?>

EĞİTİMDE NİÇİN BAŞARILI OLAMIYORUZ-2

Muzaffer Karadağ

8 yıl önce

Kaliteli eğitim; kaliteli öğretmenle sağlanır. ?´HİÇBİR ÜLKENİN EĞİTİM KALİTESİ, ÖĞRETMEN KALİTESİNİ AŞAMAZ.´´ Bütün gelişmiş ülkelerde eğitimin ana merkezinde öğretmen vardır. Çözüm yine yanlış yerlerde aranıyor. Eğitimde kaliteyi artırmanın ilk adımı nitelikli öğretmen yetiştirmek ve öğretmene hak ettiği değeri vermektir. Eğitim planlamalarının merkezine öğretmen oturtulmalıdır. Başarısızlığın sebeplerden birincisi kesinle öğretmenlerin ihmal edilmesidir. ?´OECD´nin söylediği en önemli şey, başarılı ülkelerin öğretmen niteliğine çok önem verdiği. Türkiye´nin eğitimde en zayıf karnı öğretmen niteliği ve öğretmeni güçlendirmeye hiç önem vermemesi, öğretmenlerin maddi ve manevi olarak ihmal edilmesidir.´´ Bizde bir öğretmenin milli gelirden aldığı pay çok düşüktür. Eğitimde devlet politikası oluşturamadık. Hükümetten hükümete, bakandan bakana değişen eğitim politikalarını uyguladık. Eğitimi yap-boz tahtasına döndürdük. Sürekli değişiklikten milletimiz usandı, bıktı. Milli gelirle eğitim arasına doğru bir oran vardır. Almanya ve Japonya, G. Kore´de milli gelir 30 bin doları aşmıştır. PISA birincileri matematikte her bir net başarı için yüz dolar harcarlarken Türkiye yedi dolar harcamaktadır. Durum giderek bozulan gelir dağılımı ile açıklanabilir. Ancak sorun geniş ölçüde eğitim yatırımlarının ve eğitim yönetiminin niteliği ile ilgili görünmektedir. MEB, PISA sonuçlarını değerlendirirken ; ?´Eğitime ayrılan bütçeyle ancak bu kadar oluyor. Eğitim bütçemiz yetersiz. Eğitime ayrılan bütçeyi artırmamız gerekir´´ dedi. 25 milyon öğrencimizle artan derslik, tablet sayılarına ulaştık ama Eğitimin ruhunu kaybettik. Araştıran, soran, sorgulayan, okuyan, üreten bir zihniyetten ziyade tüketen, tüketimle mutlu olan nesiller yetiştirdik. Çağdaş medeniyet iki dal üzerinde durur: Filoloji ve matematik. Bu iki dalda iyi eğitim veremezsek üniversitelere hazırlıksız insan gelir. Hele üniversiteleri bir siyasi dergâh haline dönüştürürseniz çok vahim neticeler elde edersiniz. Kurucusunun geometri kitabı yazıp terimleriyle ilgilendiği, tanınmış matematikçiler çıkaran bir milletin çocukları bugün matematikten kötü not alıyorsa kimleri mahkemeye vermek lazım. Şimdi önem verilen matematik, fen liselerinden ziyade imam hatip liseleri. ?´Yazılım, kodlama, algoritma çağındayız. Bilgi, akıl ekonominin dinamosu. Fen liselerini çoğaltıp zekamızı keşfetmedikçe kalkınıp, güçlenmemiz imkansız.´´ YÖK lisansüstü ve doktora kontenjanlarında matematik ve fen bilimlerinden çok ilahiyatlara yer vermektedir. Bilim ve teknoloji çağını bu mantıkla yakalamamız mümkün değil. Öğrencilerimize yeterli estetik, sanat eğitimi veremedik. Bunun sonucunda öğrencilerimiz stresli nesiller oldular. Müzik, resim, tiyatro gibi sanat dallarından uzak kalan öğrenciler gergin oldular. Bağlama, ney, ud, ebru kurslarına katılan öğrencilerin ruh eğitimleri tamamlanır, öğrencilerin beyinleri de dinlenir ve başarıları artar. Spor yapacak zaman ve mekanı, ortamı oluşturamadık. Spor yapmadan uzak öğrencilerde depresyon arttı. Spor yapan öğrencinin beyni dinlenir. Fen liseleri öğretmenleri sınavla seçilerek alınırken bundan vazgeçildi. Kariyerli, başarılı öğretmenlerin önü kesildi, fen liselerine gitmeleri zorlaştı. İHL orta kısmını açarken meslek liselerinin orta kısmını neden açmıyoruz? Meslek lisesine gelen çocuklar kas gelişimini tamamladığı için tornavida tutamaz hale geliyor. Yine Anadolu liselerinin orta kısmını neden açmıyoruz? Geçmişte Anadolu liselerinin başarılarının en önemli nedenlerinden birisi orta kısımlarının olmasıydı. Liyakat ve kariyer ölçütlerini terk ettik. Meziyetsizlik meziyet oldu, merkezde ve taşrada eğitimi yönetenlerin tamamı liyakatten uzak, sendika üyeliğine göre atandı. ?´Ülkeler kılıçla alınır, liyakat ve adaletle korunur.´´ Liyakat ve adaletle emanetleri ehline vererek milli birliğimizi koruyup, matematik ve fen bilimlerine önem vererek, bilim ve teknolojiyi yakalarsak, eğitimde devlet politikası oluşturursak gelecek bin yılda da burada oluruz.
YAZARIN DİĞER YAZILARI