Bir seni anlayamadım bir de seni sevdiğimi
Kalbimin derebeyliğinde bağlanmış elim kolum
Herşeyin sonbaharında ilkbahar arzularken
Öyle bir rüzgar esti ki kayboldu sağım solum
Sahili olmayan deniz, kanadı olmayan kuş
Basamaklarda tökezliyor demirden adımlarım
Güneşe küs gökyüzü, inişsiz onca yokuş
Musallada kuruyor kalpte yıkadıklarım
Ben şiire dokunmadım, haşa; bana şiir dokundu
Önce bir ezan duydum sonra sela'm okundu
Şimdi herkes biliyor ki seddini yıkan selim
En son şiire sayfa bekler kefenimde kalemim
Yıldız yere indiğinde, göğe leyl sindiğinde
Sen de anlarsın birgün, gönle aşk bindiğinde
Ol kainat muhabbetten etmiş kendinde zuhur
O muhabbet vechindendir semavat böyle durur
Nilüfer Akıngül
Leylifer