Yaklaşık iki haftadır Dünya’da yaşananlar hepimizi derinden etkiliyor, kalbimizde ve ruhumuzda iyileşmeyecek yaralar açıyor. Çünkü Filistin alev alev yanıyor, yakılıyor. Yıllardır İsrail'in zulmüyle savaşan Filistin 2 haftadır bu zulmün kat kat fazlasını yaşamak zorunda kalıyor. Filistin halkının evleri bombalanıyor, dünyaları başlarına yıkılıyor. Henüz kundakta olan bebekler, gözlerini dünyaya açıklarından beri savaştan başka bir şey görmeyen ve bilmeyen çocuklar vücutları paramparça şekilde acımasızca öldürülüyor. Peki bu zulümler devam ederken ümmet ne yapıyor? Ümmet sessiz ümmet suskun... Filistin halkı bizden medet umarken, İslam kardeşliğini destek olarak ararken ümmet sessizliğinde boğuluyor. Hiç kimse küçücük çocukların hesabını Katil İsrail’den sormaya bile teşebbüs etmiyor. ABD gibi sözde demokratik, özgürlükçü bir ülke Katil İsrail’in yaptıklarını tebrik edip üzerine bide yanınızdayız sloganları atıyor. Onlara göre İsrail ülkesini savunuyor(!) Ama İsrail’in bu zulmü savaş değil, bu zulüm kendini savunmak değil. Bu insanlık dışı bir suç. Hastaneyi bombalamak, utanmadan bu yoldan dönmeyeceğiz demek insanlıktan çıkmış olmak demek. Savaş ülkeler arasında yaşanır fakat bu bir savaş değil. Bu sivillerin acımasızca öldürüldüğü ve buna saçma sapan kılıflar uydurulduğu bir insanlık vahşeti. Hiçbir ülke hiçbir lider hastane bombalayarak, sivilleri katlederek ben ülkemi savunuyorum diyemez! Ülke savunmak başka bir şey! Peki Katil İsrail’i seyretmeye devam edecek miyiz? Etmeyelim! Kardeşlerimizi, ümmeti yalnızlığa gömmeyelim. Bu vahşet bugün onlara yarın da bize olabilir. O evlatlar yarın bizim evlatlarımız olabilir. Daha da geç olmadan Katil İsrail’e dur demek için, bu vahşeti durdurmak için daha çok mücadele edelim. Ve dualarımızda kardeşlerimizi hiç unutmayalım ki zalimler bu dünyada da hal ettikleri cezayı bir an önce bulsunlar.