Dün, Ali Turan Bey aradı beni. “İsrail’le Ticaret Devam Etmeli” başlıklı haberimizle ilgili biraz sitemkâr, biraz da serzeniş cümleleriyle haberimizle ilgili rahatsızlığını ifade etti. Şunu hemen belirtmek isterim; Ali Bey’in, haberimizi okuyup bize geri dönüş yapması ve TV programında söylediklerinin yanlış anlaşıldığını söylemesi bizim için önemli. Bizi tanıyan bilir ki; Bizim gazetecilik anlayışımız tek taraflı bir gazetecilik değildir. Biz, tek taraflı bir gazetecilik anlayışını da savunmuyoruz. Haberin muhatabı ya da muhataplarına da söz hakkı veriyoruz. Yani karşı tarafın kendisini ifade etmesi de bizim için önemli. Bunun örneklerine burada girecek değilim. Yaptığımız haberlerle ilgili yapılan her yoruma değer verip yayınlıyoruz. Dolayısıyla ben yaptım oldu, ben dedim oldu anlayışında değiliz. Önce bir defa bunu bir kez daha Sivas Kamuoyuna hatırlatmış olalım…   Gelelim Ali Turan Beyin haberimizle ilgili serzenişlerine. Ali bey diyor ki, “Benim Filistin Davasıyla ilgili hassasiyetimi en önce hemşerilerim bilir. Sayın Cumhurbaşkanımızın Filistin ve Filistinliler konusundaki hassasiyetini de tüm Türkiye ile birlikte İslam Âlemi biliyor. Bizim, Filistin ile ilgili yaptıklarımızı da burada ilan edecek değilim. TV Programında ben, giden gemilerin Filistinlilere gittiğini ancak Filistin’in limanı olmadığı için mecburen İsrail Limanlarına gidiyor. Söylediğim bu. Ancak şunu da söylemem lazım; Türkiye’de bir kesim var. Onlar önce Türkiye’yi, Ruslarla savaştırmak istedi. Bunu beceremediler. Türkiye oyuna gelmedi. Şimdi ise bazıları Türkiye’yi, İsrail’le savaştırmak istiyor. Benim aslında dikkati çekmek istediğim taraf, bu taraf.” Ali Bey’in, meccanen söyledikleri bunlar. Aslında bir avuç Filistinlinin onurlu direnişini bizler de sadece izlemekle yetiniyoruz. Şahsen ben de Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başta Arap Ülkeleri olmak üzere İslam Dünyası içerisinde Filistin meselesine en çok desteği verdiğine inananlardanım. Ama tek başına bir Türkiye olmuyor işte. Önce Arap Ülkelerini bir görsek(!) ama maalesef onlarda da hiç meseleyi sahiplenme duygusu sanki yok gibi… Özetle, keşke bütün İslam Âlemi, Türk Milleti kadar bu meseleye duyarlı olsa ve sahiplense…