?>
İçimizdekilerin Anatomisi
?Kıskılandıkça itler, içime doğru havlıyor.? Bir şiirime, bu satırla başlamıştım. İçimden kastım, Türklük ve Müslümanlığın kutlu otağıdır. Görebilenler için, tarih bize iki hususu, tüm sarihliğiyle ortaya koymuştur. Birincisi tökezlediğimiz vakit, ikincisi ise şahlandığımız zamandır. Her iki durumda da, saldırıya maruz kalmışızdır. Filvâki, milli seciyemizin hadım edilmesi maksadıyla, dâhilden ve hariçten türlü tertibatlar kurulmuştur. Batı/l cephesinde değişen bir şey yoktur, zira bugün de, aynısı yapılmaktadır. Dikkatle bakınız ki, son iki asırdır bu topraklarda birileri tarafından, fasılasız bir şekilde özgürlük naraları atılmaktadır. Esasen bu anırmaların altında, Türklüğümüze ve Müslümanlığımıza kasıt ve garez yatmaktadır.
Türk-İslam tarihi, nice badireler atlatmış ve mazi köprüsünün altından çok sular geçmiştir. Ceddimizin yegâne mefkûresi, kardeşlik medeniyetini tesis etmek olmuştur. Buna yönelik adımlar atılmış ve defalarca tuzaklara düşülmesine rağmen yine de, fedakârlıktan vazgeçilmemiştir. ?Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım? diyerek çoğu kez sil baştan başlamayı teklif etmiştir. Zaten birlik ve beraberliğin temeli de budur. Eski defterleri karıştırmakla bir yere varılamaz. Yekvücut olunamaz. Ama gel gör ki, kazın ayağı öyle değil. İçimizdeki sinsi ve hıyanet güruhu, tökezlediğimizi ya da yeniden intibah ettiğimizi gördüğü an, dünü dünde bırakmayıp, kin gütmeye ve her türlü alçaklıkla saldırmaya devam etmektedir. Gözümüzün önünde ayrılıkçı icraatlara tevessül edilmekte ve doğal bir tepki gösterdiğimizde ise, hürriyet ve müsavat sloganlarıyla ?ötekileştirme? edebiyatı yapılmaktadır. Modern dünyanın başrol oyuncuları ise, piyonlarının borazanlığına soyunmaktadır. İyi bilinmelidir ki, modern dünya düzenini kurarken kat´i surette, İslam´ın ve Türklüğün hiçbir değerini dikkate almamıştır. Bilakis ne kadar muhalif amil varsa, ona sarılmış ve kurgusunu bunun üzerine inşa etmiştir. Binaenaleyh geçmişi, bugünü ve yarını doğru bir şekilde değerlendirebilmek için, sebep-sonuç ilişkisinin künhüne yeterince vakıf olmak gerekir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tarihinden tevarüs eden potansiyeline yaraşır bir şekilde yol almanın sancılarını çekmektedir. Eksiğiyle gediğiyle bazı mevzular daha münasip bir hal almış ve vatanperver gençlerimiz bu şeraiti yükseltmek için, fikirden eylem aşamasına geçmiştir. Ancak bir takım zavallılar, bu memleketin ekmeğini yediği halde, kutlu yürüyüşümüze zeval getirecek arızalar çıkarmaktadır. Atalarımızın dediği gibi ?ağacın kurdu içinde olur.? Bu aziz milletin kurdu da, maatteessüf içindedir. Dışarıdakiler ise, balta ellerinde hazır bir şekilde bizi devirmek için beklemektedir. Lakin Ömer Seyfettin´in topuz hikâyesinde belirttiği üzere, gerektiğinde bu milletin bir elçisi, koca Eflak prensini bir topuzla yere serer ve ülkeyi zaptı altına alır. Zaten bu özelliğimizin bilinmesinden ötürü, zaman zaman kaynaşmalar ve tepişmeler baş göstermektedir. Yeniden neşvü nema edişimizin nişanelerini karartmak üzere, bu topraklarda yetişmesi kabil olmayan tohumlar ekilmektedir. Bazıları gaflete düşüp bu zokayı yutmakta, bazıları ise sütünün hükmünü işlemektedir. Kişi ne ederse kendine eder. Ya Nuh´un (as) oğlu gibi asi olup sularda boğulmayı tercih edecek, ya da Hz. İbrahim´in oğlu İsmail (as) gibi teslimiyetle başlayan özgürlüğün şahikasına ulaşacaktır. Çünkü bugünkü neslin önünde yeterince örnek, yeterince timsal ve doğruyu görmeleri için yeterince tavsiye ve tecrübe durmaktadır. Şanlı Peygamberimizin, Taif halkına istinaden söylediği ?bilmiyorlar? ifadesi, bugünkü zavallı, hafifmeşrep ve haysiyet yoksunu kesim için geçerli değildir. Çünkü bunlar biliyorlar, hem de ziyadesiyle.
Dilimize pelesenk edilen bir demokrasi hoşgörülüğü ile duruşumuzun omurgasızlaştırıldığının farkına varmalıyız. Eskiler; ?eşekten at, ciğerden et olmaz? demişlerdir. Filhakika ne de güzel ifade etmişlerdir. Haliyle her fırsatta zehrini zerk etmeyi bekleyen bu yılanlara, derisi yumuşak diye el sunmanın bir manası yoktur. Dün büyük bir dünya devleti olma yolunda cehd ederken, önümüze barikatlar kurmak maksadıyla, Celali ve Şahkulu isyanlarını çıkaranlar ile Birinci Cihan Harbi´nden sonra Pontus Rum Cemiyeti, Hınçak Cemiyeti, Makabi Cemiyeti, İngiliz Muhibleri Cemiyeti, Kürt Teali Cemiyeti ve daha nice zararlı oluşumları destekleyenlerin artıkları, bugün inançsızlığıyla ezanımızı ıslıklamakta, vatansızlığıyla bayrağımızı indirmeye yeltenmekte, izansızlığıyla Kâbe´nin resimlerini çiğnemekte ve küstahlığı ile Şanlı Peygamberimize dil uzatmaktadır. Aynı oyunu farklı maskeler altında tertipleyerek, Pasinlerin, Niğbolu´nun, Çaldıran´ın ve İstiklal Harbi´nin acısını çıkarma peşindedir. Lakin unutulmasın ki, ?köpekler istedi diye, atlar ölmez? ve ?çakallar istemiyor diye de, kurtlar avlanmaktan vazgeçmez.? Haliyle bu milletin milli ve manevi değerlerini yıkıcı, tahkir ve tezyif edici hiçbir hareket, kabul edilemez. Zıvanadan çıkmayı kendilerine şiar edilenlere karşı da, kelâm-ı kibarla mukabele edilmesi beklenemez.
Birde bunlar yetmiyormuş gibi, Türkiye´de garip bir siyasi kesim oluşmaya başladı. Ne kadar zararlı faaliyet varsa, orada peyda olmaktadır. Ziyan nümayişlerini desteklemeyi, büyük bir hizmet gibi görmektedir. Şirazesini dağıtmış ve tarifsiz bir gafletin sözcülüğünü yapmaktadır. Gerçi bu anlayış ittihat ve terakkiden beri devam etmektedir. Çünkü aralarında dede-torun ve güçlü zihniyet ilişkisi bulunmaktadır. Atalarımız bu kişiler için harikulade bir tespitte bulunmuştur; ?şeytanla kabak ekenin, kabak başına patlar? ve dahi ?rüzgâr eken, fırtına biçer.? Kaderin izdüşümü başka türlü icra eder ve bu sebeple boşa kürek çekiyorlar. Hukuki ve ahlaki olmayan bu tip ucuz tahriklerle bir netice elde edilmesi, kabil değildir. Esen rüzgâra göre yön belirleyen ve kırk kıbleye namaza duranların akıbeti, kötü bir aldanıştır.
Velhâsıl, milletimizin çözülmesi gereken sorunları ve memleketimizin terakki etmesi iktiza eden meseleleri vardır. Gençlerin, ilmin ve istikbalin öncüleri olması gerekirken, tahriklere kapılıp iblisin fısıltılarının yazıldığı pankartları taşıyan militanlara dönüşmesi, bizleri ziyadesiyle üzmektedir. Varsa bir haksızlık, kendilerine yakışacak bir vasıfla bunu dillendirmeleri icap eder. Çünkü fertlerin insanlığı, temayüz ettirdikleri üslubu nispetindedir. Konuştuğun, savunduğun ve yaşadığın ölçüler ile insanlığın eşdeğerdir. Bu vesile ile kâmil bir şahsiyetin mühim meseleler karşısında nasıl davranılması gerektiğini, Şeyh Edebali şöyle ifade etmiştir;
?İlim bil, irfan bil, söz bil.
İkram bil, kural bil, doyum bil.
Usûl bil, âdâb bil, sınır bil??
Vesselam?
YAZARIN DİĞER YAZILARI
-
Yüz Yıllık Sabitemiz: Metodsuzluk
07-03-2022
-
Kim Bulacak Bu Sırrı
28-02-2022
-
Kendimize Benzemeyen Kendimiz
21-02-2022
-
Yapay Doğallık
14-02-2022
-
Bizim Zamanın Yanılgıları
22-01-2022
-
Türkçenin Veçheleri 2
14-01-2022
-
Türkçenin Veçheleri 1
16-12-2021
-
Vahşi Düzenin Kitapları
09-12-2021
-
Şiir ve Zaman
02-12-2021
-
Gerçekleri Konuşmayın
12-11-2021
-
Şartlı Eğitim
04-11-2021
-
Demeyeyim Demeyeyim Diyorum Ama…
20-10-2021
-
Vazgeçilmez Kötümüz
15-10-2021
-
Çöplerin Kaptanları
08-10-2021
-
Yıkılan Şehirler (Kültür ve Medeniyet Notları)
23-09-2021
-
Bir Koltukta İki Karpuz
08-09-2021
-
Vakt-i Cesaret
25-08-2021
-
Komşuda Pişmiyor, Bize De Düşmüyor
29-07-2021
-
Enderun’dan Gaybûbete
10-07-2021
-
CAN ÇEKİŞEN MAÂRİF
03-07-2021
-
Köstebekgiller
17-06-2021
-
Ruhu Çırpılmış Şehirler
10-06-2021
-
İlmin Meydanında Yoksul Müslüman
02-06-2021
-
Aşkın Civarındayız
26-05-2021
-
Timsalin Tılsımı
19-05-2021
-
Tenâkuz Boşluğundaki Ölüm
17-05-2021
-
İçime Seyahat: Karmaşa
07-05-2021
-
Numarasız Gözlük
28-04-2021
-
Döneğe Kapılmak
21-04-2021
-
Ağustos Böceği
15-04-2021
-
Yeni Bir Gün Seçeneği
08-04-2021
-
Bu Memleketten Çok Şey Olur
31-03-2021
-
Hayatımız Mesela
24-03-2021
-
Kaosun İstikrarı
20-03-2021
-
Görünen Köy Kılavuz İster
10-03-2021
-
Demokratik Savaş Tohumları
03-03-2021
-
Fikri Cemre
25-02-2021
-
Ağlamanın Biçimi
15-02-2021
-
İçimizdekilerin Anatomisi
09-02-2021
-
Tamahın Zindanı
01-02-2021
-
Terk Eden Kurtulur Ya Da Boğulur
25-01-2021
-
Hissi Cemre
13-01-2021
-
El Ne Der
07-01-2021
-
Güçlüler ve Haklılar
31-12-2020
-
Mihenk Taşı
23-12-2020
-
Bilimsel Satılıklar
09-12-2020
-
Kalıplara İsyan
05-11-2020
-
Kavgacı Türkler
21-10-2020
-
Tezat Yumağı
15-10-2020
-
Sinemizdeki İltihap
08-10-2020
-
Misket
30-09-2020
-
Milli Muhalefet
24-08-2020
-
Fırsatçı Soytarılar
04-06-2020
-
Türkün Ruh Kökü
29-05-2020
-
Nasipsizler
15-05-2020
-
Kuşlar Yuvada, Atlar Ahırda, İnsanlık Nerde
06-05-2020
-
Üçüncü Haçlı Seferleri: Cumhuriyet Öncesi
27-04-2020
-
Gayrı Milli Muhalefet
06-04-2020
-
Delilerin İtibarı
26-03-2020
-
İslamın Müslümanları
18-03-2020
-
Tarih Dersleri
11-03-2020
-
İspatlı Yalan
28-02-2020
-
Teşekkür Borcu
19-02-2020
-
İnan Dost
13-02-2020
-
Neler Oluyor Burada
06-02-2020
-
Devlet
30-01-2020
-
Beyaz Enteller
23-01-2020
-
Sözün İstikameti
15-01-2020
-
Gafletli Şuur
01-01-2020
-
Yakın Gözlüğü
30-12-2019
-
Bir İkiden Büyüktür
14-12-2019
-
Allah, İnsan, Hata Ve Af
29-11-2019
-
Turan Ülküsünün Girizgâhı
20-11-2019
-
Tedbir ve Korkaklık
02-11-2019
-
Dikenler ve Güller
19-10-2019
-
Banane Amerikadan
11-10-2019
-
Endamsız Salgın
04-10-2019
-
Pasta Yoksa Birbirimizi Yiyelim
27-09-2019
-
Ahh Ah!..
13-09-2019
-
Sadece Seyrediyoruz -2-
07-09-2019
-
Sadece Seyrediyoruz
06-09-2019
-
Kurumsal Dedikodu
30-08-2019
-
Şaplakçılar
08-08-2019
-
YOBAZ BAYKUŞLAR
18-07-2019
-
HAYALLERİMİZ ÇÜRÜYOR
12-07-2019
-
Yetişkinler Nereye Gidiyor
04-07-2019
-
Neden Böyle Oldu Furyası
27-06-2019
-
Müslüman Saati -2-
20-06-2019
-
Müslüman Saati
19-06-2019
-
Olmayan Ülkenin Pastacıları -2-
13-06-2019
-
Olmayan Ülkenin Pastacıları
12-06-2019
-
Ömerler Hıdır Oldu
30-05-2019
-
Dünya Vatandaşlığı -2-
25-05-2019
-
Dünya Vatandaşlığı
24-05-2019
-
Estetiğin Köy Hali
17-05-2019
-
Kutuplaşacağız
10-05-2019
-
Sağım Solum
02-05-2019
-
Köhne Aydınlar
25-04-2019
-
Zaman, Mekân ve İnsan
17-04-2019
-
Safları Sık Tutalım
03-04-2019
-
Kilisenin Masum (!) Çocukları (2)
29-03-2019
-
Kilisenin Masum (!) Çocukları
28-03-2019
-
Yok Oluşun Başlangıcı
22-03-2019
-
Akıl Düzeni
15-03-2019
-
Millet Şahsiyeti
28-02-2019
-
Değerlerimiz
20-02-2019
-
Adi-L-Tablolar
15-02-2019
-
Vazife Bozgunu
07-02-2019
-
Muhalefet Ahlakı
30-01-2019
-
Şiir ve Zaman
23-01-2019
-
Milli Beka: Suriyeli Göçmenler -2-
18-01-2019
-
Milli Beka: Suriyeli Göçmenler -1-
17-01-2019
-
Milli Beka: Suriye´de ABD, PKK ve İsrail Üçgeni
09-01-2019
-
Huzursuz Beyinler
03-01-2019
-
Kitapsız Okurlar
26-12-2018
-
Sanat
19-12-2018
-
Kucağa Oturup Sakal Yolanlar
12-12-2018
-
Sükût ve Esrarı Tüm Devirler?
05-12-2018
-
Dostluk Üzerine
28-11-2018
-
Şucular ve Bucular
21-11-2018
-
Varlığın Yok Hali
14-11-2018
-
Kadın Mühim, Aile Ehemdir
07-11-2018
-
İctimai Sulhun Ehemmiyeti
31-10-2018
-
Türklük, Irk Mı Millet Mi?
24-10-2018
-
Taner Abi Yazdıkların Doğrudur
17-10-2018
-
Işıldayan Dönekler
10-10-2018
-
Tıyniyet ve Mücadele
03-10-2018
-
Gençler Biraz Daha Gayret
26-09-2018
-
Menfaatin Yolu Düzdür
19-09-2018
-
Yönetemeyenler
12-09-2018
-
Moda: Teşhircilik ve Yokoluş
05-09-2018
-
Kendinden Büyük Tek Ülke: Türkiye
25-08-2018
-
Sadakat Mi Sefil Kölelik Mi?
15-08-2018
-
Acillerin Dünyası
01-08-2018
-
Haritanın Ufku
25-07-2018
-
Çirkinler ve Artistler
18-07-2018
-
SES GETİREN ÖLÜMLER 1
11-07-2018
-
ZAMANA KARŞI 1
04-07-2018
-
TEK İNANIŞ
27-06-2018
-
KİFAYETSİZLER VE MUSALLA
20-06-2018
-
DAVA ERLERİ
13-06-2018
-
MAHSUN VATAN DOĞU TÜRKİSTAN
06-06-2018
-
ENDÜLÜS
30-05-2018
-
ZÜBÜK KARDEŞLİĞİ
23-05-2018
-
YEDİ NEFES, BİR AYASOFYA
16-05-2018
-
DANSÖZLER VE OYNAŞLARI
09-05-2018
-
VARSAYIM KÖLELERİ
02-05-2018
-
KİTAPLAR VE MABEDLERİ
25-04-2018
-
HATT-I MÜDAFAA YOKTUR, SATH-I KARDEŞLİK VARDIR?
17-04-2018
-
EMEKSİZLERİN GENÇLİĞİ
11-04-2018
-
EĞRİLER ÜLKESİNİN MÜTEŞABİH DOĞRULARI
04-04-2018
-
NAZARLAR VE KURUMLAR (ÜNİVERSİTE)
28-03-2018
-
BEDELSİZ HASLET EDEB
27-03-2018