?>
Estetiğin Köy Hali
Dünyanın genel anlamda kaybettiği estetik nazar ve medeniyet anlayışı maalesef ülkemizde de ucube zihniyet, fikriyat, inşa ve icraatlarda kendini ziyadesiyle göstermektedir. Çivisi çıkmış arzın sallanan ayaklarında zaten sağlam durabilmek, ayrı bir maharet konusu. Ancak yine de tamamen bir yokoluş içerisinde değiliz. En azından estetik bir nazarın varlığından bahseden ve ona geçicide olsa hak veren bir kesim bulunmaktadır. Bu kişilerin çoğalması ve icraata dökülmesi, kum saatinin tersine dönmesi anlamına gelir ki, işte o zaman dünyanın bu soğuk ve acımasız kışına cemre düşmüş demektir.
Uzun zamandır medeniyet tasavvuru ve estetik bakış açısı ile alakalı yazılar, düşünceler ve projeleri incelemekteyim. Her birinin kendi içinde kıymeti ve özgül ağırlığı var elbette. Doğal olarak herkes kendi dünyasının bir yansımasını yazmakta ve icra etmektedir. Kimi estetiği modernleşmenin bir parçası görürken, kimi de daha geleneksel bir bakışın muhafaza edilmesini savunmaktadır. Kimisi bir meslek üzerinden değerlendirirken, kimi de daha küçük toplumsal hayatın içindeki bazı ahval dâhilinde aranması gerektiğini iddia etmektedir. Hepsinin doğru yanları olduğu gibi, doğal olarak eksik tarafı da bulunmaktadır. Eksikliğin ana maddesi ise hayatın bir bütün olduğunun farkına varılamaması veyahut farkına varılsa bile insanların konumlarının dünyanın merkezi olduğu düşüncesinden sıyrılamamasından ileri gelmektedir. İşte tamda burada umumi bir bakış açısı olmayınca, tefekkür ehlinin yazıları ve çizileri birçok hususu atlamaktadır. Bunların başında ise ülkemizin ve dünyanın değişmez gerçeği köyler yer almaktadır. Köyden estetik olur mu demeyin, sizlerde bazı sözümona şehirli olmanın faşistliğini yaşayanlar gibi yanılırsınız. Allah (cc) bir böceği yaratırken bile hem dış görünüş, hem de üreme ve beslenme konusunda muazzam özelliklerle donatmışken, sonsuz tasarım ve renk cümbüşü ile kelebekleri hemde kısa bir süreliğine tabiatın istifadesine sunmuşken bizim hayatın en önemli hususlarını teğet geçmemiz düşünülemez. O sebeple estetik algısı içerisinde köylerin de mühim bir yeri olduğuna işaret etmek istedim.
Elbette medeniyetin varolması ve devam etmesi şehirlerin omuzunda yükselmektedir. Zaten şehrin varlığı bir medeniyet nişanesidir. Lakin gözümüzü tek bir noktaya çevirip onun üzerinden bir değerlendirme yaptığımız zaman, sürdürülebilir bir sistematik ortadan kalkmaktadır. Yani şehrin gıda, sanayi, ticaret vb gibi birçok alanda altyapısı köylerin varlığından ileri gelmektedir. Şehrin şımarık zenginleri kahvaltıda portakal suyunu yudumlarken hiçbir vakit zihninde köy algısı oluşmamaktadır. Bilmem hangi manzaraya nazır bir yerde bir tomar para ödeyip bir tike et yiyen ve bunu da övünç meselesi yapanların aklından köyün nimetleri geçmemektedir. Filanca marka elbiseyi giymenin bir üstünlük olduğunu düşünen zavallı beyinlilerin pamuk eken köylülerle bir rabıta kurduğu vaki olmamıştır. Doğal beslenmenin faydalarını anlatan conconlara bu doğal besinlerin üretildiği yerde yaşarsan hayatının her alanı daha da doğallaşır dendiğinde, burun kıvıracakları su götürmez bir gerçektir. Zira onlar sadece önlerine gelenleri tüketmek ve afili cümlelerle havasını atmakla kendilerini konumlandırmışlardır. Hayatın içinde ne varsa bu örnekleri o denli çoğaltabiliriz, lakin meramımızı anlatma adına bunlar yeterlidir. Bu tabaka; şehirde doğup büyümüş veya köyden şehre göç etmiş, ama para kazanmış kişilerin aklını yitirmiş dünya sahnesinin ucuz yönüdür. Ne oldum deliliğinin Bu manasız bir eleştiriden çok malumun ilanının da bir tespitidir.
Birde köylerin maddi estetiğinden bahsetmek icap eder. Yani varlıklarının tabiiliği ve kendine has bir özgünlüğünden. Evlerin coğrafi şartlara göre taş, kerpiç veya ahşaptan olduğu, sokaklarının imar çizgilerinden çok nesilden nesile uzanan gönül yoluna benzediği, bazen bir yamaçta, bazen bir çukurda ve bazen de bir düzlükte hayata direnen sıradanlığın sıradışılığı içindeki bir hakikatin varlığı. Atıkların, hırsların, hengâmenin ve sürekli kazanma ve yükselme arzularının olmadığı veya en asgari olduğu köylerden bahsediyorum. Her birinin kendine has bir yapısının ve ictimai düzeninin olduğu, çoğunun hısım ve akraba ilişkileri içerisinde kâh sevinç kâh üzüntü, kâh kavgalarla geçen ama sevimli bir sosyolojik ortamdan bahsediyorum. Belki maddi ilmin olmadığı ama ilme hürmetin sonsuz olduğu, irfani bir mana, derin bir nüktedanlık ve yediden yetmişe her türlü insan manzarasının olduğu mekânlardan bahsediyorum.
Ancak şehrin yıkıcı fikriyatı köylerinde bekâretini kirletmeye başladı. Kimi iyi niyetli, kimi şehre özentiden kaynaklı, kimi de kendini ispat etme hayali ile köyleri yavaş yavaş şehrin çarpık yapılaşmasına benzetmeye başladı. Köylere; bazıları apartmana benzer yapılar inşa ederken, bazıları da desinler zehrine kapılıp villalar oturtmaya başladı. Şehirlerin bir mimari yapısı var deyip feryat edenler, köylerin bu bozulma sürecini görmediler bile. Şehirleri köylüler gelip bozdular diyenler, şehrin zehirleriyle köylerin bozulmasına bir kelime dahi etmediler. Kısır bir döngünün içinde eleştiri ile geçirdikleri ömürlerinde bir tespit yapıp düzeltmenin yolunu ve yöntemini göstermediler. Şehirleri kutsal mekânlar, şehirlileri de ( şehirliden kasıt orda doğup büyüyen olarak yorumlayanlar) kutsal şahsiyet olarak kabul edenler, başka mekânların ve insanların varlığını umursamadılar. Şehrin zenginleri fabrikalarını idame ettirmek için bir yandan köylerden ucuz işçi topladılar, bir yandan da köylülerin iş için gelip şehirleri bozduklarından dem vurdular. İmar ve iskândan bihaber olanlar gökdelenleri inşaa ederken, köyden gelen masum inşaat işçilerini çalıştırtırdılar ve (çoğunun da sosyal güvenlik hakkını vermeden) onlar vesilesiyle yükselen servetlerinin kendilerine verdiği statülerinin görücüye çıktığı dernek, lokal ve platformlarda yine bir köy çirkinlemesiyle köylülerin üzerlerine kustular.
Şimdi mevcut durumda birçok şehir estetik ve medeniyet anlamında kaybedilmişken bari köylerimizi kurtarmamız gerektiğini ısrarla söylüyorum. Bırakalım bari köylerimiz kerpiç evleri, doğal yaşamı, bilindik tabirleri ve tabiatıyla muhafaza edilsin. Elbette ki, gelişmişliğin nimetlerinden faydalanmak ve daha kolay ve medeni bir hayat yaşamak için köylerin değişmesi ve dönüşmesi gerekir. Köylerimize de altyapı, daha güzel yollar daha fazla aydınlatmalar vb gelmeli ve getirilmeli, ancak köyün ortasına havuzlu bir meydan hayal etmeye gerek yoktur. Apartmanlar dikmeye, şehrin özentili villalarını yapmaya ve köyün o masumluğunu kirletmeye gerek yoktur.
Bırakalım bari köylerimiz ve köylülerimiz şu kirli hayatta temiz kalmaya devam etsin?
YAZARIN DİĞER YAZILARI
-
Yüz Yıllık Sabitemiz: Metodsuzluk
07-03-2022
-
Kim Bulacak Bu Sırrı
28-02-2022
-
Kendimize Benzemeyen Kendimiz
21-02-2022
-
Yapay Doğallık
14-02-2022
-
Bizim Zamanın Yanılgıları
22-01-2022
-
Türkçenin Veçheleri 2
14-01-2022
-
Türkçenin Veçheleri 1
16-12-2021
-
Vahşi Düzenin Kitapları
09-12-2021
-
Şiir ve Zaman
02-12-2021
-
Gerçekleri Konuşmayın
12-11-2021
-
Şartlı Eğitim
04-11-2021
-
Demeyeyim Demeyeyim Diyorum Ama…
20-10-2021
-
Vazgeçilmez Kötümüz
15-10-2021
-
Çöplerin Kaptanları
08-10-2021
-
Yıkılan Şehirler (Kültür ve Medeniyet Notları)
23-09-2021
-
Bir Koltukta İki Karpuz
08-09-2021
-
Vakt-i Cesaret
25-08-2021
-
Komşuda Pişmiyor, Bize De Düşmüyor
29-07-2021
-
Enderun’dan Gaybûbete
10-07-2021
-
CAN ÇEKİŞEN MAÂRİF
03-07-2021
-
Köstebekgiller
17-06-2021
-
Ruhu Çırpılmış Şehirler
10-06-2021
-
İlmin Meydanında Yoksul Müslüman
02-06-2021
-
Aşkın Civarındayız
26-05-2021
-
Timsalin Tılsımı
19-05-2021
-
Tenâkuz Boşluğundaki Ölüm
17-05-2021
-
İçime Seyahat: Karmaşa
07-05-2021
-
Numarasız Gözlük
28-04-2021
-
Döneğe Kapılmak
21-04-2021
-
Ağustos Böceği
15-04-2021
-
Yeni Bir Gün Seçeneği
08-04-2021
-
Bu Memleketten Çok Şey Olur
31-03-2021
-
Hayatımız Mesela
24-03-2021
-
Kaosun İstikrarı
20-03-2021
-
Görünen Köy Kılavuz İster
10-03-2021
-
Demokratik Savaş Tohumları
03-03-2021
-
Fikri Cemre
25-02-2021
-
Ağlamanın Biçimi
15-02-2021
-
İçimizdekilerin Anatomisi
09-02-2021
-
Tamahın Zindanı
01-02-2021
-
Terk Eden Kurtulur Ya Da Boğulur
25-01-2021
-
Hissi Cemre
13-01-2021
-
El Ne Der
07-01-2021
-
Güçlüler ve Haklılar
31-12-2020
-
Mihenk Taşı
23-12-2020
-
Bilimsel Satılıklar
09-12-2020
-
Kalıplara İsyan
05-11-2020
-
Kavgacı Türkler
21-10-2020
-
Tezat Yumağı
15-10-2020
-
Sinemizdeki İltihap
08-10-2020
-
Misket
30-09-2020
-
Milli Muhalefet
24-08-2020
-
Fırsatçı Soytarılar
04-06-2020
-
Türkün Ruh Kökü
29-05-2020
-
Nasipsizler
15-05-2020
-
Kuşlar Yuvada, Atlar Ahırda, İnsanlık Nerde
06-05-2020
-
Üçüncü Haçlı Seferleri: Cumhuriyet Öncesi
27-04-2020
-
Gayrı Milli Muhalefet
06-04-2020
-
Delilerin İtibarı
26-03-2020
-
İslamın Müslümanları
18-03-2020
-
Tarih Dersleri
11-03-2020
-
İspatlı Yalan
28-02-2020
-
Teşekkür Borcu
19-02-2020
-
İnan Dost
13-02-2020
-
Neler Oluyor Burada
06-02-2020
-
Devlet
30-01-2020
-
Beyaz Enteller
23-01-2020
-
Sözün İstikameti
15-01-2020
-
Gafletli Şuur
01-01-2020
-
Yakın Gözlüğü
30-12-2019
-
Bir İkiden Büyüktür
14-12-2019
-
Allah, İnsan, Hata Ve Af
29-11-2019
-
Turan Ülküsünün Girizgâhı
20-11-2019
-
Tedbir ve Korkaklık
02-11-2019
-
Dikenler ve Güller
19-10-2019
-
Banane Amerikadan
11-10-2019
-
Endamsız Salgın
04-10-2019
-
Pasta Yoksa Birbirimizi Yiyelim
27-09-2019
-
Ahh Ah!..
13-09-2019
-
Sadece Seyrediyoruz -2-
07-09-2019
-
Sadece Seyrediyoruz
06-09-2019
-
Kurumsal Dedikodu
30-08-2019
-
Şaplakçılar
08-08-2019
-
YOBAZ BAYKUŞLAR
18-07-2019
-
HAYALLERİMİZ ÇÜRÜYOR
12-07-2019
-
Yetişkinler Nereye Gidiyor
04-07-2019
-
Neden Böyle Oldu Furyası
27-06-2019
-
Müslüman Saati -2-
20-06-2019
-
Müslüman Saati
19-06-2019
-
Olmayan Ülkenin Pastacıları -2-
13-06-2019
-
Olmayan Ülkenin Pastacıları
12-06-2019
-
Ömerler Hıdır Oldu
30-05-2019
-
Dünya Vatandaşlığı -2-
25-05-2019
-
Dünya Vatandaşlığı
24-05-2019
-
Estetiğin Köy Hali
17-05-2019
-
Kutuplaşacağız
10-05-2019
-
Sağım Solum
02-05-2019
-
Köhne Aydınlar
25-04-2019
-
Zaman, Mekân ve İnsan
17-04-2019
-
Safları Sık Tutalım
03-04-2019
-
Kilisenin Masum (!) Çocukları (2)
29-03-2019
-
Kilisenin Masum (!) Çocukları
28-03-2019
-
Yok Oluşun Başlangıcı
22-03-2019
-
Akıl Düzeni
15-03-2019
-
Millet Şahsiyeti
28-02-2019
-
Değerlerimiz
20-02-2019
-
Adi-L-Tablolar
15-02-2019
-
Vazife Bozgunu
07-02-2019
-
Muhalefet Ahlakı
30-01-2019
-
Şiir ve Zaman
23-01-2019
-
Milli Beka: Suriyeli Göçmenler -2-
18-01-2019
-
Milli Beka: Suriyeli Göçmenler -1-
17-01-2019
-
Milli Beka: Suriye´de ABD, PKK ve İsrail Üçgeni
09-01-2019
-
Huzursuz Beyinler
03-01-2019
-
Kitapsız Okurlar
26-12-2018
-
Sanat
19-12-2018
-
Kucağa Oturup Sakal Yolanlar
12-12-2018
-
Sükût ve Esrarı Tüm Devirler?
05-12-2018
-
Dostluk Üzerine
28-11-2018
-
Şucular ve Bucular
21-11-2018
-
Varlığın Yok Hali
14-11-2018
-
Kadın Mühim, Aile Ehemdir
07-11-2018
-
İctimai Sulhun Ehemmiyeti
31-10-2018
-
Türklük, Irk Mı Millet Mi?
24-10-2018
-
Taner Abi Yazdıkların Doğrudur
17-10-2018
-
Işıldayan Dönekler
10-10-2018
-
Tıyniyet ve Mücadele
03-10-2018
-
Gençler Biraz Daha Gayret
26-09-2018
-
Menfaatin Yolu Düzdür
19-09-2018
-
Yönetemeyenler
12-09-2018
-
Moda: Teşhircilik ve Yokoluş
05-09-2018
-
Kendinden Büyük Tek Ülke: Türkiye
25-08-2018
-
Sadakat Mi Sefil Kölelik Mi?
15-08-2018
-
Acillerin Dünyası
01-08-2018
-
Haritanın Ufku
25-07-2018
-
Çirkinler ve Artistler
18-07-2018
-
SES GETİREN ÖLÜMLER 1
11-07-2018
-
ZAMANA KARŞI 1
04-07-2018
-
TEK İNANIŞ
27-06-2018
-
KİFAYETSİZLER VE MUSALLA
20-06-2018
-
DAVA ERLERİ
13-06-2018
-
MAHSUN VATAN DOĞU TÜRKİSTAN
06-06-2018
-
ENDÜLÜS
30-05-2018
-
ZÜBÜK KARDEŞLİĞİ
23-05-2018
-
YEDİ NEFES, BİR AYASOFYA
16-05-2018
-
DANSÖZLER VE OYNAŞLARI
09-05-2018
-
VARSAYIM KÖLELERİ
02-05-2018
-
KİTAPLAR VE MABEDLERİ
25-04-2018
-
HATT-I MÜDAFAA YOKTUR, SATH-I KARDEŞLİK VARDIR?
17-04-2018
-
EMEKSİZLERİN GENÇLİĞİ
11-04-2018
-
EĞRİLER ÜLKESİNİN MÜTEŞABİH DOĞRULARI
04-04-2018
-
NAZARLAR VE KURUMLAR (ÜNİVERSİTE)
28-03-2018
-
BEDELSİZ HASLET EDEB
27-03-2018