?>

DENETİM DENETİM DENETİM

Orhan Arslan

12 ay önce

Son  dönemde  Ülkemizde  yaşanan bazı  olaylara bakınca, bu Ülkede  denetimin yeteri kadar  yapılamadığına karar veriyorsunuz. Kaçakçılığın her  türlüsünü, vergi  kaçırmanın envayı çeşidini, her alandaki Devletin denetim mekanizmalarından kurtulma  çabalarını hayretle izliyoruz.  BUNA BİR  DE   MARKETLER    ZİNCİRLERİNİN    VURDUM    DUYMAZ    DAVRANIŞLARI    EKLENMEKTEDİR. Piyasayı  ellerinde  oynatmaya  çalışıyorlar. Fahiş fiyatlarla satılan bazı ürünler, talep olmayınca fiyat olarak nerelere inmektedirler. Satıcı her anlamda kazandığına göre, tüketicinin nasıl aldatıldığı gerçeği ortaya çıkmaktadır. Bunları yapanlar Bu Ülkenin  insanlardır. Yeri geldiği zaman memleketimin her türlü nimetinden yararlanmaktadırlar. Başları sıkışınca Polisten yardım isterler. Hasta haneye gidip sağlık hizmeti isterler. Hatta yetersiz diye şikayet ederler. Yolun en güzeline, hizmetin en lüksüne taliptirler. İstekleri hiç bitmez. Bir aksaklık olunca en çok onların sesi çıkar. Amma iş Devlete her alanda düzgün vergi  vermeye gelince, en çok kaçıran onlardır. Böyle  insanlar  bütün bunları elde etmek için Devletin daha güçlü gelirleri olması gerektiğini  bilmekten aciz değildirler. Amma, iş Devlete vergi  vermeye  gelince bütün üç kağıtçılıkları ile, vergiden kaçmanın yolunu ararlar. Denetimlerden kaçarlar. Amaç, ceplerinden biraz daha Devlete yardım etmeleridir. Olur mu? Olmaz... O nedenle  şeytanın aklına gelemeyen oyunlarla havadan para kazanmanın derdine  düşerler... Olmadı Devlet ile alay edercesine lüksün zirvesini yaşarlar... Bütün bunların altında yatan en büyük eksiğimiz, her alanı yeteri kadar denetliyor olmayışımızdır. Bakın ikinci el araba piyasası nasıl geriledi. Neden çünkü birinci el arabalar  sıkı denetimler sayesinde piyasaya çıktı. Hatta satılan araba sayısı bir  milyona dayandı. Hani Ülke insanı fakirdi, açtı... Elbette geçim sıkıntısı olan vatandaşlarımız var. Onların farkındayız. Ancak her türlü nimetten yararlanıp, açız diye  bağıran bir kitlenin  olduğunun da  farkındayız... Çıkarılan her yasanın; Devlet adına, mutlak denetleyici olmak zorundadır. Bizim en çok yaptığımız yanlış budur. Denetleyicilik sistemini, her alanda bir türlü hayata geçiremedik. Biz biliyoruz ki; yine konulan kanunları, uygulayacak olan insanlar, keyfi uygulamalarla olumsuzlukların yollarını açmaktadırlar. Örneğin; görevi ihmal, rüşvet, keyfi uygulama, farklı ve yanlı davranma, adaletten ve hukuktan ayrılma, gibi yapılan yanlışlıklar, yetki ve sınırlarının dışına çıkma, gibi onlarca kusurlu hareket; bu yasaları uygulamakla görevli olan memurlar tarafından yapılmaktadır. Terör yasalarının uygulamasın da bu farklılıkların olmaması gerekir. Yasalar ve yetkiler, anlaşılabilir, net, şeffaf, şekilde açıklanmış, hükümler olmalıdır. Kısacası, her okuyan kendi anladığı şekilde, yorum yapmamalıdır. Yasa düzenleyicilerin, özellikle terör örgütü ile mücadele konusundaki, maddeleri açık, net, anlaşılır şekilde tanımlamaları gerekir. Yetki meselesi de bu kapsamda ele alınmalıdır. Görevi kasıtlı ihmal eden memur; eğer kasıt ve ihanet var ise; gereken cezayı en ağır şekilde çekmelidir. Aynı şekilde tüm yasa metinleri açık, net ve anlaşılır olmalıdır. Asla yoruma açık muğlak ifadeler olmamalıdır. Yapılan uygulamalara baktığımız zaman; Bazen, Bu anlamda, kendilerine sorumluluk verilen devlet memurları yasalara rağmen, keyfi uygulamalar yapmaktadırlar. Yani, yasaları hiçe saymaktadır. Bu durum, yasaları uygulayacak insanların yeteri kadar, denetlenmediğinin en güzel delilidir. Yasaların gereğini yapmak yerine; birilerinin uşaklığını yapan, görevini yanlış amaçlar için kullanan, memurlara da gereken cezanın verilmesi gerekmektedir. Bu olaylar gösterdi ki; memurların denetimini yapan yasalar da ya yetersiz yahut yeterli denetim yapılamamaktadır. Aynı şey; yürüyüş yapma, protesto yapma, demokratik hak arama, için yapılan eylemler, açısından da geçerlidir. Bu eylemler, sıkı denetlenmelidir. Bu eylemleri kullanarak, yakan, yıkan, ortalığı karıştıran, adeta terör estiren insanların da en kısa zamanda yakalanması ve yeterli cezaların verilmesi şarttır. Yani miting yapıp, yasalar içerisinde hak arayan insanlar, hak arama eylemlerini terör eylemine dönüştüren insanlar, kesinlikle ayırt edilmelidir. Temiz düşüncelere sahip insanla, kötü niyetli insanlar karıştırılmamalıdır. Son zamanlardaki maddi açıdan yaşanan bedavadan para kazanma olayları, skandala dönüşmüştür. Alınan ifadeler, yaşanan olaylar, insanın aklını zora sokmaktadır. Bu işler bu kadar aleni ve açıktan mı yapılıyor? SORUSU AKLIMIZA GELMEKTEDİR. ÜLKEDE MİLYONLARCA İNSAN ALIN TERİNİN hakkı ile kazandığı para ile geçinme derdindedir. BU SIKINTILARI  YAŞARKEN  BU  TÜR OLAYLARIN YAŞANMASI, BİR NEVİ DEVLETİMİZİN  yıpranmasına neden olmaktadır. Temennimiz bu tür olayların en kısa zamanda sona ermesidir. Devletin hayatın her alanında çok sıkı tedbirler alarak, çok sıkı denetim yapması beklentimizdir. Bu Ülkenin sırtına yapışmış olan kenelerden asalaklardan kurtulmak lazım. Vatansever insanlarımızın beklentisi budur. Devletin aciz duruma  düşürülme çabası   kabul edilmez...  
YAZARIN DİĞER YAZILARI