?>

Görünen Köy Kılavuz İster

Görünen Köy Kılavuz İster

Alper Duran

4 yıl önce

<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">R&uuml;yalarımızın bile tahrip edildiği bu hayatın i&ccedil;inden g&ouml;z&uuml;k&uuml;p, dışında kalan kişileriyiz. Ama biliriz ki, savaştan ne kadar nefret etsek bile, &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z&uuml; hep m&uuml;cadeleyle kazanıyoruz. <strong>Her şeyin konuşulduğu, yazılıp ve &ccedil;izildiği hazır bir d&uuml;nyada olsak dahi, hi&ccedil;bir şey, yerli yerinde kalmadı.</strong> <em>&ldquo;Şair burada ne demek istemiş&rdquo;</em> dediğimiz g&uuml;nden beri, saatlerimizin yelkovanı ters y&uuml;z oldu. <strong>İ&ccedil;imize ka&ccedil;an kestirmeler, fikir serbestliği yaylalarında bizi yanlış yola saptırdı.</strong> G&ouml;&ccedil;lere eşkıyalar musallat oldu ve kervanın emniyeti bozuldu. Yapay bir izahat modası &ccedil;ıktı &ccedil;ıkalı, gemiler zamanında limana yanaşmaktan aciz kaldı. &nbsp;</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Ağustos b&ouml;ceğine benzemeye başlasak bile, kelimelerin i&ccedil;imizi ışıtan yanlarına dair, hala umudumuz diridir.</span></span></strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;"> &Ccedil;&uuml;nk&uuml; biz rahmetin ve merhametin y&uuml;reğimizde m&acirc;kes bulduğuna inanırız. Zaten bizi ayakta tutanda, odur. <strong>Bizi zamanda ve mek&acirc;nda yalpalamadan sabit kılan odur.</strong> Yaralarımızın dağlanıp, kabuklarının d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; g&uuml;n, artık taburcu olabileceğimizi hissettiren odur. Sırtımızı dayayacağımız duvarlarımızın temelleri b&ouml;ylesine sağlamken, adımlarımız titrek ve zikzak y&uuml;r&uuml;yor. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; vicdanımız ve ahlakımız istilaya uğramış durumda. <strong>Her g&uuml;n kulun hakkına riayetsizlikten defterlerimiz kabarırken, nutuklarımız arşı alaya y&uuml;kseliyor.</strong> Renklerimiz g&uuml;n i&ccedil;inde defalarca değişiyor, kalbimize ağrılar yerleşiyor ve fakat y&uuml;z&uuml;m&uuml;zde yalancı bir tebess&uuml;m&uuml;n esintileri geziniyor. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; konuşanlar takdir alıyor, susanlar tahtaya yazılıyor.</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Ulema ve &uuml;meranın tıkır tıkır işlemeyen lafazanlıklarını, bir akşam g&uuml;n batımında izlemek isteyen varsa, &uuml;zerindeki ağırlıklardan vazge&ccedil;mesi gerekir.</span></span></strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;"> Zenginlik uğruna, ne ırmak kaldı, ne g&ouml;l, ne deniz. Her şey g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;zden farklı hale geldi. <strong>Hus&ucirc;sen,&nbsp; uzaktan b&uuml;y&uuml;k addettiklerimizi, yakından tanıdık&ccedil;a c&uuml;celeştiklerine şahitlik ettiğimde anladım bunun b&ouml;yle olduğunu.</strong> Fakat ey dil! Sen yok musun ki, kandırmaca kapanlarına bizi mahpus eden. K&acirc;h elleri patlatırcasına alkış alan, k&acirc;h ink&acirc;rın mağlubiyetine sığınan. K&acirc;h yalanın ucube y&uuml;z&uuml;ndeki kalfalıktan ustalığa y&uuml;kselen, k&acirc;h farkında değilmiş gibi dizini d&ouml;ven. <strong>Besmeleyle başlayan haram işlerin habercilerine ve ulaklarına devlet nişanı dağıtan yutturmaca adalet, kahrolasın ve dahi kahrolacaksın.</strong> Başkalarına iyiliği emredip kendini unutan Yahudi bilginleri gibi, bug&uuml;n etrafımız peygamberin &ouml;ğretilerinden m&uuml;nezzeh bir hale d&ouml;n&uuml;şm&uuml;ş durumda. Her şey cahiliye devrinin kısır d&ouml;ng&uuml;s&uuml;ne teslim olmuş. <strong>Kuşlara &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k diye bağıranların ellerinde sapanlar, mesafesiz ve sınırsız avlanmanın peşinde koşmakta. </strong>Mukaddes bir ilticayla başlayan medeniyetin emekleri, resmi yazıların yetenekli dalkavuklarının elinde kekemeye d&ouml;n&uuml;şm&uuml;ş durumda. Tekerleği bulanlar, bunları d&uuml;ş&uuml;nmemişlerdi. Falanca marka arabanın m&uuml;hendisi de fazla &ouml;v&uuml;nmesin hız limitiyle. Zira bizdeki d&ouml;neklerin hızına yetişmesi m&uuml;mk&uuml;n değildir. </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">G&uuml;nlerimizin ve g&uuml;ndemimizin sıcak gelişmelerinden payımıza d&uuml;şenleri araklıyorum zaman zaman. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; g&ouml;ğs&uuml;m&uuml;z&uuml; yarıp yıkayacak kadar değerli değiliz. Bunun yapılması i&ccedil;in bir sebepte kalmadı zaten. Her şey ayan ve beyan ortada iken, herkes g&uuml;nd&uuml;z g&ouml;z&uuml;yle fişekler savurmanın peşinde. Biz g&ouml;rd&uuml;klerimizin ve duyduklarımızın g&uuml;nahk&acirc;rlarıyız. <strong>Dilimizin g&uuml;nl&uuml;k işleri arasında b&uuml;y&uuml;k bir &ccedil;ekiştirme galerisi inşa etmişiz.</strong> Bir k&ouml;y var ilerde, adı ahlak, adı vicdan ve adı adalet diye anılan. O k&ouml;y artık bizim ellerimizden u&ccedil;up gitmek &uuml;zere. Sınırlarımızda g&ouml;z&uuml;kse de, savrulan kardeşliğimizin r&uuml;zg&acirc;rlarında erimek &uuml;zere. Boğulmak &uuml;zere insanlığımız bir damla yağmur suyunda. <strong>D&uuml;nya, kargalara kalmak &uuml;zere&hellip;</strong></span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="text-align:justify"><strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">M&uuml;sait hamilerin kucağında, kabahatlerimiz kış uykusuna dalıyor.</span></span></strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;"> Birilerine alın yazınız b&ouml;yleymiş diye teskin veriliyor. Namlusundan &ccedil;ıkmış iffet ve insanlık, k&ouml;r kurşun niyetine tarif ediliyor. Karıncaların yuvası bozuluyor ve herkesi alacağını yazıyor. Kabaklar g&ouml;k kubbenin altında başımıza patlıyor. <strong>Bu &ccedil;ağı kendi ellerimizle bu hale getirdik. Ancak silkinmemiz gerekmektedir.</strong> İ&ccedil;imizdekileri ayıklamamız icap eder. G&ouml;zlerimize &ccedil;ektiğimiz millerin sessiz kalan b&uuml;y&uuml;lerinden kurtulduğumuzda, g&uuml;neş yeniden &uuml;zerimize doğacaktır. Hırslarımızdan sıyrıldığımızda, gerekirse denizler bir kez daha yarılacak ve kendi ellerimizle yaptığımız modern putlar devrilecek. Biz toprağın mesajını aldığımızda, umut &ccedil;i&ccedil;eği d&ouml;rt mevsim a&ccedil;acaktır. <strong>Arife tarif gerekmediğini anladığımızda, g&ouml;r&uuml;nen k&ouml;y de, kılavuz istemeyecektir.</strong> </span></span></p>
YAZARIN DİĞER YAZILARI