?>

DÜŞÜNÜYORUM, ÖYLEYSE VARIM

8 yıl önce

Kendimizi ne kadar tanıyoruz? Kendimizi ne kadar biliyoruz? Ya da daha doğrusu bildiğimiz şeyleri ne kadar biliyoruz? İnsan kendisini tanır mı demeyin. Evet, aslında insan en başta kendini tanımalı. Kendini tanımayan insan aslında hiçbir şeyi tanımıyor demektir. Hak Teâlâ insanoğlunu yaratırken, yarattığı diğer tüm varlıklardan farklı olarak düşünebilme yetisini insanoğluna bahşetmiştir. Peki, biz ne kadar düşünüyoruz? Aslında muhteşem bir paradoksun içindeyiz. Bildiğimiz sandığımız şeyleri gerçekte bilmiyorsak? Hayatımızda düşündüğümüz şeyler arasında önceliklerimiz neler? Sorular arttıkça, zihin karmaşasının hat safhaya çıktığının farkındayım. Ancak hayatı, yaşamı, evreni, en başta da kendimizi bir çerçeveye sığdırmamak gerekir. Aslında hepimiz dünyanın kendi etrafımızda döndüğünü düşünürüz. İstesekte istemesekte bunu düşünürüz. Belki düşündüğümüzün farkında olmayız ama düşünürüz. Peki biz bu evrende ne kadar varız? Yaptıklarımız kadar mı varız yoksa düşündüğümüz kadar mı? Ya da sadece bedenen mi varız? Evrende bir şeyleri değiştirebileceğimizi hiç düşündük mü? Koskoca evrende bir başıma neleri değiştirebilirim diye dememek lazım tabi. Bir taşın yerini değiştirseniz bile bir değişime neden olmuşsunuz demektir. Bir şeyleri değiştirmek aslında bu kadar basit. Her şey zihinde ve düşüncede başlayıp biter. Peki, daha köklü değişimler yapmak isteyenler ne yapacak? İşte onlar da kendilerini tanıyarak başlamalı işe. Kendini tanıyan insan üreten insandır. İlla madde üretmek gerekmez. Somut bir nesne üretmeye de gerek yok. İnsanoğlunun üretmesi gereken şey fikir ve düşüncedir. Yaşadığımız zaman dilimi insanoğlunun üretimden en uzak kaldığı dönem zannımca. Gerçektende ciddi anlamda tüketim çağında, çılgınca tüketiyoruz. Hem fikirleri tüketiyoruz hem de somut nesneleri. Tüketilen somut maddeleri yeniden üretmek mümkünken, tüketilen fikirleri yeniden üretmek imkansızın eşiğinde. Biz sadece kopyayız. Birilerinin, bir takım düşüncelerin, aslında bizim olmayan her şeyin kopyasıyız. İşte insan bu yüzden en başta kendini tanımalı. Kendini tanımayan insan bir siluettir. İnsan bir şeylere inanabilir, bir şeylerin peşinden gidebilir elbette. Ancak gittiğimiz yolda biz ne kadar varız? Ya da o inandığımız, yücelttiğimiz değerlere bizim kattıklarımız neler? Eğer bir şey katamıyorsak ?ki katamadığımız kanaatindeyim- bir paradoksun içinde değil miyiz? İnandıklarımızla düşündüklerimiz, yaptıklarımızla değerlerimiz çatışmaz mı? Eğer bunlar örtüşmüyorsa bir sorun var demektir. Peki, sorun nerede? İnandığımız değerlerde mi yoksa bizde mi? Üzerine düşünülmesi gereken o kadar çok şey var ki... En başta da kendimizle ilgili düşünmemiz ve sorgulamamız gereken şeyler. İnsan bende bu evrende varım diyorsa yola bir an önce çıkmalı. Birilerinin silueti mi olacağız yoksa kendimiz mi?
YAZARIN DİĞER YAZILARI