?>

?Kültür-Sanat Alanında Gelişemeyen Bir Ülkenin, Bağımsız Olabilmesi Mümkün Değildir?

8 yıl önce

Artan küreselleşme beraberinde faydalar ve zorluklar getirmekte, uluslararası rekabetin fazlalaşması, göç ve çok kültürlülük, teknoloji ve bilgi ekonomisinin gelişmesi sanat eğitimindeki değişimi körüklemektedir. Sanat eğitimi tüm eğitim seviyelerinde zorunlu olmalıdır kanaatindeyim. Bazı ön lisans veya lisans seviyesindeki bölümler seçmeli ders olarak el sanatlarını veriyor, bu çok güzel hareketlerden biri bence. İnşaallah tüm fakülte veya meslek yüksek okullarında hatta bir kişinin hayatı boyunca yapacağı tüm EĞİTİM ve ÖĞRETİM süresince, seçmeli ders değil de zorunlu ders olarak SANAT dersi konmalı. Ve bu derslerde kendi alanlarında uzmanlaşmış USTA tabir ettiğimiz sanatçı veya zanaatkarlarımızdan faydalanılır. Sanat eğitimi en son bilgi ve teknolojileri kullanmalıdır; sanat tarihi öğretimi ilgili sanatçılarla iletişimi ve kültürel yerlerin gezilmesinin gençlerin ufkunun genişlemesine yol açar, fakat ne var ki sanatın müstakil bir ders olarak mı yoksa diğer derslerin içinde ele alınan bir konu olarak mı ele alınması tartışılıyor, SANAT BAŞLI BAŞINA MÜSTAKİL DERS OLARAK MÜFREDATA GİRMELİDİR. 2016 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni´nde konuşan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ?Kültür-sanat alanında gelişemeyen bir ülkenin, gerçek manada bağımsız olabilmesi, en azından bağımsızlığını sürdürebilmesi mümkün değildir. Sadece yeni değerler yetiştirmek noktasında değil, sahip olduğumuz kıymetleri küresel düzeyde anlatma ve büyük kitlelerin onları tanımalarını, onlardan etkilenmelerini temin konusunda da kat etmemiz gereken çok mesafe var? Kültür, sanat ve ilim adamlarının ülkeye yaptıkları katkıların, güvenlikten ekonomiye, sağlıktan spora kadar diğer alanlarda yapılan hizmetlerden daha az, daha aşağı görülemeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: Ülke olarak, maalesef, bu gerçeği yeteri kadar idrak edemediğimizi kabul etmek mecburiyetindeyiz. Cumhurbaşkanlığı olarak, ?marifet iltifata tabidir´ sözünden hareketle,  hiçbir saplantıya kapılmadan, tamamen kültür, sanat ve ilim insanlarımızı takdir ve teşvik amaçlı olarak bu ödülleri veriyoruz. Geçmişte dağınık bir şekilde, farklı kamu kurumları tarafından yapılan bu değerlendirmeleri, artık Cumhurbaşkanlığı bünyesinde toplayarak, devletin en üst ve itibarlı ödülü haline getirdik. Bu ödüllerin, değerlerimizi, öncelikle kendi insanlarımıza, onlarla birlikte tüm dünyaya tanıtma konusunda arzu ettiğimiz neticelere vesile olmasını diliyorum.? Şeklinde ifade ettiğini hepimiz biliyoruz ve bazılarımız bu sözlere de şahitlik ettik. Sayın Cumhurbaşkanının bu açıklamalarından sonra konusu ile ilgili Kurum Kuruluş, Sivil Toplum örgütleri üzerlerine düşen görevleri ACİLEN yerine getirmelidir. Bu kaçınılmazdır? UZMANLARCA ACİL PAKET PROĞRAMLARI HAZIRLANMALI? ?KÜLTÜR-SANATLA TAHKİM EDİLMEMİŞ KALKINMANIN, BİZİ GÖTÜRECEĞİ YER ZEVKSİZLİKTİR? profesyonel sanatçıların/Zanaatkarların eğitim ve öğretimine katılımlarını sağlayıcı destekleyici merkezi bir program yoktur, fakat yüksek eğitim kurumları onları davet edip etmemeye kendileri karar vermektedirler. Bu kurumlarda dahi KENDİ ALANLARINDA UZMANLAŞMIŞ ?USTA? lardan faydalınabilir. Sanat konuları müfredat alanı veya başka zorunlu derslerin parçası olarak karşımıza çıkmamalıdır.Ve SANAT derslerine ayrılan süre uzun olmalı. Sanat eğitiminin amaçları ne olmalı? Şöyle bir araştırma yaptığımızda, Tüm ülkelerin sanat müfredatlarında genç insanların sanatsal becerilerini geliştirmelerini, anlayış ve bilgilerini pekiştirmelerini sağlamaları hedeflerinin olduğunu. Ayrıca bir çok ülke eleştirel bakışı geliştirme, kültürel mirasın anlaşılması, bireysel ifade ve yaratıcılık (hayal kurma, problem çözme ve risk alma) hedeflerini sanat müfredatı dahiline yerleştirmiştir. Yaygın olarak görülen diğer hedefler ise sosyal beceriler, iletişim becerileri, sanattan zevk alma, farklı sanat biçimleriyle uğraşma ve medya, özsaygı; sanat yoluyla yaşam boyu öğrenmenin pekiştirilmesi; ve sanatsal yeteneği tespit etmek. Öğrencilere sanatı birinci elden deneyimleme şansı tanıyabilmek için, bir taraftan okullar ve eğitimotoriteleri arasında bir işbirliği kurulması gerekmekte ve öte taraftan sanatçılar ile sanatı destekleyenkurumlar arasında işbirliği yapılması önemlidir.Bu durum eğitiminin kalitesini elbette arttıracaktır. Kısacası herkes elini taşın altına koymalı ve GELECEĞİMİZ olan ÇOCUKLARA daha güzel  YAŞANABİLİR TÜRKİYE bırakmak istiyorsak SANAT tan uzaklaşmamalıyız, SANAT-SIZLAŞ mamak üzere ALLAHA emanet olun?
YAZARIN DİĞER YAZILARI