyası
27-06-2019
-
Müslüman Saati -2-
20-06-2019
-
Müslüman Saati
19-06-2019
-
Olmayan Ülkenin Pastacıları -2-
13-06-2019
-
Olmayan Ülkenin Pastacıları
12-06-2019
-
Ömerler Hıdır Oldu
30-05-2019
-
Dünya Vatandaşlığı -2-
25-05-2019
-
Dünya Vatandaşlığı
24-05-2019
-
Estetiğin Köy Hali
17-05-2019
-
Kutuplaşacağız
10-05-2019
-
Sağım Solum
02-05-2019
-
Köhne Aydınlar
25-04-2019
-
Zaman, Mekân ve İnsan
17-04-2019
-
Safları Sık Tutalım
03-04-2019
-
Kilisenin Masum (!) Çocukları (2)
29-03-2019
-
Kilisenin Masum (!) Çocukları
28-03-2019
-
Yok Oluşun Başlangıcı
22-03-2019
-
Akıl Düzeni
15-03-2019
-
Millet Şahsiyeti
28-02-2019
-
Değerlerimiz
20-02-2019
-
Adi-L-Tablolar
15-02-2019
-
Vazife Bozgunu
07-02-2019
-
Muhalefet Ahlakı
30-01-2019
-
Şiir ve Zaman
23-01-2019
-
Milli Beka: Suriyeli Göçmenler -2-
18-01-2019
-
Milli Beka: Suriyeli Göçmenler -1-
17-01-2019
-
Milli Beka: Suriye´de ABD, PKK ve İsrail Üçgeni
09-01-2019
-
Huzursuz Beyinler
03-01-2019
-
Kitapsız Okurlar
26-12-2018
-
Sanat
19-12-2018
-
Kucağa Oturup Sakal Yolanlar
12-12-2018
-
Sükût ve Esrarı Tüm Devirler?
05-12-2018
-
Dostluk Üzerine
28-11-2018
-
Şucular ve Bucular
21-11-2018
-
Varlığın Yok Hali
14-11-2018
-
Kadın Mühim, Aile Ehemdir
07-11-2018
-
İctimai Sulhun Ehemmiyeti
31-10-2018
-
Türklük, Irk Mı Millet Mi?
24-10-2018
-
Taner Abi Yazdıkların Doğrudur
17-10-2018
-
Işıldayan Dönekler
10-10-2018
-
Tıyniyet ve Mücadele
03-10-2018
-
Gençler Biraz Daha Gayret
26-09-2018
-
Menfaatin Yolu Düzdür
19-09-2018
-
Yönetemeyenler
12-09-2018
-
Moda: Teşhircilik ve Yokoluş
05-09-2018
-
Kendinden Büyük Tek Ülke: Türkiye
25-08-2018
-
Sadakat Mi Sefil Kölelik Mi?
15-08-2018
-
Acillerin Dünyası
01-08-2018
-
Haritanın Ufku
25-07-2018
-
Çirkinler ve Artistler
18-07-2018
-
SES GETİREN ÖLÜMLER 1
11-07-2018
-
ZAMANA KARŞI 1
04-07-2018
-
TEK İNANIŞ
27-06-2018
-
KİFAYETSİZLER VE MUSALLA
20-06-2018
-
DAVA ERLERİ
13-06-2018
-
MAHSUN VATAN DOĞU TÜRKİSTAN
06-06-2018
-
ENDÜLÜS
30-05-2018
-
ZÜBÜK KARDEŞLİĞİ
23-05-2018
-
YEDİ NEFES, BİR AYASOFYA
16-05-2018
-
DANSÖZLER VE OYNAŞLARI
09-05-2018
-
VARSAYIM KÖLELERİ
02-05-2018
-
KİTAPLAR VE MABEDLERİ
25-04-2018
-
HATT-I MÜDAFAA YOKTUR, SATH-I KARDEŞLİK VARDIR?
17-04-2018
-
EMEKSİZLERİN GENÇLİĞİ
11-04-2018
-
EĞRİLER ÜLKESİNİN MÜTEŞABİH DOĞRULARI
04-04-2018
-
NAZARLAR VE KURUMLAR (ÜNİVERSİTE)
28-03-2018
-
BEDELSİZ HASLET EDEB
27-03-2018