?>

Komşuda Pişmiyor, Bize De Düşmüyor

Komşuda Pişmiyor, Bize De Düşmüyor

Alper Duran

3 yıl önce

<p style="text-align:justify">Belli bir yaşın &uuml;zerinde olanlar, hemen her konuda bir mazi g&uuml;zellemesi yapmaktadır. Kimi tespitlerine dayanak teşkil etmek, kimi &ouml;zlemini dillendirmek, kimi ise eskiden daha iyi bir toplumun var olduğunu ve mevcut halin yozlaştığını kanıtlamak i&ccedil;in bu yola başvurur... Eskiye tahass&uuml;r&uuml;n bir&ccedil;ok sebebi olsa da, &ccedil;oğunluğun bu kolay yolu tercih etmesinin sebebi, biraz da &ccedil;aresizlikten kaynaklanmaktadır. Fakat &ccedil;aresizlik ib&acirc;resinin s&uuml;r&uuml;klenip sağa sola &ccedil;arparak mecrasından &ccedil;ıktığını da, hus&ucirc;sen belirtmek lazım gelir. Buradaki &ccedil;aresizlik g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;kten &ouml;te, avu&ccedil;larındaki takatin buharlaşıp gitmesidir.&nbsp;</p> <p style="text-align:justify">Anlamların paydos edip darmadağın olduğu zamanlar vardır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; zaman, d&uuml;nyanın her yerinde aynı tonda hissedilmez. İmk&acirc;nlar ve beklentiler vaktin mevcudiyetine, ya kıymet bi&ccedil;er yahut h&uuml;zn&uuml;n kemendini sarmalar. Zaman, yalancı r&uuml;zg&acirc;rlar aracılığıyla yabancı tohumları topraklarımıza s&uuml;r&uuml;klendiğinden bu yana, ruhumuz gaflet &ccedil;arkının dişlilerinde un ufak oldu. İkilemlerin ilkesizliğine batışımız ve fıtratımızın enerjisine yabancılaştığımız kozmik bir sır değildir. Elimizde kaybettiğimiz kimliğimizin k&uuml;nh&uuml;ne ara sıra rastlasak bile, muvazenemizin bozulması nedeniyle, ihtimallerimizde dahi kopuşlar yaşandı. İblisin cilveleri kanımıza girdi, b&uuml;nyemizin iştih&acirc;sı kabalaştı ve sofralarımıza tatsızlık &ccedil;&ouml;reklendi.</p> <p style="text-align:justify">Medeniyetimiz, zevksiz m&uuml;teahhitlerin insafında zehirlenince, bir zamanlar zavallı mesabesinde g&ouml;rd&uuml;klerimizi imrenir hale geldik. Hayat denilen hisseyi standartları y&uuml;kseltmeye tebdil edince, tahayy&uuml;l&uuml;m&uuml;z ve tasavvurumuz tıklım tıklım boş kalabalıklara d&ouml;n&uuml;şt&uuml;. Modernite namına standartlarımız y&uuml;kselirken, komşuluğumuz irtifa kaybına uğradı. &nbsp;D&uuml;rb&uuml;nl&uuml; &ccedil;elik kapılar ve kameralı koridorlarda u&ccedil;an sineği takip eden s&uuml;r&uuml;klenişimiz, bize komşumuzun arkeolojik kalıntılarını bile &ccedil;ok g&ouml;rd&uuml;. Otel odalarında bile kapılar &ldquo;bir ihtiyacınız var mı&rdquo; diye &ccedil;alınırken, evlerimiz karşı komşunun tıkırtısına hasret kaldı. &ldquo;Ev alma komşu al&rdquo; diyen b&uuml;y&uuml;klerimizin se&ccedil;enekleri arasında olmayan yeni d&uuml;nyamızın ev tercihleri, &ldquo;komşudan bana ne&rdquo; merhalesine geriledi. Sessizce &ccedil;ınlayan &ccedil;an sesleri sokaklara &ccedil;&ouml;kt&uuml;, m&uuml;fredatlarda Niz&acirc;m&uuml;lm&uuml;lk&rsquo;&uuml;n niz&acirc;miye anlayışı &ouml;ld&uuml; ve idrakimiz zelzelenin sefaletiyle sarsıldı.&nbsp;</p> <p style="text-align:justify">İnsan değişince ev ve bark anlayışı da tabii olarak değişti. Bu değişim yan komşuyla kurulacak &uuml;nsiyete de sirayet etti. &Ouml;zg&uuml;rl&uuml;k re&ccedil;eteleri, evlerimizde a&ccedil;ık hapishaneler kurgulayınca, duygusuzluk fırtınaları makineleşmeye direnenleri u&ccedil;urumlara savurdu. Değişen insan, ocaktan azade aburcubur l&uuml;gatlerin m&uuml;ptelası oldu. &ldquo;Bir telefon kadar yakın&rdquo; diye sloganikleşen t&uuml;ketim refleksleri, şuuru ağır &ccedil;ekimlerle durgunlaşma noktasına getirdi. Telefon siparişleriyle &ouml;zg&uuml;rleşen mutfaklar, ev hanımlarının can simidi oldu. M&uuml;lk genişledi, mevzu derinleşti ve tercihlerimiz rahatlığın tahakk&uuml;m&uuml;ne kurban oldu. Artık ne yan komşudan evimize ne de evlerimizden komşularımıza doğru buram buram kokular yayılıyor. Komşuda pişmeyen bize d&uuml;şmediği gibi, bizden de komşuya bir tas &ccedil;orba ikram edilmiyor. Herkes mutluluk arıyor, fakat mutluluğu bulmuş numarası yapıyor...&nbsp;</p> <p style="text-align:justify">Komşuluk geleneği Anadolu&rsquo;da yer yer devam etse de, dayanışma kuvveti damla damla azalmaktadır. İntizamımızın baş d&ouml;nd&uuml;r&uuml;c&uuml; bir şekilde &ccedil;iğnenmesi hasebiyle, nefse cazip gelen her husus, fıtratın bendine şiddetli tazyikler uygulamaktadır. Hilkate muhalif d&uuml;ş&uuml;nceler, semtimize sabit pazarlar kurmakta ve m&uuml;cadele i&ccedil;g&uuml;d&uuml;m&uuml;z&uuml; kabiliyetsiz hale getirmektedir. T&uuml;rk &ouml;rf ve geleneklerinin en m&uuml;him keyfiyeti olan komşuluk, ahlak terbiyesini zorlayan muzır hareketlerin baskısına maruz kalmaktadır. Her şeyin insanla başladığını ve yine insanla sonlandığını d&uuml;ş&uuml;n&uuml;rsek, komşuluğumuzun mesabesinin insanlığımız kadar olduğunu s&ouml;ylemek hakikate muhalif olmayacaktır. &nbsp;</p> <p style="text-align:justify">&ldquo;Vaktiyle şehirler, mahalleler, sokaklar, evler ve insanlar daha farklıydı&rdquo; diyerek uzun uzun bakışların arasında seyreden hayıflanmalar, bug&uuml;n&uuml;n yıpratılan meselelerine &ccedil;are olmuyor. Fertler, evlerini dahi kurgularken mukaveleler &uuml;zerine bina ediyor. Haliyle komşuluğun m&uuml;cadelesi kimsenin umurunda olmuyor. Fakat tarih bize m&uuml;teaddit kere g&ouml;sterdi ki, mağlubiyetlerimizin ekseriyeti, m&uuml;himsemediğimiz taraftan gelmektedir. İctim&acirc;&icirc; yapıların ve medeniyet tasavvurunun işleyen dişlilerini k&ouml;reltip, yerine reva&ccedil;taki uygulamaları taziz edenler, zavallı bir m&uuml;flisle aynı kaderi yaşamak mecburiyetindedir. Evlatlarımızın istikbali i&ccedil;in, en y&uuml;ksek mekteplerde dahi &ouml;ğrenilmeyecek irf&acirc;ni vasıflara sahip &ccedil;ıkmak, boynumuzun borcudur.</p> <p style="text-align:justify">İ&ccedil;inde yaşadığı topluma, değerlere ve bizatihi &ouml;z&uuml;ne karşı yabancılaşmanın her ge&ccedil;en g&uuml;n varlığımızı istila ettiği ger&ccedil;eğini &ouml;n&uuml;m&uuml;ze koymamız ve hasis muvaffakiyetin sarhoşluğundan bir an &ouml;nce kurtulmamız iktiza eder. Milli nesillerin dayanışmasının &ouml;nemli bir kısmının yan komşunun &uuml;nsiyetiyle başlayacağını bilmek i&ccedil;in all&acirc;me-i cihan olmaya l&uuml;zum yoktur. Fakat kendini g&acirc;vuristan hayallerinde kaybetmiş insanımızın eski mahiyetiyle komşuluğu bulması ise, b&uuml;y&uuml;k bir muamma olarak karşımızda durmaktadır. Kanaatim o ki, vicdanımız dilimizden kurtulup, ahvalimize yansıyınca gayy&acirc; kuyusuna d&uuml;şmek &uuml;zere olan komşuluğumuz, yeniden filizlenip serpilmeye başlayacaktır&hellip;<br /> &nbsp;</p>
YAZARIN DİĞER YAZILARI