?>

Mazide Bir Okul Yolculuğu

Mazide Bir Okul Yolculuğu

Talha Gurbetçi

2 yıl önce

<p>Dostlar, bugün sizi şöyle bir  ELLİ yıl gerisine götüreyim, anılarımız tazelensin... </p><p> Ben, İlkokuldan sonra; orta tahsilime; 1965-66 yıllarında  başladım. Evimiz stadyumun üzerinde; hamam durağı olarak bilinen yerde idi. Her gün, çoğu kez bu yolu; yürüyerek, gidiyordum. Okulumuz, Merkezde bulunan İmam Hatip okulu idi. </p><p>Yürüme güzergahım, zaman, zaman değişse de; çoğunlukla aynı idi. </p><p>Evden çıkar, Rasathanenin önünden, Halil Rıfat paşa okulunun önüne erişirdim.  Yolun hemen aşağısında; Stadyum bulunmakta idi. Yol boyu, bahçeli evler, mevcuttu. Bazı evlerin bahçelerinde; yaz aylarında meyve ağaçlarının, meyve verdiğine şahit oldum. </p><p>Anlamadığım, hala da; anlayamayacağım bir konu var. Onu belirteyim. Kimi ev sakinleri; bahçe duvarlarının üstünü demir korumalıklarla, kapatırlar. Doğrudur. İyi de; o parmaklıkların üzerinde bulunan, sivri demirler, ne içindir? anlamış değilim. </p><p>Halil Rıfat paşa ilkokulunun hemen yanında pazar kurulurdu. Sonra, O, pazar yeri; Ticaret Lisesinin köşesine taşındı. </p><p>Yeri gelmişken; Ticaret Lisesinin inşaat aşamasını hatırladığımı, belirteyim... </p><p>Ticaret lisesinden, eski mit binası ve nafa evleri denen yoldan; taşlı sokağa doğru yürürdüm... </p><p>O, yoldan devam ederek; taşlı sokaktaki, üç dükkanlara varmadan, sağ tarafta hamam bulunan, yolu güzergah olarak, kullanıyordum. O yolun devamında; küçük, ahşap veya kerpiçten yapılan evleri geçtikten sonra; yukarılardan süzülerek gelen, küçük ırmak denilebilecek, su engelini aşmak için; tahta köprüden geçmek, mecburiyetindeydim. O zaman, şu an Büyük Otelin arkasında bulunan, bu ırmağın; etrafı sevimli evlerle, dolu idi. Tahta köprüyü geçerek ilerledikten sonra; Tam Esen sinemasının karşısından; İstasyon caddesine çıkıyordum. </p><p>SSK  Hasta Hanesinin yerinin boş arsa olduğunu; çocukların O, alanda top oynadıklarını, biliyorum. </p><p>Sivas Kalesi, O gün ki hali ile; heybetli ve gizemli idi… </p><p>Yürüdüğüm tarafın hemen arkasında, bir yazlık sinema mevcuttu. Yeni Sivas Lisesi inşaat halinde idi.  Yolu biraz geçince; Hemen yolun kenarında; Omay sineması yapılmıştı. Biraz ilerlediğimiz zaman; O zamanki adı ile; Sivas Lisesi karşımıza çıkıyordu. Bu Lise, Kongre binasında; eğitim, öğretime devam ediyordu. Lisenin etrafı duvarlarla çevrilmişti. Duvarların hem ön tarafında, hem duvarların içerisinde; sıra, sıra ağaçlar mevcuttu. </p><p>Daha sonraları Lise binasının karşı köşesinde; Akman pastahanesi diye, bir işletme vardı. Akşamları, şehirler arası otobüsler buradan kalkıyordu. </p><p>Gurbete selam, yolculuğa devam... </p><p>Şu andaki görkemli binaların yerine; daha sade, iki katlı, kimi zaman tek katlı ev ve dükkanların önünden geçerek; Valilik binasına erişiyorduk. </p><p>Yolun karşı tarafında; yürürken, karşımıza Tan sineması ve çifte minare çıkıyordu. Hemen bitişiğinde cıbıllar parkı... </p><p>Parkın içerisinde tarihi bir bina vardı. Selçuk Ortaokulu orada eğitim ve öğretimine, devam ediyordu. Hemen onun önünde meşhur CHP binası mevcuttu. Meydanın bu tarafı ilk zamanlar; otobüs durağı olarak, kullanılıyordu. </p><p>Buradan yeni Belediye binasını karşınıza alarak, askeri inzibat karakolunun önünden geçerek; Atatürk caddesine inerdiniz. </p><p>Ben daha çok, Valilik binasının hemen yanından, Kepenek caddesine girer ve okuluma öyle ulaşmaya çalışırdım. Valilik binasının yanında; Çevik Kuvvetin kullandığı, bir bina mevcuttu. Valilik binasının arkası; kimi zamanlar; seçim zamanlarında; partilerin,  miting alanı olarak, kullanılıyordu. Valilik binasının Numune Hasta Hanesine doğru olan kısmında; bir değirmen, mevcuttu. </p><p>Valilik binasından, kepenek caddesine doğru inerken; sıralı faytonları görebilirdiniz. Yolun karşısında Erişenlerin olduğu söylenen, bir büyük ev vardı. Kepenek caddesi aynı zamanda; fotoğrafçılar caddesi olarak, bilinirdi. Fotoğraçıları geçtikten sonra; Rahmetli Selçuk sporun başkanlığın yapmış,  Kenan ağabeyin kahvehanesinden sağa döndüğünüz zaman; Yine Sivas’ta şehrin ortasından geçen; bir ırmak sizi karşılardı. Bu ırmağın çevresi, görkemli banlarla donatılmıştı. Oradan okulumuza ulaşmak için;   tahta köprüden geçer, okula ulaşırdık... </p><p>Nefis  bir görüntü sizi karşılardı. Irmak kenarındaki Eski evler...<br>Eğer yolu uzatmak isterseniz; Yalçın sinemasının önünden geçerek, Kepenek suyunun aktığı çeşmeden bir su içersiniz. Devamında, sağlı sollu geniş avlulu ve genellikle;  iki katlı evlerin önünden geçip; ırmağa ulaşırsınız. Irmağa ulaştığınız zaman; sizi yine orada bir köprü karşılar. Köprüyü geçtikten sonra; sağ tarafa dönersiniz ve okulumuz karşıdadır... </p><p>Irmağın kenarındaki geniş avlulu, iki katlı evleri unutmak, ne mümkün? Irmak yukarılardan, şehri ikiye bölerek; Kızılırmak’a ulaşmaktadır. Yukarıya doğru da; sağlı, sollu muhteşem yapıları görmek, mümkündür... </p><p>Ayrıca, köprüyü geçtikten sonra, faytonların sol taraftan atları ile; ırmağın içerisine, girerek, kendilerince yıkama, yaptıkları, gözümün önüne gelmektedir... </p><p>Aşağı, yukarı bu yolculuğu ben, yaklaşık beş sene yaptım. Bu muhteşem manzaraları, görerek, okulumuza gidiyorduk... </p><p>Otobüs nerde? Servis nerde? Allah tabanımıza kuvvet versin... </p><p>DOLU   DOLU   DOSTLUKLARIN YAŞANDIĞI   OKUL  BİNAMIZ...<br>İlerleyen yıllarda aynı okulda yıllarca  öğretmen olarak çalışmak nasip oldu. Yine güzel dostluklar kazandığımız, unutulmaz hatıralar yaşadığımız, acı ve tatlı günlerimizi geçirdiğimiz, bazen  öğrencilerimize ayırdığımız sevgi ile donattığımız, o bina artık yok...<br>Öyle anlar vardır ki; hayali cihan değer... Yüreğini yanar. İçiniz  cız eder. Derin bir ahhh, çekersiniz...</p><p>Ben sadece bir bölümünü sizlere aktardım...   Zaman, zaman böyle paylaşımlarla; hem mazimizi  hatırlayacağız, hem şehrimizin eski halinden bilgiler vereceğiz... Bu bilgiler, bire bir yaşanarak elde edilmiş, bilgileridir... </p><p>An gelir,  gözler nemlenir... An gelir, boğazlar düğümlenir... </p>
YAZARIN DİĞER YAZILARI