?>

KÖR, SAĞIR, TOPAL

Ahmet Hasdemir

9 ay önce

Bu hafta yine Yıldız’da idik. Okuyucumu sıkmak istemem ama bu sefer Yıldız Dağında farklı bir güzelliği yaşama imkânı bulduğum için okuyucularımla bu güzelliği paylaşmak istedim. Hafta içi Buruciye A.Ş. Genel Müdürü Mustafa Altun telefonla aradı. TRT Belgesel Kanalı “Maceraya Engel Yok” isimli programın çekimi için Sivas’ta olduklarını, Yıldız Dağı zirve tırmanışı yapacaklarını, kendilerine rehberlik konusunda yardımcı olup, olamayacağımızı sordu. İşin içinde memleketimin tanıtımı olunca memnuniyetle yardımcı olacağımızı söyledim ve program çekimi için Sivas’ta olan yetkililerle akşama doğru genel müdürlük binasında biz üç arkadaş Mustafa beyin odasında belgeselcilerle buluştuk. Belgeselin yönetmeni Suat Emuce önce yaptıkları programın sıra dışı bir şey olduğunu,  bunu özellikle izleyicinin dediğini söyledi ve anlatmaya başladı. Özetle: " Üç değerli maceracı engelli arkadaşımız var. Onlar kendilerini kör, sağır, topal diye adlandırıyor. Ama biz bu çekimler sırasında birbirimizi ötekileştirmeden, birbirimizin eksik veya fazla hiçbir tarafını görmeden birçok şeyi başarabileceğimizi gördük. Şimdiye kadar çok güzel çekimler yaptık, üçü de çok başarılı işler çıkardı. Ekip olarak bize çok şey öğrettiler, öğrenmeye de devam ediyoruz. Şimdi de Sivas’tayız, Yıldız Dağında karda zirve yapmak istiyorlar, bize rehberlik yapar mısınız?” dedi ve sordu. İşin içinde Yıldız Dağı, Sivas ve üç maceracı olunca yok dememiz ne mümkün, cuma günü Yıldız Dağında buluşmak üzere anlaştık. Cuma günü üç maceracıyla tanıştık. Üçü de birbirinden kıymetli, hayat dolu, yaptıklarını anlatırken üçünün de coşkusu görülmeye değerdi. Kısa da olsa tanıtayım. Yürüme engelli olan Ayhan Metin, koltuk değnekleriyle ayakta kalabiliyor, çocuk felci geçirdiği için iki bacağı da gelişmemiş, bir tanesinde %20’lik canlılık varmış, diğeri sıfır dedi. Hiç dert değil diyor, öyle esprili, öyle sempatik konuşması var ki, etrafına insanları toplayıp neşe kaynağı olabiliyor. Ankara’da Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Genel Sekreteri, Türk Kızılay Engelsiz Ankara İl Başkanı ve İç Anadolu Koordinatörü ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında kamu çalışanı, yaşı elliyi geçmesine rağmen doktora öğrencisi ve üç çocuk babası. Birincilikleri bol bir spor hayatını anlatırken, helal sana demekten kendimizi alamadık. Hem gece hem gündüz yapmış olduğu kayak ile izleyenleri adeta büyüledi. Özel imalat kayaklarla yaptığı gösteriyi herkes şaşkınlık ve takdirle izledi. Ayhan’ın çok büyük performans isteyen karda hem de aşırı rüzgârlı havada yaptığı zirve tırmanışı herkes tarafından tam not aldı. İşitme engelli Şule Denli ise işaret dili tercümanı ve bankacı, kendisiyle çok iletişim kurma imkânımız olmadı ama diğer iki arkadaşıyla olan bağı güçlü gözüküyordu. Onun sessizliğine rağmen doğanın sessiz dilini anlama yeteneği diğerlerinden güçlü olduğu için doğayla bağ kurmada eminim diğerlerine destek oluyordur. Görme engelli olan Mustafa Musa Beydoğan ise Türk Dili ve Edebiyat öğretmeni, körlerin hassasiyetlerini öyle güzel anlattı ki, aklımda kalanları aktarayım: ”Bizler doğuştan kör rolü oynayan insanlarız. Allahın bize bu dünyada bize biçtiği rol bu. Dünyadaki bütün körlerin toplumun algıladığının dışında sıradan bir birey ne yapabilecekse yani sıradan insanlara hangi imkânlar verildiğinde neler başarabiliyorsa kör olanlara da aynı imkânlar verildiğinde aynı şeyleri yapabileceklerini düşünüyorum. Biz burada kendi maceramızı ortaya koyuyoruz. Ağrı dağına çıktım, 5137 metreyi gördüm, daha doğrusu hissettim. Görmek sizin algıladığınız boyutta değil ama benim algıma göre ben gördüm, orayı yaşadım, orayı kokladım şimdi de Yıldız Dağını kokluyor, görüyor ve buranın havasını teneffüs ediyorum.”  Mustafa hocamın kör olması, doğa macerasını daha derin ve çok yönlü yaşamasına engel olmadığını gördüm. Görme engeline rağmen, diğer duyularını kullanarak doğanın sunduğu güzellikleri keşfetme yeteneğiyle, doğa deneyimlerini daha özel ve zengin hale getirip keyif aldığını hissettim. Vedalaşıp, ayrıldık, yol boyu Sivas’a dönerken neler geçti aklımdan. Kendi tabirleriyle kör, sağır, topalın nasıl macera yaşayacağı sorusuyla geldiğim sahadan engelli ya da engelsiz insanoğlunun kendi sınırlarını zorlayarak neleri yapabileceğini görmüş oldum. Dostluk ve dayanışmanın gücü, en zorlu durumlarla bile başa çıkılabileceğini gösterdi bize. Fiziksel engele rağmen üç maceracı doğanın zor şartlarında hem fiziksel hem de zihinsel yeteneklerini ne güzel kullandılar. Yoğun kar ve tipiye rağmen belirlenen zirveye çıktılar. Gözü görmeyen Mustafa hoca, görmek yerine duyularına güvenmek zorunda olduğunu, kendisine verilen işitme, dokunma ve koku duyularıyla, onu diğerlerinden daha hassas yaptığını, yürüme zorluğu yaşayan Ayhan’ın doğadaki engelleri aşmak için yaratıcı çözümler bulmak zorunda olduğunu yoğun karda tırmanış yaparken bulduğu pratik çözümlerle buna şahit olduk. Zirveye çıktığımızda engellerin sadece fiziksel olmadığını aynı zamanda zihinsel ve duygusal olduğunu anladım. Üç arkadaşın yaşadıkları bu macerada, cesaretlerini, kararlılıklarını, birbirlerine olan bağlılık ve muhabbetlerini kutluyorum. Bize doğanın güzelliklerini keşfetmek için engellerin üstesinden gelmenin herkes için mümkün olduğunu gösteren TRT Belgesel Kanalına, onun başarılı yönetmeni Suat Emüce ve ekibine Sivas’ta daha nice projelerde bir araya gelme temennisiyle çok teşekkür ederim.  
YAZARIN DİĞER YAZILARI