?>

Fikri Cemre

“insan sadece adele ve iskelet değildir, aynı zamanda can ve vicdandır.”

Alper Duran

4 yıl önce

<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Kitapların tozlu raflardan indiği, samimiyetsiz d&uuml;zenlerin pabucunun dama atıldığı, s&ouml;m&uuml;rgede beyni uyuşmuşların aydınlığa uyandığı, ajan işgalinin fetih sıcaklığında eridiği, mutaassıplığın vahşete d&ouml;n&uuml;şen ahtapot kollarının k&ouml;k&uuml;nden kesildiği, modern anarşi kargaşasının salim bir ortama d&ouml;n&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; g&uuml;nlere merhaba demenin heyecanı diri olsun y&uuml;reklerde.</span></span></strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;"> D&uuml;n&uuml;n pop&uuml;list s&ouml;ylemleri ve ge&ccedil;mişin bizi ayıran tenkitlerini kevgirden ge&ccedil;irip, yıkıcılık tutkusuyla hareket edenleri ayırıp, soyluluk değil sorumluluk akidesiyle tabakasız ve topyek&ucirc;n bir inkişaf i&ccedil;in ortaya atılmanın vaktidir. Kaderin cilvesi d&ouml;n&uuml;p dolaşıp milletimizi bulurken, topraktan yaratılanların adalete zeval getirmeden ateşten yaratılanlara ve onun hizmetk&acirc;rlarına karşı m&uuml;cadelesi başladığında, boynuzlu koyunun boynuzsuz koyundan ve dahi kısa &ccedil;&ouml;p&uuml;n uzun &ccedil;&ouml;pten hakkını alacağına inanıp bu hassasiyetle yol alınması ilk şarttır.&nbsp; <strong>Z&uuml;mreler boy boy ve m&uuml;savi ilerlerken, Anadolu&rsquo;nun m&uuml;thiş &ccedil;ocukları kasıntılardan m&uuml;nezzeh ve endişesiz bir şekilde t&uuml;m d&uuml;nyaya yayılacaktır.</strong></span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Aşırıların ve tutucuların bitkisel hayatlarında, susuz manifesto marifetiyle kendini reklam eden gelenek&ccedil;i tarafta g&ouml;z&uuml;k&uuml;p, kom&uuml;nizme muhabbet duyanları bilirim. <strong>Parodi sahnelerinde g&ouml;r&uuml;n&uuml;şleri haşmetli, s&ouml;zleri vasat oyuncuların y&ouml;netmenin eğilimlerine mahk&ucirc;m olduğunu da bilirim.</strong> Tekniğin ve k&uuml;lt&uuml;r&uuml;n kardeş&ccedil;e ilerleyip medeniyet semtine ayak bastığı, kalpleri istila eden ve h&uuml;r d&uuml;ş&uuml;nceyi kodeslerde saklayan mahpushanenin girişinde ya da kapılarında yazılı s&ouml;zlerin h&uuml;k&uuml;mde kalmamıştır. Hırslarına yenilen politikacılar, s&uuml;rekli m&uuml;dafaa etmenin hastalığını mesleki &ccedil;ekmecelerine saklasınlar. <strong>Otantik g&ouml;r&uuml;n&uuml;ml&uuml; hastalıklar sebebiyle n&uuml;ksedecek rahip kokulu ve orta&ccedil;ağ tılsımlı telkinlere g&ouml;nl&uuml;n&uuml; kaptıranlar, bizim aşkımızın huzurunda g&ouml;lgelenemeyecektir.</strong> Zira s&ouml;z devrinin kapandığı, fikri ve cehdi r&uuml;zg&acirc;rların gen&ccedil;liğin y&uuml;z&uuml;ne ferah ferah estiği d&ouml;nemler başlamıştır. </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Fikri cemrede, y&ouml;ntem nasıl olmalı ve hangi adımlar atılmalı diye umdeler sıralayacak değilim. Zira o asil ve şanslı nesil, kendi şartlarının durumuna g&ouml;re inandıkları idealler uğruna fersudeleşmiş tartışmaları bırakıp, kuvvetli ve seciyeli &ccedil;&ouml;z&uuml;mlemelerini yapacaktır. Ben şarkılar s&ouml;ylemenin, dost&ccedil;a paylaşımlar yapmanın ve istikbal i&ccedil;in yakışıklı pozlar vermenin keyfini &ccedil;ıkarmayı tercih ediyorum. <strong>Keşke şu karanlık &ccedil;ağların tabutunu hazırlayanlara &ccedil;ıraklık edebilsem de, ruhum musiki eşliğinde mesrur olabilse.</strong> Keşke ile başlayan bakış a&ccedil;ılarını pek dikkate almasam da, her insan &uuml;z&uuml;nt&uuml; ve sevin&ccedil; anında tutarsızlık yaşayabilmektedir. Tutarsızlığımı da, vazife şuuruyla hareket eden bu davanın parlak, zeki ve ahlaklı m&uuml;hendisleri ile teknisyenlerinin ihlaslarından duyduğum heyecana sayınız. Bu asilzadelerden neş&rsquo;et edecek yeni d&uuml;zenin muhakemesi ilim, meşalesi ilim, imanı ve inancı ilim olacaktır. Densizliğin, m&uuml;nkirliğin ve fecri yanıltan ziyaların uzağında; m&uuml;şterek hakikat ve değerler ile medeniyetin m&uuml;esseseleri fıtrata uygun bir şekilde tanzim edilecektir. <strong>Muamma ve me&ccedil;huliyetin fanileştiği, ahlaki ve fikri g&ouml;revlerin mukaddimesinden nihayetine kadar uzanan k&ouml;pr&uuml;lerin inşa edildiği irfan &ccedil;ağları kurulacaktır. </strong></span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Bilinmeyeni izaha kalkışmanın sancılı halinden dem vuranlar, bir bakıma haklı olabilir. Yine <strong>okumadan ve diyalektik terenn&uuml;m&uuml;nden ge&ccedil;meden bilmişlik taslayanlarla anlaşmak zor olabilir.</strong> Teslim olmamak, cehdi safhaya atılan en b&uuml;y&uuml;k adımdır. Kudretli bir azimle m&uuml;cadele etmenin hazzı, belki sadece şehadet makamında vardır. Diğer t&uuml;rl&uuml; bu g&uuml;zel hissiyata ikame olacak bir duygu var mıdır bilemiyorum. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; insanın biyolojik olarak yeme, i&ccedil;me, dinlenme, uyuma gibi hasletlerinin yanında, daha fazla mutmain olduğu durumlar da vardır. Ali Fuad Başgil&rsquo;in dediği gibi <strong>&ldquo;insan sadece adele ve iskelet değildir, aynı zamanda can ve vicdandır.&rdquo; </strong>İşte şahsımıza tevdi edilen asgari g&ouml;revlerin mucibince amel edilmesi, insanlığımız ve M&uuml;sl&uuml;manlığımızın mesruriyet tablosu olacaktır. Bu durum sonunda kalpler ve ruhlar vicdanın şehr-i sadr teşbihinde berraklaşacaktır. S&ouml;zler, d&uuml;ş&uuml;nceler, insanlar ve şehirler g&uuml;m&uuml;ş ibrik ve z&uuml;mr&uuml;t leğenlerle p&uuml;r-i pak haline gelecektir. <strong>Fizik&ccedil;iler ilahi hakikatin her şeyi kuşattığına kani olduğunda; faraziyeler ve ihtimaller filozofların su almaya başladığı kırık vapurlarında deryalara g&ouml;m&uuml;lecektir. </strong>O deryalar ki, i&ccedil;inde sonsuz hayatları misafir edip bağrına basarken, her lahza yeni bir ilmi ger&ccedil;eği haykırmaktadır. G&ouml;rene, bilene, duyana ve hissedene. </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">D&uuml;nyanın yeni d&uuml;zeninin eşk&acirc;li, hep T&uuml;rkiye&rsquo;yi andırmaktadır. Bu r&uuml;ya beni her gece uykumdan uyandırıp, ruhumu bayırlarda gezdirirken, batılı zelzeleye tutuşturup &uuml;rk&uuml;tt&uuml;ğ&uuml;n&uuml; hissediyorum.</span></span></strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;"> Nihayetinde &uuml;rk&uuml;p ve u&ccedil;urumdan s&uuml;r&uuml;klendiğini g&ouml;r&uuml;yorum. Sezgilerimizi, sadece &ccedil;ıplak deliller &uuml;zerinden muhakeme edecekler varsa, başka takımda top koşturabilirler. <strong>Nitekim bazı hususlar delillerin maddi h&uuml;km&uuml;yle değil, basiret ufkunun y&uuml;celiğiyle izah edilebilir.</strong> Yoksa g&ouml;z&uuml; g&ouml;rmeyen, kulağı duymayan ve kalbi hissetmeyenler bahane dağları &uuml;retip &uuml;zerine &ccedil;ıkıp alaycı şaklabanlık yapacaktır. Onun i&ccedil;in asayiş ve halasımızı idrak edecek formasyonu olmayanlara izah edip, beyhude yorulmayı da d&uuml;ş&uuml;nm&uuml;yorum. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu muhit, istismarla şahsi menfaat sağlayıp selameti tehdit edenlerin değil, s&ouml;z ve fiiliyle &ouml;l&ccedil;&uuml;l&uuml; davranıp kemale erenlerin muhitidir. Zaten onlar fehim yolcularıdır.</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Bunlarla birlikte her şeyin s&uuml;t liman olmayacağı hakikati de akıllardan &ccedil;ıkarılmamalıdır. Başta dost g&ouml;r&uuml;n&uuml;ml&uuml; korkaklar olmak &uuml;zere b&uuml;t&uuml;n nasipsiz g&acirc;vurlar; kanaat serbestliğine dayanarak yıkıcı ve moral bozucu lakırdılara tevess&uuml;l edebilir.</span></span></strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;"> Rivayetler sıralayıp, siyasi, iktisadi ve felsefi a&ccedil;ıklamalarla toplumsal cerrahlığa soyunabilir. Bazen &uuml;mitlerin kopma noktasına geldiği, karanlıkların her yanı sarmaya başladığı, sabahların bir t&uuml;rl&uuml; gelmez olduğu, faziletin, fedak&acirc;rlığın ve m&uuml;cadelenin &ccedil;&ouml;lde su arayan adamın perişanlığına d&ouml;n&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; zamanlar olabilir. <strong>Yine barbarların avaneleri, diri ruhları ve milli şuurları istihale etmek i&ccedil;in d&ouml;rt bir yanı melanetle kuşatabilir</strong>. Bu saldırıların milyon sene s&uuml;receği konuşulabilir ve madde madde sıralanarak, kalplere korkular salınabilir. Hatta muayyen vakitlerde ve mek&acirc;nlarda şiddeti ve zulm&uuml; artırıp, geri adıma zorlanabilir. <strong>Ancak ittihadı-ı islamın teşkili ve buna inanan milletlerin sulh ve selameti i&ccedil;in sabır ve azimle yaren, ilim ve samimiyetle kardeş, hakikat ve umutla meşgul olmaktan geri adım atılmamalıdır.</strong> </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Fikri cemre, vakarlı ve tevekk&uuml;l ehlinin ulaşacağı makamdır. İnancıyla Cehdi cemreye y&uuml;kselip, Allah&rsquo;ın l&uuml;tfu ile d&uuml;nyaya bahar getirenlerin ve selamete erenlerin makamıdır. </span></span></span></span></p>
YAZARIN DİĞER YAZILARI