Hani herkes soruyor ya; malum şu Tekel bayisinde işlenen cinayet için; bu ne soğukkanlılık, bu nasıl bir pervasızlık diye. Kendini güçlü hisseden soğukkanlı, şımarık ve küstah ise pervasız olur. Başında şişe kırarak bayılttıkları gencecik çocuğa kurşun sıkacak kadar soğukkanlı, yani o kadar güçlüler. Güçlüler çünkü; kendileri 3 cana kıysalar da kendi canları devlet garantisinde. Zaten hemen kollarını açarak, çoktan himayesine aldı bile gözü dönmüş katilleri. Yarın bir af maf, çıkarlar zaten. Hapisten hiç çıkmasalar bile, bu Dünyadan kendi ecelleriyle gidene kadar, canları da garanti altında, geçimleri de. Aslan devletim benim! Bir katilin anası ağlamasın diye, binlerce masumun ahu figanını göklere çıkaran Devletim!!! "Bana bak Avukat şunu unutma" demişti, 13 kişinin canına kıyan bir katil "Jandarmanın götürdüğü bir gün mutlaka döner. İmamın götürdüğü asla." Bütün katilleri şımarık, pervasız ve soğukkanlı yapan sır, işte bu cümlede gizli. Onları sarıp sarmalayan, alıp besleyen, koruyup gözeten devletleri var çünkü. Hem de yanı başlarında. Devleti kendine bu kadar yakın hisseden var mı aranızda dostlar. 55 yaşındayım. Son 34 yıldır da vergi veriyorum. Bu yaşıma kadar tek kuruş almadım devletimden, hep verdim. Tüm bunlara rağmen devleti hiç yanımda hissetmedim. Hiç yakınımda olmadı. Hem; Muhsin YAZICIOĞLU gibi eşsiz bir yiğidin bile yanında olmayıp, dağ başında buz kestiren devlet; seni, beni, bizi netsin değil mi... Katiller için var olsun devlet onlara, Zalimler için yaşasın cehennem, bize kaldı...